Paylaş
Sevgili Güzin Abla, 10 yıllık evli, iki çocuk annesi bir kadınım. Eşimle aramızda ciddi bir soğukluk var.
28 yaşındayım ama kendimi hiç bu yaşta hissetmiyorum. Evlendiğimizde de 18’imde ya var ya da yoktum.
Ancak çok yoruldum çünkü eşimle sürekli bir geçimsizlik içindeydik.
Eşim, benden 10 yaş büyük ve her zaman gözü dışarda.
Yakın zamanda da eşimin hayatında 6 yıldır başka bir kadın olduğunu öğrendim.
Zaten o da inkâr etmedi.
Bunu öğrendiğimden beri aramız iyice açıldı.
Eşim nedense dışarıda başka, evde başka biri oluyor.
Bunca yıl sonra bile onun nasıl bir insan olduğunu anlayamıyorum.
Telefonda bana çok iyi davranıyor.
Eve geldiğindeyse daha kapıdan girerken soğuk bir tavır içine giriyor.
Bu da beni çok üzüyor.
Sırf eşim rahat olsun diye, görüştüğü o kadınla bile arkadaş oldum.
Çünkü eşim bana açık açık “Ne seni bırakırım, ne de onu bırakırım” dedi. Ablacığım inanın ne yapacağımı hiç bilmiyorum...
Onu bırakıp gidemiyorum.
İki çocuğumla ne yaparım, ne ederim...
Kimi kimsem de yok.
Ailem uzakta, onların yanına dönemem.
Bizi istemezler.
Zaten çocuklar babalarına çok düşkün, onları da perişan edemem. Zor durumdayım...
Lütfen bana yardım edin, bir akıl verin.
Rumuz: Zor durumdayım
YANIT
Sevgili kızım, işte böyle hikâyeler benim canımı çok sıkıyor. Çaresiz bırakıyor. Normalde sana “Al çocuklarını çık git, bu utanmaz adamı bırak. Sen de kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalış” demeliyim.
Ama bütün bu söylediklerin, çok küçük yaşta evlendirilmiş olman, ailenin sana sahip çıkamayacağını belirtmen, çocuklarının babalarına düşkün olması, elimi ayağımı bağlıyor. Sana ne diyeceğimi bilemiyorum.
Çünkü benim söyleyeceklerimin önünü kesmiş oluyorsun böylelikle...
Yine de her şeye rağmen ailenin, eşinin hayatında bir başka kadın olduğunu, hem seni hem de onu böyle ikili bir yaşam sürerek birlikte idare ettiğini, öğrendikleri taktirde, çok da tepkisiz kalmayacaklarını düşünmek istiyorum.
Ama yine de bazı ailelerin, “Kocandır, boyun eğeceksin, hem biz sana iki çocuğunla bakamayız” diyebileceklerini de tahmin edebiliyorum. Böyle olaylarla ne yazık ki sık sık karşılaşmışımdır.
Sana “Boşan, bir kadın sığınma evine git, onların yardımıyla iyi kötü bir iş bulup, çalış” da diyemiyorum.
Belli ki pek bir iş de bilmiyorsun. Ancak evlere temizliğe gidebilirsin ya da el becerin varsa, bir şeyler örüp dikip onları satabilirsin.
Ama bununla da nasıl geçineceksin, ayrı bir eve çıkmak, iki çocuğa bakmak kolay mı? Hele bu zamanda...
Ancak, sana da kızıyorum. Neden dersen, “Eşimi rahatlatmak için o kadınla arkadaş bile oldum” diyorsun. Yok artık! Bu kadarı da fazla! O kadınla nasıl arkadaş olabilirsin? Ona nasıl katlanabilirsin?
Hem eşini neden rahat ettirmek istiyorsun, zaten belli ki adam fazlasıyla rahat... Hiç umuru değil, baksana sana “ikinizi de bırakmam” diyebiliyor.
Tam tersine, eşinin o kadını bırakabilmesi için senin biraz olsun gurur yapman, biraz üzgün olduğunu hissettirmen gerekiyor. Dır dır etme ama en azından ona her şey normalmiş gibi davranma. Ona sevgi ve ilgi gösterme.
O değil, sen ona karşı uzak davran ki senin ne kadar kırgın olduğunu biraz olsun anlayabilsin. Yoksa bu böyle yıllarca devam eder.
Adam o kadının varlığını sana söylemiş, rahatlamış... Bu olayda tek umudum eşinin boşanıp onu alacağını düşünüyorsa, bunun gerçekleşmemesi halinde kadının bıkıp kendiliğinden çekip gitmesi.
Evlenebileceği bir başkasını bulması...
Ama bu arada umarım bu kadından da çocuğu yoktur. Bir de ondan çocuk yaparsa durumun hiç de iyi olmaz, güzel kızım...
Allah böyle adamlara akıl fikir versin, ne diyeyim. Millet bu ekonomik koşullarda ailesine zor bakarken, bir de sevgili edinenlere şaşıp kalıyorum.
Paylaş