Erkek arkadaş için erkenmiş, ileride daha iyisini bulurmuşum
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Sevgili ablacığım ben 16 yaşında bir genç kızım.
Fakat yaşıma ve yaşıtlarıma göre, çok olgun bir kişiliğe sahibim. Şu anda seviyeli ve çok güzel bir ilişkim var. Sevdiğim insan 23 yaşında ve çok da iyi anlaşıyoruz. O, bugüne kadar çıktığım ilk erkek... Sorunsa bu ilişkimi aileme kabul ettiremeyişim. Çıkma teklifi aldığım gün itibariyle anneme ve babama bu konuyu açtım. Çok anlayışla karşıladılar. Hatta duygularımı onlarla paylaştığım için bana teşekkür bile ettiler. Daha sonra ise, yaşımın henüz çok küçük olduğunu, bu ilişkiyi sürdürmemem gerektiğini, karşıma daha birçok insanın çıkabileceğini söylediler. Ben de onları kırmamak, düşüncelerine ve bazı değer yargılarına saygı göstermek uğruna sevdiğimden ayrılmaya karar verdim. Ancak daha sonra onsuz olamadığımı gördüm, bu kadar iyi ve bana saygı gösteren bir erkeği bir daha bulamayacağımı, beni mutlu edeceğini düşünerek, onunla yeniden görüşmeye başladım.
Sevdiğim genç de aileme karşı saygısızlık etmemem, onları kırmamam gerektiğini düşünüyor. Kısacası beni benden çok düşünüyor. Ben onun ailesiyle de görüşüyorum. Beni çoktan kabullendiler bile. Sorun benim aileme durumu kabul ettirememem. Onlara açılamamam. Uygun bir zaman kolluyorum ama bir türlü bulamıyorum. Ama sevdiğim insanı da kaybetmek istemiyorum. Ben elimden geleni yaptım. Siz de bana cevap vermeseniz bile, size yazmak çok hoş bir duyguydu. Teşekkürler.
RUMUZ: GENÇ AŞKIM
Canım kızım, böyle sitem etmekte haklısın. Çünkü mektupların yoğunluğu nedeniyle gecikmeli cevap verdiğimin bilincindeyim. Ama bana içini dökmekten bile rahatlık duyduğunu söylemen çok güzel. Zaten genellikle benim yaptığım da bu... Dertlerinizi anlatınca rahatlıyorsunuz.
Gerçekten aşkın için elinden geldiğini yaptığına ben de inanıyorum. Ailen gibi ben de seni açık yürekliliğin ve dürüstlüğün için kutlamak isterim. Ama ailenin senin için endişe etmesini ve yaşının küçük olduğunu düşünmesini anlıyorum da, şu daha iyisini bulabileceğin düşüncesine akıl erdirmek mümkün değil.
Küçük yaşına rağmen, bu gencin olgunluğu, dürüstlüğü, seni düşünmesi, sana ve ailene karşı saygısı belli ki seni etkilemiş ve karar verdirmiş. Bence de bu kararında haklısın. Şu anlattıkların bile, böyle bir genci kaybetmemen gerektiğini düşündürüyor. Bu ilişkiyi gizli sürdürmek de anladığım kadarıyla senin yapına uygun değil. Olmamalı da... Gerçekten uygun bir zamanı yakalayıp bu bana anlattıklarını onlara da anlatmalısın. Bu beraberliği dürüst bir şekilde sürdürmek istediğini onlara da açıklamalısın. Başkalarını tanımak istemediğini, aradığın insanı bulduğunu ancak onaylarını almadan, her ikinizin de huzur bulamadığınızı belirtmelisin. Bunun sadece basit bir çocukluk aşkı olmadığını o zaman sanırım ailen de anlayacak ve kabul edecektir.
Cami avlularındaki kedilerin yok edilmesi önlensin
Sevgili Feyza Hanım, İstanbul’un camilerinin bahçelerinde yüz yıllardır kediler yaşar. Eskiden bu kediler sevilir, bakılıp beslenirdi. Ancak artık hayvanlara büyük bir şiddet uygulanıyor. Isırmayan, havlamayan, insanları korkutmayan kediler, zararlı haşereleri yiyerek insan ve çevre sağlığına fayda sağlamalarına rağmen, başta cami hocaları olmak üzere, kimse tarafından istenmemekte, torbalara konarak yaşayamayacakları uzaklıkta, ıssız yerlere atılıyorlar.
Özellikle Fatih Camii’nde istenmeyen kediler torbalara doldurulup Haliç çevresine atılıyorlar. Bu hayvanların bir kısmı hasta. Yani ölüme terk ediliyor. Oradaki kedileri 20 yıla yakındır besleyen gönüllülere caminin güvenliği tarafından kötü muamelede bulunuluyor. Üsküdar’da Yeni Camii bahçesinde kediler gizlice yok ediliyor. Bunları yapmak, insan olmaya uygar olmaya yakışır mı?
Şiddetin ilkokullara kadar indiği, çocukların anne babalarını bile gözlerini kırpmadan öldürdüğü günümüzde, eğer bazı insanlar yüreklerindeki sevgi ve merhamet ile bu hayvanları hiçbir karşılık beklemeden besliyor ve bakıyorsa, buna minnet duymak, şükran duymak gerekmez mi?
Bir mübarek alanda bile şiddet gören bu zavallı hayvanların bütün yaşam alanlarını betonlaştırdık, çekirgeler gibi işgal ettik. Bu hayvanlar nerede yaşayacaklar? Bunların gidecek yerleri mi kaldı ki? Yalnız İstanbul’da değil, bütün Türkiye’de, camilerin yeşil ve ağaçlı bahçelerinde kedilerin yaşamlarını sürdürmeleri, geleneğine devam edilmelidir.
Bu nedenle biz Diyanet İşleri Başkanı’mıza yazdık. Cami hocaları ve müftülerin, bu çaresiz hayvanların korunmasına ilişkin hükümlerin yerine getirilmesi, cami bahçelerindeki kedilerin yaşam haklarının korunmasına özen gösterilmesi ve onları besleyen gönüllülere destek verilmesi konusunda uyarıda bulunulmasını istiyoruz. Lütfen, siz de Diyanet İşleri Başkanı’na, köşenizde bu çaresiz kediler adına çağrıda bulunun, sesimizi duyurun.
Nesrin Çıtırık/ Haytap Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi
Ailem cep telefonu almama izin vermiyor, ne yapayım
Sevgili Güzin Abla, ben 15 yaşında lise öğrencisiyim, ailem cep telefon almama izin vermiyor. Bir gün onlarla oturup konuştum ama onlar "TV’de doktorlar cep telefonun zararlı olduğunu söylüyor" dediler. Benim tüm yaşıtlarımın cep telefonu var; sizce ben ailemi nasıl ikna edebilirim?
RUMUZ: TELEFON
Canım kızım, ailen çok haklı, cep telefonu, kullanmasını iyi bilmeyenlere, çok büyük zarar verebilir. Özellikle de gelişimini tam anlamıyla tamamlamamış gençlere... Sen mutlaka arkadaşlarında olan her şeye sahip olmak mı istiyorsun? Onların her yaptığını yapmak zorunda mısın? Sen kendin ol, kişiliğini kazan; yaşın geldiğinde sana telefon alacaklardır. Hem ailenin maddi gücü olmadığı hiç aklına gelmiyor mu?