Paylaş
Sevgili Güzin Abla, çok çaresizim ne yapacağımı bilmiyorum. Eşimle aynı işyerinde çalışıyorduk, o benim en yakın arkadaşımdı. Bana olan ilgisine karşılıksız kalamadım.
En yakın arkadaşım sevgilim oldu. Kaldı ki her şeyimi onunla paylaşırdım.
Bu arada 6 yıllık normal bir arkadaşlığımız vardı.
Daha sonra da çok güzel birlikteliğimiz oldu.
Birbirimizi çok seviyoruz, evliliğe karar verinceye kadar sürdü bu mutluluğumuz. Ama ailesi beni hiç istemedi; eşimin zoruyla kabul ettiler ama bunu bana hep hissettirdiler.
Ailem de tam tersi benden çok sevdiler damatlarını.
Sonuçta kavga gürültü düğünümüzü yaptık, elimdeki kınalar kurumadan çok ağlattılar beni.
Çok şükür onlarla birlikte yaşamıyoruz. Ben hep eşime olan sevgimden alttan aldım, her şeyi sineye çektim.
Fakat eşimde bazı değişiklikler başladı, bana karşı güvensiz ve hırçın.
Ailemin bize gelmesinden rahatsız oluyor. Henüz beş aylık evliyiz ama ayrılma lafları başladı aramızda.
Onu anlamaya çalışıyorum, konuşmak istiyorum, daha çok öfkeleniyor ve gene tartışıyoruz. Çok yoruldum artık Güzin Abla, ben mutlu olmak için evlendim. Ailesinin yaptıklarını unutmak için elimden geleni yapıyorum.
Sonuçta “eşimin ailesi, biz bir aileyiz, olur böyle şeyler” diyorum ama eşim benimle ayı düşüncede değil. Ona karşı nasıl davranacağımı şaşırdım.
Rumuz: Gülümse kaderine
Ne eşinin ailesi, ne de senin ailen kızım, siz artık eşinle bir ailesiniz. Kendi yuvanıza ve birlikteliğinize onları katmamalısınız.
Bir evlilikte seninkiler, benimkiler tartışması başladığında çok şey yıkılır. Sonunda bu evliliğin bitmesine neden olabilir.
Eşinin ailesi bir kez seni sevmemişse, ayrılmanız için ellerinden geleni yapmak isteyecektir. Sanki sen mutsuz olursan, kendi sevgili oğulları mutsuz olmayacakmış gibi.
Onlara bu fırsatı vermemelisin. Eşinin ailesiyle ilgili tartışmaktan kaçın. Onlarla da kendi ailenle de mümkün olduğu kadar az görüş. Sen aileni görmeye git ama onlar daha seyrek gelsinler. Yuvanızı bu kadar zorlukla kurmuşken, yıkmanız yazık olur. Hele başkaları yüzündense, pişmanlık duyabilirsiniz ikiniz de.
Kendime boşanmış olmayı yakıştıramıyorum
Ablacığım, ben iki yıl önce görücü usulü bir evlilik yaptım ama 3 ay sürdü, ayrıldım.
Onunla cinsel anlamda bir şey yaşamadım ama bu durum beni çok yıprattı.
İnsanlardan sürekli kaçıyorum, boşanmak utanılacak bir şeymiş gibi geliyor.
Şu anda okuldan biriyle çıkıyorum.
Fakat o benim daha önce evlenip ayrıldığımı bilmiyor, söyleyemiyorum.
Kendime böyle bir durumu yakıştıramıyorum. Ne yapmalıyım?
Rumuz: Sinem
Sevgili kızım, şu anda bu yazını okuyan binlerce, boşanmış genç kadın, eminim seni kınayacaklardır. Çünkü bugünkü dünyada evlenmek kadar boşanmak da çok doğal oldu. Bunun başlıca nedenlerinden biri, kadınların artık eskisi gibi “kocamdır, ne yaparsa yapsın çekip oturmalıyım” düşüncesinden vazgeçmeleri. Bir de tabi kadının çalışıp, maddi bağımlılığını elde etmesi ve kendi ayakları üzerinde durmayı başarması çok önemli.
Ne demek “bu durum bana utanç veriyor, bunu kendime yakıştıramıyorum.” Boşanmış olmanın neresi utanç verici?
Bu hayat çok kısa kızım, göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçiyor. Hiç kimse artık bu kısacık ömürde sürekli mutsuzluk yaşamak istemiyor. Hayat bir şekilde devam ediyor. Çok gençsin, çok kısa süreli bir evliliğin olmuş, üstelik bu evliliği sana zorla kabul ettirmişler ki orada da hatalıymışsın.
Şimdi bu yanlış düşünceler yüzünden mutluluğu elinden kaçırmamalısın.
Sana uymayan bir adamla bir ömür boyu depresyon içinde yaşamak mı daha iyiydi?
Paylaş