Evlendiğime çok pişmanım

Eşimle evlendikten bir süre sonra “ben ne yaptım” sendromu yaşamaya başladım. O güzelim hayatı gencecik yaşta bırakıp neden bu sorumluluğu seçtim! Ben artık bu evlilikte yapamıyorum.

Haberin Devamı

22 yaşındayım ve bir oğlum var, 2 yıllık evliyim. Eşimle çok kısa sürede tanışıp evlendim.
Sadece 4 aya yakın birbirimizi tanıdık ve sonrası hep evlilik, düğün telaşıydı. Kısacası senemiz dolmadan evlendik. Eşimle geçirdiğim 4 ay, bir ömre bedeldi.
Sonrasında evlilik denilen olay tam oturunca aptala döndüm. Ve “ben ne yaptım” sendromu başladı.
Çünkü benim çok güzel bir üniversite hayatım, arkadaş çevrem ve ailem vardı.
Maddi manevi her şey elimin altındaydı. Ve önceden neşe dolu bir kızdım.
Herkes enerjimi neye borçlu olduğumu sorardı, şimdi ise gözyaşlarımın nedenini soruyor. 2 yıl oluyor ve karşımda kabullenemediğim bir hayat, bir evlilik, bir ev, bir sorumluluk var. Bu yolun geri dönüşü olmadığını, bu hayata adapte olmam gerektiğini kabullenemiyorum.
Sürekli “ben ne yaptım, nasıl böyle bir yola girdim, evlilik için çok erkendi” diyorum kendime. O güzelim hayatı gencecik yaşta bırakıp neden bu hayatı, bu sorumluluğu seçtim!
Kimseye bir şey anlatamıyorum çünkü ne kimsem kaldı çevremde ne de her tesellinin sonunun şu cümleye çıkmasına tahammülüm kaldı: Kendin yaptın...
Bilseydim yapar mıydım?
İleriyi görebilseydim, eşimin bu hal, hareketlerini...
Bu tavırlarını, bu ilgisizliğini, bu evi görebilseydim, hiç yapar mıydım!
İlk 1 yıl hayatımda olan o adam gitti, yerine bambaşka biri geldi. Gözlerimin içine bakan, mutluluğumla mutlu olup üzüntümle üzülen adam...
Beni, ben yapan, mutlu eden adam bambaşka bir kimliğe büründü. Evde varlığımı bile fark etmiyor kısacası.
Ve ben artık yapamıyorum, psikolojim iyi değil. Hayatımdaki hiçbir şeyden keyif alamıyorum...
Bu hayatı bırakıp başımı alıp kimsenin beni tanımadığı bir yere gitmek istiyorum.
Lütfen bir yardım eli uzatır mısınız Güzin Hanım...
Benim, kendimi, bu hayatı, bu evliliği, psikolojimi, yuvamı toparlamaya hiç olmadığı kadar ihtiyacım var.
◊ Rumuz: Çok yoruldum

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, satırların yüreğime dokundu.
Pişmanlığını satırlarından anlamak zaten çok kolay. Kendin de söylüyorsun, “Sürekli ben ne yaptım, nasıl böyle bir yola girdim, evlilik için çok erkendi. O güzelim hayatı gencecik yaşta bırakıp neden bu hayatı, bu sorumluluğu seçtim” diyorsun ya, işte bütün sorun burada.
Çok genç yaşta, çok aceleye getirilmiş bir evlilik yapmışsın.
Üniversiteye giden, belki de güzel bir mesleğe hazırlanan bir gencecik kızken, birden kendini evli, çocuk sahibi, sorumluluklar yüklenmiş bir kadın olarak bulmuşsun.
Yapı olarak belki de bunu kaldıracak durumda değilmişsin. Çok çabuk pişman olmuşsun.
Eşinin ilk bir yıldan itibaren değiştiğini söylüyorsun. Belki de eşin sendeki bu pişmanlığı hissettiği için değişti. O gözünün içine bakan adam, birden karşısında evlilik sorumluluğunu kaldıramayan bir kadın bulmuş. Bundan o da rahatsızdır belki...
Artık geçmişini düşünmenin anlamı yok, her şeyden önce sen bir annesin. Eminim böyle bir ortamda büyümek oğluna mutluluk getirmeyecektir...
Eşin ise evlendiği o neşeli, mutlu keyifli ve sevgi dolu genç kızı arıyordur. Elbette o da çok mutsuzdur...
Ancak ben, çok istesem de bu küçük köşemden senin içinde bulunduğun bu karamsar duruma pek fazla yardım edemeyeceğimi biliyorum, sevgili kızım...
Eşinle iyi bir aile terapistine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları