Rumuz: Aslan Burcu. Sevgili Güzin Abla, geçenlerde evli erkeklerle ilgili bir yazınızla beni gerçekten can evimden vurdunuz. Çünkü benim en büyük derdim evli erkekler.
Ben onlardan çok zarar gördüm. ‘‘Ortalıkta bekár erkek mi kalmadı’’ diyorsunuz. Evet, evlenecek bekar erkek yok. İşin doğrusu ortalıkta evlenecek, doğru dürüst erkek yok.
10 yıl kadar önce boşandım. Ve 10 yıldır evlenmek istiyorum, ama ne mümkün? Bu arayış beni çok yordu. Şöyle kaliteli, efendi, oturmasını kalkmasını bilen, tahsilli veya iyi bir işi olan erkek bulamadım. Eğer erkek iyiyse, mutlaka kapmışlar, kadınlar akıllı. Veya eğer erkek biraz kaliteliyse, etrafında birçok kadın dolaşıyor. Boş bırakmıyorlar. Büyük bir rekabet ortamı oluşturuyorlar. Kapmaya çalışıyorlar, zira iyi erkek çok az.
Benim karşıma bekár erkek ya hiç çıkmıyor ya da çok az çıktı. İnan ki bu böyle Güzin Abla. Ben yüksek tahsilli, çok iyi bir mesleği olan, mali açıdan ayakları yere basan, güzel bir kadınım. Karşıma çıkan bekar erkekler ya benden yaşça çok küçük ya da beş parasızdılar. Maddi bakımdan benden bir şeyler bekledikleri açıkça belliydi. Yaşça küçük olanlar da 13 yaş gibi farklıydı. Ama etrafımda dolaşan evli erkeklerin haddi hesabı yok. Hele bir de boşanmışsan, kolay kadın sanıyorlar. Boşanmayı reddediyorlar, seni de 2. hatta 3. kadını olarak kullanmak istiyorlar. Karşılarındaki hanım onlara duygusal açıdan bağlanır mı, acı mı çeker, rencide mi olur hiç umurlarında değil. Sadece değişiklik arıyorlar, kendi heveslerinin ve cinsel ihtiyaçlarının tatmininden başka bir şeye değer vermiyorlar.
1996'da, meslektaşım olan evli bir beye aşık oldum, neden derseniz, çok yalnızdım, etrafımda bekar erkek hiç yoktu. Bana, sanki evliliğinden memnun değilmiş gibi, ne iltifatlarla yaklaştı. ‘‘Karım şişmanladı, çirkinleşti, hiç sevmiyorum, ayrılmak istiyorum’’ diyerek ne çiçekler, çikolatalarla yaklaştı. Uzak durmaya çalıştımsa da ısrarla uğraşarak beni kendisine aşık etti. Ancak benim duygularımın yoğunluğunu fark ettiği andan itibaren de tam 180 derecelik değişiklikle, benden kaçmaya başladı. Onun tek istediği, cinsel açıdan memnun olmadığı eşinden farklı bir kadınla iyi bir cinsellik yaşamakmış. Boşan dedim, kızdı. Yıllar sonra öğrendiğime göre eşi zengin bir ailenin kızıymış, para bağı varmış. Benden kaçmaya, görünce yolunu değiştirmeye başladı. Başka kadınlarla da görüştüğünü öğrendim, çok üzüldüm. Hayatım kayıyordu az kalsın. Ben büyük çabalarla kendimi kurtarana kadar akla karayı seçtim.
1994'te yıllardır etrafımda dolanıp duran bir evli bey vardı. Bana hep ilgi gösterir, boşansam mı deyip dururdu. Çok şaşırtıcı bir şey oldu ve karısı, kalpten aniden öldü. Acısı geçtikten 1 yıl sonra ‘‘İşte bekársın evlenelim’’ deyince, tam 180 derecelik dönüş yaptı, birçok kadınla bekár hayatı yaşamaya başladı ve benden de uzaklaştı. Hani yıllardır peşimde dolaşan kimdi?
Bu da bir başkası. İşte erkekler böyle. Hiçbirine güvenmiyorum artık. Çok kötü oluyorlar hele evli erkekler. Duygusal açıdan zayıflığınızı hemen anlıyor ve istismar ediyorlar. Bunu da yapan bir doktor.
Size sadece iki örnek verdim. Erkeklerden o kadar ağzım yandı ki, 1999'dan bu yana, hayatımda kimse olmadı. Kendimi işime verdim. Boylu boslu, güzel bir kadınım. Beni, Mehmet Ali Erbil'in kayınvalidesine benzetiyorlar.
Yalnızlık kötü. Evlenecek bekár erkek olmayınca, karşımıza çıkan ve evlenmek isteyen ilk erkekle evlenmemiz mi lazım? Uygun olmasa da, beğenmesek de, gene de ilk evlenme teklif edenle mi evlenmeli insan? Ben bu sorunun içinden çıkamadım.
İşte size bir nebze de olsa, samimi şekilde içimi açtım. Tümünü anlatsam roman olur. Güzin Abla, yoksa hangi hanım evli erkeklere bakmayı ister ki? Kimse istemez. Ama ortalıkta bekár erkek yoksa, evli erkek kaynıyorsa çok yalnız kalınca, duygusal açıdan zayıf oluyor insan ve bunların birine kanıyor ister istemez. Farkında bile olmadan oluyor bu. Zayıflığımızdan istifade ediyorlar. Ama ben tövbeliyim. İşte gerçekler böyle.
Güzin Abla, inşallah bu uzun yazımı okursunuz. Sizin ile biraz dertleştim, vaktinizi aldım. Ama köşenizde bana da bir akıl verirseniz sevineceğim. Her zaman gönlüm sizinledir.
SEVGİLİ kızım, zaman zaman beni erkeklere çok yüklendiğim için kınayanlar oluyor, ya da evli erkeklerle ilişkiye sıcak bakmadığım için neredeyse çağdışı kaldığımı bile düşünenler oluyor. (Ne demekse?) İşte senin bu güzel fakat çok uzun mektubun (kısaltmak zorunda kaldığım için beni bağışla) tüm gerçekleri o kadar güzel ortaya koyuyor ki, inan benim söyleyecek söz kalmıyor. Ancak ben yine de senin kadar karamsar değilim. Birçok kötünün yanında o kadar da iyi insanlar var ki... Önemli olan bunu yakalayabilmek. Elbette ki gönlünün istediği, yüreğinin sevdiği biriyle evlenmelisin. Yeter ki karamsarlığa kapılma ve yüreğinin kapılarını sevgiye kapatma. Kırkından sonra mutluluğu yakalamış birçok kadın var. Senin gibi akıllı ve güzel bir kadının kıymetini bilen biri mutlaka çıkacaktır. Sana mutluluklar diliyorum.