Flört edenlere hakareti ahlak bekçiliği sanıyorlar

Sevgili Güzin Abla, ben 18 yaşında genç bir kızım.

Öncelikle size teşekkür ediyorum, çünkü bağnaz zihniyete rağmen yılmıyor, insanlara çağdaş yolu göstermeye çalışıyorsunuz. Ahlaklı ve erdemli bir toplum olma yolunda bize ışık tutuyorsunuz.

Bazen size yöneltilen tenkitleri görüyor ve çok üzülüyorum... Ahlaktan bahsediyorlar durmadan, peki namus bekçiliği onlara mı kalmış! Onlar ki flört eden genç kızlara hakaret etmeyi ahlak bekçiliği sanıyorlar. Bana göre onlar, çağdaş genç kızların düşmanlarıdır.

Eğer flört olmasaydı, masum sevgiler nasıl doğacaktı, yalnız görücü usulü ile mi evlenilecekti? Flört olmasa mutlu evlilikler nasıl oluşacak, insanlar evlenmeden birbirini nasıl tanıyacaktı? Herhalde sevgiye katlanamıyorlar. Bazıları bu şekilde düşünmeye devam ettikçe asla çağdaş olamayız. Sevgiyi yaşamak, flört etmek, sevdiğin insanla yakın olmak, doğanın kanunu çünkü... Engel olunamaz.

Flört, sevgiliyi tanıma ve aşık olma devresidir; bu zihniyetle o güzel duyguyu kirletmesinler lütfen... Aşka ve sevgiye saygısı olmayan insanın hiçbir şeye saygısı yoktur bana kalırsa...

Bir de aşırı uç noktalardakiler var tabii... Onlar da sizi tutucu olmakla suçluyorlar. Onlara göre herkes her istediğini yapmalı, toplumu ve ahlak kurallarını hiçe saymalı... İşte bu tipler de toplumumuzun giderek uçuruma sürüklenmesine neden oluyor.

Oysa siz bu iki farklı uçtakiler arasındaki dengeyi kurabiliyorsunuz.

Güzin Abla, ne olur bu yazıyı yayınla, böyle insanları uyaralım... Size seviyor ve saygı duyuyorum, kolay gelsin... 

RUMUZ: LÜTFEN BİRAZ SAYGI

Beni anladığın ve içinde bulunduğum zor durumu takdir ettiğin için teşekkür ederim kızım... Senden çok daha olgun yaşta olup da bu konuya uzak kalanlar o kadar çok ki...

Ben tam anlamıyla "Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal" durumundayım aslında... Biliyorsun, toplumumuz gerçekten bir kaos yaşıyor. Ahlaki değerler, gençlere karşı anlayış, olgunluk, sosyal açıdan topluma uyum gibi kavramlar tamamen altüst olmuş durumda...

Aşırı tutucu olan kesim, gençlere hiçbir hak tanımıyor, onları baskı altında tuttukça işler daha da karışıyor. Öte yanda ise modern ve çağdaş görünen aşırı özgürlük taraftarı kesim var. Bunlar her türlü kısıtlamaya karşı çıkıyorlar. Sanki bu ülkede yaşamıyor, toplumu tanımıyorlarmış gibi...

Ben yine de kendi düşüncelerimden ve anlayışımdan şaşmıyor, kimsenin yoluna da girmiyorum... Zaten her zaman orta yolu bulmaya çalışmışımdır.

Sedef hastalarına faydalı bir site

Sevgili Güzin Abla, bu size sanırım dördüncü mektubum... Sedef hastaları için faydalı bilgilerin yer aldığı web sitemizi yayınlarsanız çok memnun oluruz.

Ben çok uzun yazmak istemiyorum, sadece sitemizin adresini yayınlamanızı, bu vesileyle tüm sedef hastası arkadaşlara yardımcı olmak isterim...

Sitemizin adresi www.sedeflinx5.tr.gg

Umarım bu sefer yayınlarsınız.


RUMUZ: GÜRHAN

Sevgili okurum, sanırım benim köşemi takip etmiyor ve bana haksızlık ediyorsunuz. Çünkü ben bu mektubu köşeme aldığımı çok iyi hatırlıyorum.

Ama madem tekrar yazmışsınız, bir hatırlatma daha yapayım dedim. Hiç sedefle ilgili bir gelişme olur da ben duyarsız kalır mıyım? O kadar çaresiz sedef hastası okurum var ki...

Kocam eski eşimden olan çocuklarımı istemiyor

Sevgili Güzin Ablacığım, ben iki çocuk annesi, 33 yaşında bir kadınım. İlk eşimden ayrılmak zorunda kaldım. İki çocuğumla ne yapacağımı bilemezken, karşıma sevebileceğim bir adam çıktı.

Başlarda bana çok iyi davranıyor, çocuklarıma da baba olacağını söylüyordu. Beni işte bu şekilde kandırdı! Ona inandım ve evlendim. Ancak evlendikten birkaç ay sonra gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Çocuklarımı istemediğini söyledi. Eğer onunla evliliğimi yürütmek istiyorsam, çocuklarımın bizimle oturmaması gerekiyormuş. Ben de ister istemez çocuklarımı annemin yanına gönderdim. Onları yalnızca eşim evde yokken, gizli gizli yanıma alıyorum. Zaman zaman da ben gidip onları görüyorum. Ama bu bana yetmiyor.

Eşimin maddi durumu iyi. Benim yaşadığım hayatı onların da yaşamasını istiyorum. Onlarla aynı çatı altında kalmak, onları dilediğim zaman öpüp koklayabilmek en büyük hayalim...

Diğer yandan, çocuklarım da istenmediklerini biliyor ve onunla karşılaşma düşüncesiyle titriyorlar. Ne yapmalıyım? Onu günün birinde yumuşatabilir miyim dersiniz? Böyle bir evlilik ne kadar sürebilir sizce?

RUMUZ: ÇARESİZ ANNE

Bana kalırsa böyle uzun süre dayanamazsın kızım. Diyelim ki annen rahatsızlandı (Allah korusun) ya da bir sorun çıktı. O zaman ne yapacaksın?

Erkekler neden zaman zaman böyle kalpsiz olabiliyor, aklım almıyor. Seninle evlenmek için çaba gösterirken de senin iki çocuk annesi bir kadın olduğunu biliyordu bu adam. O halde neden şimdi böyle vicdansız davranıyor? Bir annenin çocuklarından ayrı asla mutlu olamayacağını bilmiyor mu? İstediği kadar sana saray vaat etsin, sen o sarayın içinde böylesine mutsuzken, ne yapacaksın parayı pulu?

Ayrıca onun sana değer verdiğinden de kuşkuluyum kızım. Eğer seni gerçekten seviyorsa, yavrularından ayırıp da sana bu acıyı yaşatmaz. Bana kalırsa kesin bir tavır almalısın. Çocuklarından ayrı yaşamanın senin için ne kadar acı olduğunu ona söyleyebilmelisin. Aksi halde seni de kaybedebileceğini hissetmeli. Belki biraz insafa gelir de seni mutlu edebilmek için onları yanınıza almanıza izin verebilir.

Ancak bu kadar katı ve acımasız bir adamda ne bulduğunu gerçekten merak ediyorum! Konu maddiyat ise; bunu çocuklarınla paylaşamadıktan sonra neye yarar?
Yazarın Tüm Yazıları