Ünlü gazeteci Uğur Dündar’ın bu hafta Hürriyet’ te manşet olan ilginç röportajını okumuşsunuzdur. Hapishanede resim yaparak, gitar çalarak zamanını değerlendiren, bu arada da yaşadıklarını gözden geçirme fırsatı bulan bu genç kız, belli ki nedamet getirmiş. Özellikle, yaşadığı o korkunç olayı, ergenlik çağı sorunlarına ve bu dönemdeki sevgi ve şefkat eksikliğine bağlamış. Şu sözleri gerçekten etkileyici: ‘Ergenlik çağını yaşayan genç, eksikliğini duyduğu sevgi nedeniyle bir arayış içine girer. Ne olduğunuzu keşfetme, kişiliğinizi oturtma dönemidir. Yaşadığınız ortam, içine girdiğiniz çevre sizi bir yere getiriyor. bu tuzaklardan kurtulmayı bekleyen milyonlarca genç var. İnternet sitelerine giriliyor, uyuşturucu var, kötü amaçlar var. Gençseniz çok dikkat etmelisiniz. Toplum içinde sizin zayıflıklarınızı kullanarak kötüye yönlendirebilecek çok fazla kötü insan var.’Bunlar o korkunç cinayetten sonra, kendisi gibi gencecik bir insanın vahşice öldürülmesinden sonra, vicdan azabı duyan, büyük bir pişmanlık içindeki genç bir kızın uyarıları. Gerçekten buluğ çağı her gencin yaşadığı oldukça zor bir dönemdir. Vücudundaki gelişmeyi, ruhunda ve bedenindeki değişiklikleri, cinsel dürtülerin uyanışını bir türlü kavrayamayıp, kendini ailesinden ve bütün dünyadan soyutlama, içine kapanma eğilimindedir. Aile büyüklerini düşman gibi görür, hiç kimsenin kendisini anlayamadığını düşünür. Anne ve babasının ilgisinden, sevgisinden, yakınlığından kaçar, sıkılır. Sadece yaşıtlarıyla olmaktan hoşlanır, onu bir şekilde bağımlı kılmış birilerinin peşine takılmaktan kendini alamaz. İşte bu dönemde uyuşturucu bağımlılığı, sigara merakı, sapık ilişkiler ona kurulabilecek tuzakların başında yer alır. Ancak bütün suç ailelerdeymiş gibi düşünmek ve göstermek elbette ki yanlış. Birçok ailede de, çocuğun bu döneminde, ne kadar sevgiyle ve şefkatle yaklaşılsa da, çocuk ailesine karşı bir set çekmiştir. Bu seti aşmak o kadar kolay olmaz ne yazık ki! Bu dönemde ailelerin büyük bir özveri, sabır ve hoşgörü abidesi olmaları gerekir ki, gerçekten çok zordur. Bazen bir psikoloğun yardımına başvurmak gerekebilir. Gülşah Dinçer’in vicdan azabı ve pişmanlığı, belki bir uyarı, ders alınacak bir tecrübe pek çokları için. Bu güzel röportaj nedeniyle Uğur Dündar’ı kutlamak istedim.Yavru bir Golden Retriver istiyorum21 yıllık bir öğretmenim, evliyim 22 yaşında bir kızım, 19 yaşında bir oğlum var. Sevgili eşimle de meslektaşız. Hiçbir sorunum yok, sadece içimde aşırı derecede bir hayvan sevgisi var. Bir Golden Retriever(erkek) yavru köpeğim olsun istiyorum. Ancak bu sevgiye para karşılığı sahip olmak istemiyorum. Bir okurunuzun iyi bir aileye vermek istediği böyle sağlıklı bir yavru var ise, ona talibim. Bir dönemlerde hayvanlardan korkardım, dokunamazdım bile. Birkaç yıldır arkadaşlarımın evinde tanıdığım bu gerçek dostlar ile aramızda tarifsiz bir bağ oluştu. O hayvancıklar sizi karşılıksız seviyor. Öğrencilerim kendi çocuklarım, eşim dostuma rağmen, bazen bakıyorum ki hiç kimse yok etrafımda. RUMUZ EĞRETMENSizi çok iyi anlıyor ve bu dileğinizi seve seve yerine getiriyorum, sevgili öğretmenim. Böyle bir dost edinmek, bir yavru köpeğe sıcak bir yuva sağlamak istemeniz ne büyük mutluluk! Umarım ona bir an önce kavuşursunuz. Köşeme başvuranlara telefonunuzu vereceğim. Her an yuvamı dağıtabilirimMerhaba Güzin abla, bir gün size yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama demek ki insanın başına her zaman her şey gelebiliyormuş. 30 yaşında, Belçika’da yaşayan, evli ve iki çocuk annesi bir kadınım. Eşim Türk değil ama Müslüman. 11 yıldır evliyiz. Hiçbir sorunumuz yok. Beni çok sever, bir dediğimi iki etmez. Ama sorun bende. Bundan 5 gün önce chat yaparken birisiyle tanıştım ve hayatım altüst oldu. Tanıştığım erkek benden yedi yaş büyük. Beni o kadar etkiledi ki! İnanın başıma ilk defa böyle bir şey geliyor, ama aşık olduğumdan eminim. Bu kişi Türkiye’de yaşıyor yani birbirimizden çok uzaktayız ama elimde olsa her şeyi bırakıp ona koşardım. Güzin abla, ne yapmalıyım? Bu ilişkiyi ilerletmek istiyorum.RUMUZ: S.E.Doğrusunu istersen kızım, hayretler içinde okudum mektubunu. Hani şu chat ilişkilerini duyuyor, biliyorum da, böylesine ilk kez rastlıyorum. Kızım sen ne diyorsun Allah’ını seversen. Hiç görmediğin, bilmediğin, bir kez bile karşı karşıya gelmediğin, yalnızca şu sanal ortamda görüştüğün, hepsinden de önemlisi, sadece ve sadece beş gündür, internet üzerinden tanıdığın bu adama aşık olduğuna nasıl karar verirsin? Kimdir, nedir? Evli midir? Bekar mıdır? Normal biri midir, değil midir? Sana yazdıkları doğru mudur? Ciddi midir, yoksa hayal dünyasında yaşayan, kimliği meçhul biri midir? Hatta erkek midir, kadın mıdır? Şu beş gün içinde nasıl anlarsın? 11 yıllık yuvanı ve iki çocuğunu bir anda gözden çıkarmaya hazırsın. Söyleyecek söz bulamıyorum. Sadece mantıklı düşünmeni bekliyorum senden. Doğrusu ya, şu sanal alemin böyle akıl almaz bir şekilde, yuvaların yıkılmasına yol açması da beni gerçekten çok üzüyor!