Sevgili Güzin Abla, gazetem Hürriyet’te evde köpek beslenmesi konulu yazıyı okuyunca, hemen size yazmak istedim.
Bir öğretim üyesi, ‘Köpek beslenen eve, Cebrail de dahil hiçbir melek giremez. Melek girmeyen eve şeytanlar dolar. Şeytanların bulunduğu yerde ise fesat ve huzursuzluk hakim olur... Peygamber efendimiz böyle buyuruyor’ demiş.
Allah allah! Yeri, göğü, okyanusları, balıkları, böcekleri, bitkileri, hayvanları, bütün kainatı, canlıları, yaratan Yüce Tanrı, köpekleri de yaratmadı mı?
Neden köpekleri eve almayın desin? Yüce Allahın en sevgili kulu, en güzel huylara sahip, en güzel ahlaklı Peygamberi, nasıl, köpek giren eve melek girmez, şeytan girer der?
Bu, ancak hurafeden öteye gidemez.
Dinlerin en güzeli, en bağışlayıcısı, en hoşgörülüsünde böyle buyruk olur mu? Bu hurafeye, bu devrin çocukları bile güler!
Aylar önce, televizyonda bir kadın programında, öğretim üyesi bir hocamız ‘Bir kimse, sokakta aç gezen bir köpeği doyursa, susuzluktan dili yapışmış bir köpeğe su verse, yarasını tedavi etse, bu Kabe’ye gitmekle eşdeğerdir. Bir kimse, hastanede yatan bir hastayı ziyaret edip, ağzına pamukla su damlatsa, bu da Kabe’ye gitmekle eşdeğerdir’ diye anlatmıştı. Demek ki, yüce Rabbimiz, düşkün, hasta bir insanla aynı durumdaki hayvanı bir tutup, onları ayırmıyor.
Bundan, 3,5 yıl kadar önce, dünyalar güzeli, Golden Retriever cinsi bir köpeciği evimize aldık. Geldiğinde, henüz 2 ay 10 günlüktü.
Bu beraberliğimiz başladıktan, bugüne kadar geçen zaman içinde ona kucaklar dolusu sevgi sunduk. Bu sevgi sonunda sanki evimize sihirli bir değnek dokundu.
O güne kadar, çok iyi eğitim almış, kariyerini yapmış kızım, bir türlü ideal eşine rastlayamamıştı. O hayallerindeki gibi bir evlilik yapıp, Lyon’a yerleşti. Oğlum, Turizm Otelcilik Okulu’nu bitirdi. Ama, ablası gibi bir üniversite bitirmediği için içimiz buruktu, o da, yüksek eğitim gördü, ABD’den diploma aldı.
Eşim, 25 yıldan beri hayal ettiği kendi mühendislik bürosunu kurdu. Ben de, 50 yaşımda, çok ünlü bir hocadan, yıllardır hep istediğim kanun derslerini aldım. 6 yıllık konservatuvar eğitimini ise sadece üç yılda bitirdim.
Hani, köpek giren evde, fesat ve huzursuzluk olurdu? Asıl, köpeğin bulunduğu eve mutluluk giriyor.
Köpekler insanlara insanca yaşamayı öğretiyor.
Onların dünyasında; fesatlık, riyakarlık, kalleşlik, yüze gülüp arkadan dedikodu yapmak, aldatmak, halkı dolandırmak, çocuklara-yaşlılara eziyet, işkence yoktur.
Onların dünyasında, sadece gerçek, samimi, ölünceye kadar süren o eşsiz sevgi vardır.
Evinde köpek besleyenler, onlardan öğrendikleri bu yüce sevgi yüzünden, değişirler, eğitilirler ve bambaşka insanlar olurlar.
Bütün insanlara, bu hurafelere asla inanmamalarını ve tam tersine, onun verdiği sevgi ve dostluğun doyulmaz tadını tadabilmek, karşılıksız ve samimi sevginin ne olduğunu öğrenebilmek için evlerine birer köpek almalarını öneriyorum.
Ve bizim yaşadığımız mucizeleri, yaşamalarını diliyorum.
ŞEYDA ONAT
Ailemde göğüs ve rahim kanseri var
Sevgili Güzin abla, 42 yaşında bir kadınım. Benim ailemde çok fazla kanser hastası var. Anne tarafından, meme kanseri ve rahim kanseri olan yakın akrabalarım var. Bu nedenle ben ve kız kardeşim kendimizi bu konuda risk altında hissediyoruz.
Çevremizden duyduğumuz da hep ‘Aman kendinizi sık sık kontrol ettirin, erken teşhis çok önemli’ şeklinde tavsiyeler. Ancak biz orta halli insanlarız, sık sık kontrol yaptırmamız maddi açıdan pek mümkün değil.
Biliyorum, özellikle İstanbul’da bu alanda pek çok güvenilir merkez bulunuyor. Ama bunlar arasında kontrollerimizi yaptırabileceğimiz, bütçemize en uygun, tüm araştırmaları aynı yerde yapılabileceği bir merkez biliyorsanız, söyler misiniz? SSK sevki ile bu araştırmayı yaptırabilirsek daha iyi olur.
RUMUZ: ENDİŞELİ OKURUN
Haklısın, senin ve kardeşinin herkesten biraz daha fazla risk altında olduğun söylenebilir. Ama endişe etme, doktorlar her 10 kadından üçünde göğüs kanseri riski olduğunu söyler zaten...
Sana önerebileceğim en uygun yer, değerli uzmanlarıyla da dikkat çeken Şişhane’deki Türk Kanser Derneği’dir. Bir süreden beri yalnız teşhis alanında değil, tedavi alanında da faaliyet göstermeye başlayan bu merkez, yanılmıyorsam, SSK’dan sevkli hastalara da bakmakta.
Telefonları:
0 212 238 30 30
0 212 235 11 91
Kilolarım yüzünden hep eleştiri alıyorum
Ben 18 yaşında genç bir kızım. Yazılarınız, verdiğiniz örnekler insanlara o kadar çok destek oluyor ki anlatması zor.
Benim size bu ikinci yazışım, lütfen artık cevap verin. Çevremden çok eleştiri alıyorum. Konu, kilolarım. Artık bunaldım, çünkü her kafadan bir ses çıkıyor. Yolda yürürken bile dalga geçiyorlar. Lütfen yardım edin.
RUMUZ: ANKARA’DAN B.
Ah kızım, insanlar her zaman eleştirecek bir konu bulurlar, hiç merak etme sen. Ya zayıfsındır, ya şişman, ya burnun kemiklidir, ya çenen... Ya kısasındır, ya uzun! Sen kendine güven duymadıkça, onlar sana yüklenirler. Bu nedenle kendine güvenmen için ne gerekirse yapıp, onları önemsemediğini göstermelisin. Bugün artık çok iyi diyet uzmanları var. Kişiye özel harika diyetler hazırlıyorlar.
Hele senin yaşında bunu uygulamak, kilo vermek çok kolay. Hatta bazı diyetlerin akupunktur yardımıyla daha da başarılı olduğu da bir gerçek. Ankara’da, tanıdığım bir diyetisyen yok, ama biraz araştırırsan, bulabilirsin.
Bol bol yürüyüş yap ve keten tohumu gibi tok tutucu, sindirimi kolaylaştıran ürünlerle de diyetini destekle...