Paylaş
Sayın Güzin Abla, cinayetin her türlüsüne karşıyım. Kadın cinayetlerinin büyük bir kısmı namus davasından dolayı yaşanıyor. Ya da kadının sözleriyle, davranışlarıyla çileden çıkardığı ve cinnet halinde erkekleri cinayete yönelttiği savunuluyor. O insanlara sormak istiyorum:
Erkekler de, pekala kadınları pek çok konuda ve defalarca çileden çıkaracak, cinnete sürükleyecek, gururlarını zedeleyecek davranışlarda bulunmaktalar.
Böyle durumlarda kaç kadın kocasını öldürmüş, yaralamış ya da canına kastetmiştir?
Böyle vakalar da görülse bile sayısı ve oranı erkeklerinkiyle kıyaslanamaz diye düşünüyorum.
Hepimiz insanız, bizi sinirlendiren, aklımızı başımızdan alan nice olayla ve insanla karşılaşıyoruz.
Çözüm her cinnet geçirenin cinayete yönelmesi midir? Tabii ki hayır!
Ancak toplumumuzda erkekler çok mağrur, pek bir namus düşkünü! Namuslarının tek ölçüsü eşlerinin ya da sevgililerinin davranışları. Kadına şiddet uygulayan veya öldüren bir erkeğin hak ettiği cezayı alması neredeyse imkansız.
Hafifletici sebeplerin ardı arkası kesilmiyor. Kadınların, çocukların ve bütün canlıların daha iyi koşullar içinde yaşayacağı günleri en kısa zamanda görme umudu ve dileğiyle, size sevgilerimi gönderiyorum.
◊ Rumuz: Hayal
Dualarınıza katılmamak mümkün mü? Evet... Cinnet geçirmek de pek kolay oldu. Herkes cinnet geçiriyor ya da bu cinayetlere cinnet demek işi kolaylaştırıyor.
Kadınlar da cinnet geçiriyor, hatta onların ruh sağlığı çok daha naif. Onlar çok daha kırılgan, çok daha çabuk etkilenen varlıklar ama içlerinde bıçağa sarılan pek yok...
Yazdım, hep yazıyorum da bu konuları... Yasa koyuculara sesleniyorum, ama henüz bir değişiklik yok.
Bir yandan kadın cinayetleri her gün artıyor. Hem de bu cinayetler ne yazık ki sizin de belirttiğiniz gibi, katillere kravat taktı, takım elbise giydi diye tanınan hafifletici sebepler indirimi nedeniyle birkaç seneye kadar indiriliyor.
Bu da tabii teşvik edici oluyor.
Adam diyor ki, “Yesem yesem birkaç yıl yer çıkarım, öldürürüm, olur biter.” İşte bu kadar kolay bir can almak...
Paylaş