Paylaş
Ölesiye sevmiştik birbirimizi. Yeminler ettik, sözler verdik, hayaller kurduk... Her şey masal gibiydi.
Çok güvenmiştim ona. Ta ki evleninceye kadar...
Cicim aylarından sonra bana ettiği yeminlerin, verdiği sözlerin, daha da önemlisi sevgisinin yalan olduğunu anladım.
Sözlerinin hiçbirini tutmadı. Oysa ben onun için birçok şeye katlandım. Karşılığı bu mu olacaktı?
şimdi çok mutsuzum. Geçmişi ne yapsam içimden atamıyorum. Sinir sahibi oldum. ıki gün gülebiliyorsam, beş gün mutsuz, asabi, hayattan bıkmış biri oluyorum...
Ne olur yardım edin ablacığım, ne yapmalıyım? Günden güne eriyorum...
Rumuz: Sevgim mazide kaldı
Bu tarzda o kadar çok mektup alıyorum ki, artık hanginize teselli vereceğimi bilemiyorum.
Kızım boşanmalar ne kadar arttı görmüyor musun? Gençler bir gün evlenip, ertesi gün boşanıyor neredeyse. Bir dostumun kızı evlendi, nikâhına gittim. Ardından tam hediye almaya hazırlanırken, boşanma haberi geldi. Üç ay sürdü evlilikleri. İnanamadım!
Bugün gençlerin en büyük sorunu, evlilikten çok şey beklemeleri. Her şeye çok çabuk sahip olma istekleri. Bu zamanda bu mümkün mü? Bunca sıkıntı, bunca kriz, bunca işsizlik arasında ve her şeyin anormal pahalı olduğu bu zamanda?
“Bana söz verdiği hiçbir şeyi yapmadı” diyorsun. Belki de yapamadı. Yapabilmek için belki de çok çalışmak zorunda kaldı. Bu durumda da seni ve evini ihmal etti. Çünkü para kazanmak zorundaydı.
Şimdi bakıyorum, evlenen çiftlerin bir anda her şeyleri tamam oluyor. Ev eşyaları, düğün masrafları, borç harç alınan takılar, taksitle gidilen balayı... Bütün bunlar kolay mı?
Bizim zamanımızda evimizi yavaş yavaş kurardık. Yeni bir eşya almak için zamanını beklerdik. Birinin taksiti bitmeden ötekini almazdık.
Ben tüm pazar günümü çamaşır yıkamaya ayırırdım. Benim makinem merdaneliydi, otomatik makineler çok pahalıydı. Bulaşık makinemiz de yoktu. Zaten ülkede yoktu. Bulaşık makinesiz ölmedim ama.
Eşimle o zaman kendimize bir Dual pikap almıştık, 33’lük ve 45’lik plaklarımızı çalıyordu. Karşısına geçip, saatlerce hayran hayran dinlediğimizi çok iyi hatırlıyorum. Çocuklar gibi sevinmiştik. ışte mutluluk buydu... şimdi öyle mi ya?
Bütün bunları bir düşün istersen. Belki eşinin de mutsuz olduğunu fark edersin. Hep beklentilerinin neden olmadığını değil, belki de imkansızlığını anlamaya çalışmalısın.
İnsan sevdiğinin yanında mı, yoksa kendisini sevenin yanında mı mutlu olur
Sevgili ablacığım, bu kadar insanın sıkıntısını dinlemek sıkmıyor mu seni?
Hiç ruhun daralmıyor mu? ışiniz gerçekten çok zor...
Benim sana yazma nedenime gelince... Ben 23 yaşındayım, üniversite mezunuyum ve şu an kendi alanımda olmasa da çalışıyorum. Beş yıldır ilişki yaşadığım genç ise üniversite ikinci sınıfta.
Onunla aynı yaştayız. Elbette hep evlenmeyi planladık. Fakat ailesi beni istemiyor. Bunun nedeni ise çok ilginç... Ben çok güzel ve asiymişim. Bu yüzden onları dinlemezmişim. Başına buyruk yetişen bir kız, onların gelini olamazmış...
Bütün bunlar, erkek arkadaşımdan uzaklaşmama neden oldu. Bir de aramızda cinsel anlamda sorun var. Onunla öpüşmek ya da bana dokunması sinirlerimi bozuyor. O kadar geriliyorum ki, anlatamam...
Erkek arkadaşım, evlenirsek bu isteksizliğimin biteceğini söylüyor. Ama bence onu artık sevmediğim için bu kadar isteksizim.
Sizce evlenirsek, ailesi bizim için ileride sorun olur mu? Evlenince bendeki bu cinsel isteksizlik biter mi? Yoksa bu ilişkiyi bitirmeli miyim?
Onun sevgisinden şüphem olsa, ayrılık bu kadar düşündürmezdi beni.
İnsan sevdiğinin yanında mı, yoksa kendisini sevenin yanında mı daha mutlu olur?
Rumuz: Ablacığım
Önce kendimle ilgili sorunu cevaplayayım. Evet kızım, işim çok zor. Ne kadar pozitif düşünmeye çalışsam da, bazen okurlarımın sorunları beni derinden etkiliyor.
Ama bir yandan da insanlara yardım etmek beni mutlu ediyor.
Senin sorunlarına gelince... Bu tür bir aile her zaman için size sorun yaratacaktır. Senin asi ruhunla asla bağdaşamazlar, çünkü onlar zeki, eğitimli bir gelin değil, uysal bir esir istiyorlar.
Cinsel isteksizliğin, tamamen ruhsal kaynaklı. Ailesi nedeniyle bu gence karşı kırgın ve öfkelisin. Bu durumdan onu sorumlu tutuyorsun. Bence kırgınlığın sevgini bastırmış durumda.
Belki onda, adını koyamadığın ama itici bulduğun birtakım nedenler de olabilir. Ağzının kokusu, rahatsız edici bir hareketi gibi...
Son soruna ise şöyle cevap vereyim; insan hem sevdiği hem de sevildiği zaman mutlu olur. Buna göre kararını sen ver kızım.
Paylaş