Dünyada aşktan çok daha önemli sorunlar yok mu?

Neden çoğunlukla içinden çıkılamayan konular aşk oluyor? Gerçekten insanların en önemli sorunları aşk üzerine mi?

Haberin Devamı

Güzin Abla, ben iyi bir Hürriyet okuruyum. Sizin köşenizi de ilgiyle takip ediyorum. Yalnız size gelen mektuplarla ilgili anlayamadığım bir nokta var; neden çoğunlukla içinden çıkılamayan konular aşk oluyor? Ya da gerçekten insanların en önemli sorunları aşk üzerine mi?

Ben 23 yaşında, üniversite mezunu bir genç kızım. Ben de aşık oldum, yeri geldi olmadık sorunlar yaşadım ama bir şekilde çözüme kavuşturdum.

Bence ilişkilerde “Ya hep ya hiç” olmalı. Sevgi karşılıklı ve paylaşımlı yaşanmalı. Saygı ve güven olmayan bir ilişkide aşk da yoktur. İnsanların olmayacağını bile bile, birine körü körüne bağlanmasına, tek taraflı aşık olmasına dayanamıyorum.

Her şey istediğimiz gibi olmayabilir. Başka alternatiflerin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Lütfen insanlar bunu fark etsin. Biraz daha kendimize saygımız olmalı, öyle değil mi?

Bana “Sen kendine yetebiliyorsun ama herkes senin gibi düşünemiyor” diyebilirsiniz. Fakat hayatla ilgili daha ciddi problemlerimiz olduğunu herkes görmeli. Böylece ilişkilerde yaşananların daha önemsiz olduğunu fark edeceklerdir.

Duygusuz biri değilim, olmaya da niyetim yok. Sadece cinayetlerin, kavgaların, küsmelerin ve psikolojik sorunların bu konudan kaynaklanmasını gördükçe üzülüyorum.
Rumuz: Adımı siz koyun

Haberin Devamı

Seni çok iyi anlıyorum güzel kızım, duygusuz biri olduğunu da düşünmüyorum.

Ben de senin gibi aşk ve ilişkiler konularında bunca üzüntü, dert ve keder olmamalı diyorum.

Hayat o kadar kısa ki...  Bize bahşedilen bedeni bu kadar anlamsızca dertlerle yıpratmaya hakkımız yok.

Dediğin gibi hayatta sağlık, bilgi, kendini yetiştirmek, hayatı anlamak, yaşama yön vermek ve en önemlisi mutlu olmak gibi çok daha ciddi sorunlarımız var. İlla bir erkeğin ya da bir kadının iki dudağı arasında olmamalı mutluluk.

İnsan ne kadar çok eğitim alırsa, ne kadar çok bilgilenirse, aşkın elbette çok önemli olduğunu ama yaşamın tek anlamı da olmadığını daha iyi öğreniyor.

Aşk elbette bir içgüdü, neslin devamı için bize verilmiş bir nimet. Ama bu dürtüyü hayatımızı kahredecek derecede bir acı kaynağı haline getirmemeliyiz.

Olmayacak birine yakınlık duyarak da kendini mutsuzluğun kucağına atıyor insan.

Örneğin kişinin evli, ailesine uymayacak, onu istemeyen ya da son zamanlarda çok sık rastlandığı gibi internetten hiç tanımadığı birine aşık olması gibi...

Bazen düşünüyorum da, gencecik bir lösemi hastasının da aşkı yaşamak hakkıdır. Ama eminim, onun için “kendisine en uygun kemik iliğini bulmak” aşktan meşkten daha önemlidir.

İşte insan bir hayal kırıklığı, bir boşanma, bir ayrılık yaşadığında, kendini perişan etmek yerine bunları düşünmeli.

Her zaman yeni bir sevdaya kanat açabilir yürekler ama hayat bir kere noktalandı mı, geri dönüşü yok ne yazık ki...

Haberin Devamı

Doğum kontrol hapı kullanıyorum ya istediğimde hamile kalamazsam?

Güzin Abla, ben 20 yaşında, yedi aylık evli bir genç kadınım. Eşimle şu anda çocuk yapmayı düşünmüyoruz.

Ben çalışıyorum ve işimi bırakmak istemiyorum. Zaten yalnızca eşimin geliriyle geçinmemiz de zor.

Şu anda doğum kontrol hapı kullanıyorum ama başta annem ve teyzem olmak üzere çevremdekiler “Doğum kontrol hapı kısırlık yapıyormuş, bak sonra istesen de çocuğun olmaz” diyor. Bu da beni çok korkutuyor.

Doktora sorduk, “Böyle bir şey kesinlikle yok, bu söylentilere inanmayın” dedi. Doktora güveniyorum tabii ki ama bir de sizin fikrinizi almak istedim.
Rumuz: Yeni evli

Canım kızım, akıllı ve eğitimli gençlersiniz de ah bir de şu çevreden gelen olur olmaz sözlere bu kadar inanmasanız...

Herkes her konuda bilgiçlik taslıyor. Fikir yürüttükleri konularda gerçekten bilgi sahibi olsalar, hadi neyse diyeceğim. İşte bak yanlış bir düşünce yüzünden seni huzursuz etmeyi başarmışlar.

Özel hayatınıza bu kadar karışma hakkını nereden bulurlar, bilemiyorum. Herkes birden uzman kesilmiş!

Kanal D’nin o çok güzel sabah programı “Doktorum” başta olmak üzere tüm kanallarda sağlık konularında aydınlatıcı programlar yayınlanıyor. Bunları izleseler bile yeterli aslında...

Sana kısaca söyleyeceğim şey, endişe etmenin yersiz olduğu.

Eşinle bebek için henüz hazır olmadığınıza karar vermişsiniz. Ve doğum kontrol yöntemi olarak, dünyada milyonlarca kadının kullandığı hapı seçmişsiniz.
Hapın yan etkileri olabiliyor, örneğin şişmanlatabiliyor. Sigara içen kadınlarda damar sertliği açısından sorun yaratabiliyor. Ama doktorunun da söylediği gibi kısırlık bu yan etkilerden biri değil.

Tam tersine, genellikle hap bırakılınca kolaylıkla hamile kalınabiliyor. Bu yüzden arada hap almayı unutmamalısın. Her geçen yıl, dünyada bu hap konusunda gelişmeler kaydedildiğini de söylemden geçmeyeyim.

Yazarın Tüm Yazıları