Paylaş
Toksoplazma adlı parazit doğadaki sulardan bitkilere çok yerde bulunur. Bu otları yiyen ineklerde, koyunlarda, bu hayvanların dışkısında ve etinde de görülür. İyi pişmemiş o etleri yiyen insanlara ve hayvanlara da bulaşır.
Hayvanların dışkılarından doğaya, toprağa geri döner... Yani bu bir tür kısır döngüdür.
Salata yapmak için aldığımız marulda, maydanozda toksoplazma paraziti olması ihtimal dahilindedir. Yine parazit bulaşmış otları yiyen koyun, inek gibi hayvanların kaslarına da parazit yerleşebilir.
Salam, sucuk veya çiğ köfte gibi ürünler yediğimizde farkında olmadan o paraziti vücudumuza alabiliriz. O nedenle sebzelerimizi çok iyi yıkamak, etlerimizi iyi pişirmek zorundayız.
Kaldı ki söz konusu parazit sadece göze değil, beyin dokusuna, bağırsaklara, akciğerlere, tüm organlarımıza yerleşebilir.
Hatta plasenta yoluyla bebeğe de geçebilir.
Diyelim ki insana bir şekilde bulaştı. Çaresi olmayan bir hastalık değildir. Basit bir testle bu parazit anlaşılabilir. Tedavisi mümkündür. Ancak zamanında anlaşılmalıdır.
Artık Ortaçağ zihniyetinden vazgeçmeliyiz... Her konuda ilk suçladığımız hayvanlar olmamalı, hemen onları yok etmeye kalkmamalıyız.
Toksoplazmadan korunmak için uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:
◊ El hijyenine özen gösterin, ellerinizi sık sık yıkayın.
◊ Bahçe işleri ile uğraşıyorsanız mutlaka eldiven giyin.
◊ Çiğ ya da az pişmiş et (salam, sucuk vb.) yerken dikkatli olun. Bunları bilmediğiniz yerlerden almayın.
◊ Çiğ et ile temas ettikten sonra mutlaka ellerinizi yıkayın.
◊ Çiğ et kestiğiniz bıçağı ve kesme tahtasını iyice yıkamadan kullanmayın.
◊ Çiğ sebze ve meyveleri mutlaka çok iyi yıkayın.
◊ Dışarıda yeşil yapraklı salataları yerken bir kez daha düşünün.
◊ Kedinin kumunun sık aralıklarla mutlaka değişmesini sağlayın. Kumu değiştirirken eldiven kullanın. Sonrasında mutlaka ellerinizi yıkayın.
◊ BERRA ÖZBEY
YANIT
Büyük şehirlerde, nerede bir sorun baş gösterse ilk suçlanan kediler ve köpekler oluyor. Tabii sokak hayvanlarını besleyenler de, hayvanlardan sonraki ilk hedef!
Bu hayvan düşmanı kişiler bilmezler ki bizler çocuklarının üstüne titreyen anneler gibiyiz ve her ne olursa olsun hayvanlarımızı koruruz. Her şeye rağmen dikkat edin, evvelki yıllara göre artık daha sıklıkla, pek çok mahallede sokaklarda bir köşeye bırakılmış kuru mamalar ve su kapları görebiliyoruz. Kısacası halk arasında giderek gelişen bir duyarlılık söz konusu.
Ancak şuna da dikkat çekmek istiyorum.
Biz hayvana şiddet uygulayanlara daha ciddi cezalar getirilmesini beklerken, aynı yasayla sokaklardan tüm hayvanların toplanıp barınaklara kapatılması tehlikesi doğdu. Bunu yangını körüklemek istercesine her gün kedilerle ya da köpeklerle ilgili olumsuz haberlere rastlar olduk.
Lütfen gerçeği iyice araştırmadan bunu yapmayın!
Paylaş