Paylaş
Ben yurtdışında yaşayan, 21 yaşında genç bir kadınım. Geçen sene biriyle tanıştım, çok sevdim ve evlenmeye karar verdik. Ailem evliliğime çok karşıydı. Çünkü damat adayına güvenmiyorlardı.
“Bundan sana koca olmaz, ne olur vazgeç” dedi annem ve babam. Ama ben dinlemedim, çok sevdim ve geçen yıl evlendim.
Düğüne kadar eşim de ailesi de bir dediğimi iki etmiyordu. Ama düğünden sonra eşim ailemi görmemi yasakladı. Karşı çıktığım zaman da beni öldüresiye dövdü.
O zamanlar öğrenciydim.
Eşim ve ailesi, “Okulu bırakıp evinin kadını olacaksın. Evde oturup çocuk yapacaksın” dedi.
7 ay evli kaldım ve her gün eşimden dayak yedim.
Eşimin başkasından çocuğu olduğunu düğünden sonra öğrendim. Alkolik ve madde bağımlısı olduğunu da sonrasında öğrendim.
7 ay evli kaldığım süre içinde ailemle hiçbir irtibatım olmadı.
Telefonumu, altınlarımı, düğün paramı elimden aldılar.
En son dayanamadım ve “Yapamıyorum artık. Bu kadar işkenceye katlanamıyorum” dedim.
O zaman da eşim beni boğmaya çalıştı ve bana bıçakla saldırdı. Zor kurtuldum elinden, polisi ve ailemi aradım.
2 gün hastanede kaldım ve psikolojik olarak çok sarsıldım.
Onu bir zamanlar çok sevmiştim. Her şeyine katlandım, her şeyine göz yumdum ama onda insanlık, vicdan denilen bir şey yoktu.
Ben de çok saf, tertemiz duygulu bir insandım.
Herkesi kendim gibi biliyordum. Bu yüzden iyi niyetimden faydalandı.
İçim o insanlara karşı öyle nefret dolu ki, içimden onlara bana yaşattıkları acının aynısını onlara da yaşatmak geliyor.
Gururuma yediremiyorum o insanlık dışı hareketleri.
Şimdi ondan ayrıldım ve annemlerin yanında oturuyorum.
Onların elinden sağ kurtulduğum için çok mutluyum.
Allah razı olsun, ailem bana sahip çıktı.
Bana “Biz sana söylemiştik” demediler. Eminim ki benim dışımda birçok kadın, şiddete maruz kalıp ve susuyor.
Susmasınlar, kendilerini ezdirmesinler.
Benim hikayem birçok kadına ibret olsun ve haklarını savunsunlar. ◊ Rumuz: Şiddet ve nefret
YANIT
Sevgili kızım, aslında sana, “Çok şanslıymışsın” diyeceğim, belki de bana kızacaksın.
Ama inan bunca kadın cinayetinden sonra onların elinden canını kurtarabildiğin için sana şanslı olduğunu söylüyorum.
Belki de biraz daha fazla kalsaydın onların yanında, sen de o zavallı kadınların akıbetine uğrayacaktın.
Baksana sana ilk fırsatta bıçak çekebilen, seni öldüresiye döven bir adam, onu destekleyen bir aile...
Sen kıl payı kurtulmuşsun ellerinden.
Ben gerçekten bu insanları anlayamıyorum.
Kadına şiddet uygulayan, hatta onları gözünü kırpmadan öldürebilen, ellerini rahatlıkla kana bulayabilen bu cani ruhlu adamları düşündükçe yüreğim dayanmıyor.
Ülkemizde hemen her gün bir kadın öldürülüyor, en azından dayak yiyor, hastanelik ediliyor.
Nasıl onu bilmem kaç kere bıçaklayabilir, üzerine kurşun yağdırabilir? Bu nasıl bir nefrettir, nasıl bir acımasızlıktır, nasıl bir öfkedir?
Hemen her gün TV ve gazetelerde, bu tür cinayet haberlerini okumuyor muyuz?
İşte ben bu yüzden eşinden ayrılabilmiş olmanı, ailenin de sana sahip çıkmış olmasını sevinçle karşılıyorum.
Senin namına çok mutlu olduğumu söylemek istiyorum.
Bu yüzden bırak nefret etmeyi, onları hiç düşünme artık.
Sen çok gençsin...
Kendine yeni bir yol çiz, belki bıraktığın okuluna geri dönersin, belki yeniden evlenirsin.
Ama nefret çok kötü bir duygudur, onlara değil asıl sana zarar verir.
Bunu sakın unutma.
Paylaş