Erkekler yüklü nafaka ödemeye devam ederse cinayetler artar

Türkiye’de neden boşanma davalarında hep erkekler nafaka ve tazminat ödemeye mahkûm ediliyor?

Eğer hukuk forumlarından araştırırsanız, erkeklerin nafaka ve tazminattan dolayı çok mağdur duruma düştüklerini görürsünüz. Bir günlük evliliğe bile ömür boyu nafaka ödüyorlar!
Hanımefendiler bu parayı bir dahaki evlilikleri için çeyiz parası olarak biriktiriyor, erkekler ise neredeyse bir daha yuva kuramayacak hale getiriliyor. Yabancı ülkelerde bile ne kadar evli kaldıysanız, o kadar nafaka ödüyorsunuz. Bunu haber yapın lütfen... Yapmazsanız, ileride erkekler bu nafaka ve tazminatlardan dolayı artık kaybedecek bir şeyleri de kalmayacağından eşlerini öldürecekler!
Bu yüzden, sorumlu yayıncılık gereği sizden bize yapılan bu haksızlıkları yayınlamanızı istiyorum.
RUMUZ: HUKUKı

Bunun cevabını ancak bir hukukçu verebilir diye düşünüp sevgili avukatım Mustafa ınanç’a danıştım. Aldığım cevabı aynen yayınlıyorum:
“Medeni Kanun der ki, ‘...boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, diğer taraftan nafaka isteyebilir.’ (md.174)
Gördüğün gibi, Medeni Kanun ‘kadın’ın alacağı nafakayı değil, kusursuz ve haklı ‘taraf’ın alacağı nafakayı düzenlemiştir. Dolayısıyla kadın veya erkek, kim haklı ve kusursuz ise, tazminat ve/veya nafaka almaya hak kazanıyor. Buna da hakim dosyaya göre karar veriyor. Dünyada da büyük çoğunlukla kadınlar nafaka almaya hak kazanıyor. Bunun da sosyo-ekonomik nedenlerini herkes bilir. (Erkek daha güçlüdür, daha zengindir vs...) ıstisnaları da var tabii. Örneğin Madonna kocasına epeyce yüklü bir nafaka ödedi geçenlerde.
Kaldı ki, Medeni Kanun’da son yapılan değişikliklerle karı-koca mal rejimleri düzenlenmiş olup, evlilik birliği sırasında edinilen malların paylaşımı da daha hakkaniyete uygun hale getirilmiştir.”
Buna ben de naçizane görüşümü ekleyeceğim; genellikle boşanmak isteyen taraf erkek olur. Boşanmalarda kadın yeni bir evliliğe hazırlanmak için değil, kendisine kalan çocuğuna ve evine bakabilmek için özellikle de çocuğu için nafaka ister.

Şişmanlıktan ve sevgisizlikten şikayetçiyim

Sevgili Güzin Abla, ablaların bir tanesi... ınsanın sizi öz ablası gibi kucaklayıp bağrına basası geliyor...
Yazılarınızı hep ilgiyle takip ediyorum. Engin bilgi ve tecrübeniz, olaylara yaklaşma tarzınız, okuyucularınıza gösterdiğiniz sevecenlik ve içtenlik, beni etkiliyor. Sosyal patlamaların yaşanmamasında, teskin edici yazılarınızın büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Sabah olsa da köşenizi okusam diye sabırsızlıkla bekliyorum. Beni en iyi siz anlarsınız diye düşündüğüm için de size yazmaya karar verdim.
Ben özel bir şirkette çalışan, 20 yaşında, lise mezunu, alımlı, hoş ve biraz da hayalperest bir genç kızım. Günlerim evden işe, işten eve gidip gelmekle geçiyor. şu aralar ofiste işler çok yoğun. Patronumuz bir dakika bile nefes aldırmıyor. Bazen çok bunaldığımı hissediyorum. Kendimi sıkıntıdan yemeye verdim ve sürekli kilo alıyorum. Nasıl kilo vereceğimi de bilemiyorum.
Kitap okumak en büyük hobim. Etrafımda olup bitenlere aldırmaksızın, okuduklarımın da etkisi altında kalarak sürekli bir hayal dünyasında yaşıyorum. Sabahları uyandığımda yaşamak istediğim hayatın bu olmadığını fark edip, hayatımda radikal değişiklikler yapma kararı alıyorum ama yine de bu çarkın içinde kaybolup gidiyorum.
Bu alemde payıma düşen mutluluk nedir? Çevremdeki kız arkadaşlarım yılda birkaç sevgili değiştiriyor. Oysa ben, kendimi evleneceğim erkeğe saklıyorum. Bazen de artık “Tahammülüm kalmadı” diye düşünüp, karşıma çıkan ilk kişiyle birlikte olmak için içimde dayanılmaz bir istek duyuyorum. Psikolojik yardım almamı tavsiye eder misiniz? Sizce benim temel sorunum ne olabilir?
ıçimi rahatlatacak, kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacak tavsiyelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.
RUMUZ: HAYALPEREST

Sanma ki bu alemde herkes senden daha mutlu kızım... Aslında seven de sevmeyen de uzun süre mutluluğu bulamıyor. Mutluluk sadece küçük anlara yüklü... Ama senin durumun sonsuz bir çarka benziyor. Bunalıyor, yiyorsun. Yedikçe kilo alıyor, daha da beter bunalıma düşüyorsun.
Dr. Osman Müftüoğlu ve Dr. Ender Saraç gibi değerli zayıflama uzmanları, kilo almanın psikolojik yönüne özellikle dikkat çekiyorlar. Bu nedenle önce bir psikologla bu durumunu konuşmalısın. Ardından seni daha da bunalıma sokacak sıkı bir diyet yerine, son zamanlarda adından çok söz edilen özel bir yöntemle zayıflama mücadelesine girişmelisin.
Bu, ‘Lipotripsi’ adı verilen neştersiz bir yağ eritme yöntemi. Senin için araştırdım ve bu mucize yöntem hakkında Dr. Ethem Mercan’dan özetle şunları öğrendim:
“Bir yıldan uzun bir süredir Kanada’da uygulanan bu yöntem sayesinde yağlar ameliyatsız yok ediliyor. Bölgesel yağ birikim alanlarına gönderilen titreşim, mekanik etkiyle yağ hücresi zarını patlatıyor. Ortaya çıkan sıvı yağ (trigliserit ve gliserol), beyaz kan damarları tarafından emilince, yağ katmanı inceliyor. Emilen yağlar, vücut tarafından metabolize edilerek atılıyor. Gerekirse iki hafta sonra işlem tekrarlanabiliyor. 30 dakika kadar süren işlem, sadece yağ dokuyu seçerek etkilediği için güvenli. Yağ tıkaçları oluşumuna yol açmıyor.
Geçenlerde basenlerinden şikayeti olan bir dizi oyuncusuna lipotripsi işlemi yapıldı ve uzun yıllardır eritemediği fazlalığı bir seansta yok edildi. 103 cm olan kalça çevresi 98 cm’e düşürüldü. Bu yöntem sadece tiroid hastası, diyabetik veya hormonal bozukluğu olan kişiler için uygun değil.”
Daha fazla ayrıntı için Google’dan da araştırma yapabilirsin.
Yazarın Tüm Yazıları