Paylaş
Bir yazında erkeklerin kadınlar kadar duygusal olmadığını, sevdiklerine yıllar boyu sadık kalamayacaklarını yazdın Güzin Abla. Bir erkek olarak bu yazına çok alındım. Sebebine gelince...
Ben orta sonda, sevgilim ise orta ikinci sınıftaydı. Adı Feride... Liseyi onunla aynı zamanda okuyabilmek için 1 sene ara verdim. Ve aynı sene liseye başladık.
Her kaçamak buluşmamızda evimizi hayal ederdik, çocuklarımızın adını tartışırdık. Bu şekilde yıl sonu gelip çattı. Yaz tatili boyunca doğru düzgün görüşemeyecektik, biliyorduk.
Birkaç tesadüf gibi uzaktan bakışarak geçirdik o yaz aylarını. Okullar yeniden açıldığında o okula gelmedi, evlerine gittiğimde kapı duvardı.
Sonra ortak arkadaşlarımızdan öğrendim ki, İstanbul’a gitmişler.
Hem de bana hiç haber vermeden, bir not dahi bırakmadan...
O zaman da, şimdi de aynı düşüncedeyim. Elinde değildi ki gidip gitmemek, ailesine karşı gelmesi mümkün değildi. Hele ki böyle bir konuda.
Onu hiç unutmadım, okuluma devam ettim. Bu arada başka birini sevmek istedim, olmadı. O bana Feride’nin baktığı gibi bakmıyordu. Kendimi Feride’nin yanında hissettiğim gibi hissedemedim.
Böylece o kızı bıraktım. Askere gidene kadar kimseyi sevmedim, arkadaşlık dahi kurmadım. Asker dönüşü işimi elime aldığımda annem, “Sevdiğin biri varsa söyle, evlendirelim seni” dedi.
“Var ama nerede, nasıl, ne yapıyor bilmiyorum. Belki de evlenmiştir, haberim yok” dedim. Bir süre sonra annemin beğendiği biri ile evlendim ve hâlâ onunla evliyim.
Feride’ye olan aşkım ise devam ediyor. Son nefesimi verdiğimde de yine onu seviyor olacağım. Her ne olursa olsun, onunla beraber olmak için hayatıma en baştan başlamaya razıyım ve maalesef biliyorum ki o hiç gelmeyecek.
Belki hayatından çok ama çok mutlu ve ben her uzaklara baktığımda o gelecek aklıma ve gözlerime onun uzun saçları...
Size yazmamın sebebi ise bütün erkekleri aynı görmeniz. Ben o söylediğiniz erkeklerle aynı değilim, farklıyım... Belki benim gibi erkekler de çoktur. Ben hâlâ Feride’ye sırılsıklam aşık adamım. Lütfen bir daha böyle diyecekseniz bile, “En azından birkaç istisna dışında” diye belirtin. Çünkü size çok kırıldım.
Erkeklerin de duyguları var, erkekler de acı çeker ve aşklarını unutamazlar. Kadınların neler hissettiğini, kadın olmasam da seven biri olduğum için anlıyorum. Ben unutmak için başka birine koşup teselli bile arayamadım. Ailemi üzmemek için ve ondan umudumu kestiğim için sevmeden evlendim.
Siz böyle erkekler de olabileceğini hiç düşünmüyor musunuz? Neden genelleme yapıp önyargıyla yaklaşıyorsunuz?
* Rumuz: Mehmet
YANIT
Belki de haklısın oğlum, belki de gereksiz bir genelleme yapmışım. Senin gibi duygusal, sadık ruhlu, özlem dolu genç erkekleri hiç düşünmeden yazmışım.
O satırları okuduğumda haksızlık yaptığımı anladım. Bu nedenle senden özür dilerim. Gerçekten senin gibi çocukluk aşkını ömür boyu unutamayan, onu ölünceye kadar seven birileri de olabilir elbette.
Ancak yine de şunu düşünmeden yapamadım; bu büyük aşkın nedeni kavuşamamış olmanız mıdır acaba?
Eğer her şey yolunda gitseydi, o genç kız çekip gitmeseydi, onunla aşkınızı yaşayıp evlenebilseydiniz, onu hâlâ şu anki kadar özlemle seviyor olabilir miydin?
Bazen bu büyük aşkların, bir türlü birleşememiş sevgililerin yüreğinde bir sızı olarak kaldığını, bu nedenle unutulmadığını düşünüyorum çünkü.
Siyasi görüşlerimiz yüzünden aramıza soğukluk girdi
Merhaba Güzin Abla, 1 yıldır büyük sorunlar yaşamadan devam eden bir birlikteliğim vardı. Ancak ben okul gereği bulunduğum şehirden uzağa taşındığım için, hemen hemen 4 aydır yüz yüze görüşemiyoruz. Bir hafta öncesine kadar her gün sık sık telefonlaşsak da, son günlerde bu da kesildi.
Çünkü erkek arkadaşımla son zamanlardaki konuşmalarımız hep kavgaya dönüşmeye başladı. O siyasi bir partiye bağlı. Bu siyasi parti aslında benim ve ailemin katılmadığı bir görüşe sahip.
Bu yüzden de erkek arkadaşımla sık sık tartışıyoruz. Erkek arkadaşım için bu çok önemli, ancak bana baskı yapmazmış, öyle diyor.
Bu tartışmalar yüzünden sinirlerim bozuluyor. Arkadaşlarım sabırlı olmamı söylüyorlar. Ancak ben bu durumda ne yapacağımı ve ne düşüneceğimi bilmiyorum ablacığım.
Bu görüş ayrılığı hayatımızı etkiler mi, beraberliğimizi zorlar mı? Lütfen yardım eder misin?
* Rumuz: Huzursuz
YANIT
Bir yandan ayrılık, bir yandan da görüş ayrılığı sanırım beraberliğinizi zora sokmuş. Sevdiğin genç sırf bu nedenle sana karşı uzak davranmaya başlamışsa, bu gerçekten aranızda önemli bir sorun var demektir.
Açık söylemek gerekirse, siyasi görüş ayrılığı insanların hayatında ciddi bir problem yaratabiliyor. Günümüzde artık kadınların da en az erkekler kadar siyasetle ilgilendiklerini düşününce, sonuçta aranızda ciddi bir gerginlik nedeni olabilir. İki aile arasında da aynı şekilde görüş farklılıkları olduğuna göre, durumunuz ciddi güzel kızım.
Ne senin, ne de onun, birbirinizin görüşüne uyum sağlayamayacağınız ortada. Demek ki bu sürtüşme ömür boyu sürecek.
Bilmem ama kızım, bu beraberlik bana pek de umut verici görünmüyor.
Paylaş