Paylaş
Aklı başında biri olmasam, daha en başında sevdiğim adamdan şüphe etmez ve istediklerini yapardım. Ama yapmadım. Daha önce yazdığım gibi yine gelse, yine aynı şeylerde diretse, yine kabul etmem. İstediklerini yapmadığım için de asla pişman değilim çünkü evlenmeden önce yaşanan cinselliğin günahından korkarım. İnsan ne zaman imanını bozarsa, o zaman cinsel açlık hisseder.
Tabii isteyen istediği yaşta, istediği şekilde yaşar cinselliğini, o beni hiç ilgilendirmez. Tercihlerinden dolayı da kimseyi yargılamam.
Gelelim benim için “kuş beyinli” diye yorum yapan zavallılara... Nelerin konuşulduğunu, tartışıldığını bilmeden kendi kafalarına göre ne de güzel etiketliyorlar karşılarındakini, ne meraklılar tanımadıkları birine akıl vermeye. Yaşananların ayrıntısının bu köşeye aktarılamayacağı malumken üstelik...
Bu bir tek benim için geçerli değil. İnsanlar en yakınındakilere bile anlatamadıklarını, samimi bir şekilde size anlatabiliyorlar. Bazı haddini bilmezler de çok bilmişlik taslıyor.
Ben hâlâ dürüst insanların da var olduğuna inanan ve adımını dikkatli atan biriyim. Bir insanın duygularını zekâsıyla ölçmek ne kadar da acımasızca oysa...
Zaten bana geri dönmesi değil, ablasının gerçeği bilmesini ve karşıma çıkmasını istemem en doğal hakkım. Bu nasıl bir ruh halidir anlamak istiyorum. Onu doğru dürüst tanımadan buradan yorum yapanlar gibi, hiçbir şey bilmeden yargılamak istemiyorum kendisini.
Ayrıca “aşk” her zaman bir hayal ürünüdür ve insan gerçekte karşısındakine değil kafasında kurduğu kişiye aşık olur. Bunu bildiğim için onun gerçek kimliğine aşık olmadığımı, aslında onsuz da gayet güzel yaşayabileceğimi biliyorum.
Bu yaşadıklarım ve hissettiklerim asla beni hayata küstürmez, kaldığı yerden daha sıkı sarılırım hayatıma. Ama yine de insan canı yanmadan mutlu olamıyor. Bu yaşıma kolay gelmedim, başarımı elde ederken kimse elimden tutmadı. Sağ olsun anne-babamın bana olan inançları dışında...
Yine de bir insanın hayatına girip, daha sonra hiçbir şey olmamışçasına çıkmak bu kadar kolay olmamalı.
Okurlarınıza söylemek istediğim son sözüm: Yaşayan, sizden çok daha fazla kafa patlatmıştır her türlü olasılığa. O yüzden haddini aşan yorumlarınızı kendinize saklayın.
RUMUZ: ÇIRPINAN KANADI KIRIK KUŞ
Sevgili kızım, bu cumartesi yayınlanan yazına gelen yorumları ben de takip ettim. Aslında insanların başkalarını çok kolay yargılayabildiklerini, son derece hoşgörüsüz davrandıklarını, bu tür olayların kendi başlarına ya da yakınlarının başına asla gelmeyeceğine inandıklarını biliyorum.
İşte bu tür okur yorumları, neden kolay kolay “Güzin abla” olunamayacağını gösteriyor. Bu köşenin neden 40 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini, neden insanların gerçek bir ablaya sığınır gibi sorunlarını bana açtığını anlayabiliyorsundur.
Acımasızca yargılamak çok kolay. Senin açıklamaların da gerçekten çok yerinde ve uyarıcı...
Okurlarımdan ricam, internette bir mektubu yorumlarken, o kişiyi rencide etmemeye, kırmamaya, aşağılamamaya özen göstermeleri. O insanın zaten kırgın ve üzgün olduğunu düşünün ve kendinizi biraz olsun onun yerine koymayı deneyin. Böyle yorumlar sizi de üzmez miydi?
Paylaş