Geleceğimizi yok ettiklerinin farkında değiller mi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Sevgili Güzin Abla, ben 18 yaşında bir genç kızım. Ama gençliğimi ne kadar yaşıyorum, bilinmez.
Hayatımın en kötü günlerini geçiriyorum... Tahmin ediyorum ki, benim gibi pek çok gencin de durumu aynı...
Ben ÖSS mağdurlarından biriyim. Bu sene ikinci deneyişimdi ve dershaneye gitmeden hazırlanmıştım. 331 puan aldım ama hiçbir yere yerleştirilemedim. 4 binlerde olmam gerekirken sıralamam 7 binlerdeydi. Sizce bu adil mi?
İtiraz etsem neye yarar, ne faydası olur ki? Bu yaşta akıl sağlığımı yitirmek üzereyim bu sistem yüzünden. Hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey düşünemeden, bütün bir sene bu sınava hazırlandım; ama bir okula yerleştirilemedim.
Oysa tek isteğim Hacettepe Üniversitesi Almanca Tercümanlık bölümüydü. Puanım buna gerekenden yüksekti... Ama olmadı. Tercihte de hata yaptığıma inanmıyorum. Birçok öğretmenin fikrini aldım çünkü. Özel üniversiteye de gidemem, ben bir öğretmen çocuğuyum.
Bu sistemi hazırlayanlar bizleri hiç mi düşünmüyorlar? Bizim bir tek hatamızın bile bedeli ağırken, onların tek işi bunları doğru düzgün hesaplamak değil mi? Bizim geleceğimizi yok ettiklerinin farkında değiller mi?
Başka bir ülkede böyle bir hata olsa, yer yerinden oynardı... Ama bizim ülkemizde üstünde bile durulmuyor maalesef.
Hani "Çalışan, hak eden kazanır" diyorlardı? Öyle değilmiş meğer... Bunu görmüş, öğrenmiş oldum ve bu hem benim için hem de ailem için çok acı. Ben ve benim gibi olan gençlerin hak ettiği son bu değil...
RUMUZ: SELİN
Çok sevgili kızım, sanırım önümüzdeki yıllarda bu garip sistemi ve sınavı tamamen kaldırıp, daha akıllıca bir uygulamaya geçeceklerdir. Bildiğim kadarıyla bu konuda tartışmalar sürüyor...
Ancak, gerçekten yıllardır bu sınavın yanlış olduğunu, gençlerin tüm yaşamını bu birkaç saatlik sınava bağlamalarının ne büyük hayal kırıklığı yarattığını, ben de dahil herkes defalarca yazdık, çizdik. Umarım bir değişiklik yapılır. Senin gibi birçok genç de böyle haksızlıklarla karşılaşmaz... Ama bence sen yine de itiraz edip, hakkını aramalısın.
O hayata sımsıkı tutundu, ama...
Lütfen aşağıdaki mektubu okuyun ve mümkün olduğu kadar çevrenizdekilere iletin. İletin ki, yitirilen bir can, bir bebeğe can versin!
Bebeğin adı Ege Mahir Yıldız. Bu isimde internette web sitesi var. Mümkün olduğunca duyurabilirsek, belki onu kurtarabiliriz. Bu bir para yardımı talebi ve her gün gelen sıradan zincir mail’lerden biri değil..
Asla para istemiyorlar. Bizden tek bekledikleri, bu haberi mümkün olduğunca çok insana duyurmamız ve bu organ naklini Ege bebek için mümkün kılmamız. Bir de dualarınızı esirgemeyin diyorlar.
"Adı Ege, bizim iki aylık bebeğimiz... Doğduğundan beri İ.Ü. Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatıyor. Şu anda damardan beslenerek hayata tutunuyor. Çeşitli hastalıkların birbirini tetiklemesi sonucu incebağırsağın tamamı ve kalınbağırsağın yarısı alındı. Doktorların yaşamasına mucize dedikleri Ege’mize bir umut ışığı doğdu.
İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi’nde incebağırsak nakli yapılacak. Tabi ki, uygun donör (gönüllü) bulunabilirse... Donörün 0-2 yaş arası 0RH+ kan grubuna dahil olması gerekiyor.
Ne yazık ki, ölmek üzere veya yeni kaybedilmiş bir donör olmak zorunda. Ailelerin ikna edilmesi gerekiyor. Bir hayat kaybedilirken, bir hayatı kazanmak an meselesi...
Eğer bulunursa ve nakil başarılı geçerse Türkiye’de bir ilk yaşanacak, hatta belki de dünyada. Zaman Ege’nin aleyhine işliyor. Lütfen yardım edin... Bir cana can katma zamanıdır... Bu mucizeye herkes ortak olsun...
Heyecanlandığımda bir türlü kendimi ifade edemiyorum
Sevgili Güzin Abla; öncelikle size yazan okurların problemlerini tüm içtenliğinizle ve sağduyunuzla paylaştığınız için teşekkür ederim.
Ben 24 yaşında, üniversite mezunu, yabancı dil bilen ve özel bir şirkette çalışan bir genç kızım. Benim problemim kekeliyor oluşum. Bu, küçük yaşlardan beri süregelen bir problem. Ve benim iş hayatımı, insanlarla olan iletişimimi, kendimi ifade etmemi de son derece olumsuz etkiliyor.
Özellikle iş hayatımda, telefon görüşmelerinde, üstlerimle konuşurken bu problemi fazlasıyla yaşıyor olmam kendime olan güvenimi kaybettirdi. Günden güne de başarımı, geleceğimi, psikolojimi olumsuz etkilemekte.
Oysa cıvıl cıvıl, azimli, verilen işleri akıllıca yürüten ve çözen bir yapım var. Fakat bir türlü kendimi ifade edememem, heyecanlandığım zamanlarda hiç konuşamıyor oluşum beni altüst ediyor. Bir keresinde bu konuyu ele almıştınız, dil altına kalem koymaktan bahsetmiştiniz. Evde kendimce bu şekilde sesli kitap okumayı denedim, ama düzelmedi.
Sizden ricam, tanıdığınız ve bu konuda uzmanlaşmış bir doktorla iletişim kurmamı sağlamanız. Mümkünse ikamet ettiğim Mersin’de tedavimi sağlayacak bir uzmana beni yönlendirmeniz. Bana bu konuda lütfen yardımcı olun. En azından ulaşabileceğim bir telefon olursa çok sevinirim.
Size kolaylıklar diliyorum. Yüreğinizdeki sevgi dolu tomurcuklar günden güne yeşerip kök salsın...
RUMUZ: ÜZGÜN
Güzel kızım, bunca yeteneğinin tutuk konuşman nedeniyle silinip, boş yere kendini ezik hissetmen gerçekten beni çok üzdü. Bu durum, ne yazık ki çevrendekilerin, senin değerini anlayamamalarına yol açabilir.
Ama üzülme, her şeyin bir çaresi var elbette... Aradığın uzman ne yazık ki Mersin’de değil, çünkü Mersin’de hiç kimseyi tanımıyorum... Ankara’da her zaman önerdiğim ve çok güvendiğim, yararlı çalışmalarıyla dikkat çeken bir uzman var. Kekemelik, bozuk konuşma konularında çok değerli bir Doç. Dr. Temel Pamir... Telefonu, 0312 439 12 22...