Paylaş
Sevgili Feyza Hanım, zaman zaman sağlık konularına yöneldiğinizi bildiğimden, köşenizde söz edebileceğinizi düşündüğüm bir konuda bilgi vermek isterim.
Doğal nimetlerin gittikçe azaldığı bu çağda insanların gençlik, güzellik ve sağlık sırlarını tabiatın içinde aramaya başlamasıyla daha çok gündeme oturan bir ürün olan kefiri size öneriyorum. Beden için “doğal güç” ifade eden bu geleneksel gıdanın faydaları sayısız.
Eski çağlardan bu yana var olan kefirin uzun yaşamla önemli ilişkisi olduğu, 120 yaşına kadar yaşayan Kafkas halkının sırrının kefir olduğu biliniyor.
Bunun nedeni, metabolizmayı sürekli yapılan-dırması, vitamin ve mineraller barındırdığı için, hücre yenilenmesini sağlaması. Uzun yaşam ve gençleştirici özelliklerine paralel olarak, kadınlar için de bir güzellik iksiri.
Bu doğal besin, insanoğlunun fast food beslenme tarzına yöneldiği, yapay vitaminlerle takviye almaya çalıştığı günümüzde, en güçlü antioksidan olarak kabul ediliyor. Bedende güçlü bir temizlik işlemi yaptığı için yaşlanmayı yavaşlatıyor. Birçok hastalığa iyi geliyor. Kansere karşı olumlu etkiler taşıyor. Hormonlu gıdalarla etkilenen ve bozulan cilt yapısını güçlendirmek, bedensel canlılığa kavuşmak için kefirin gerçek doping etkisi var. Yurtdışında birçok ülkede bir başucu besini. Konunun uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan’dan, kefirin özellikleri ve neden önemli olduğu hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek istenirse, internetten ulaşılabiliyor. Ömür boyu sağlıklı bir yaşam için doğal besin kefiri okurlarınıza önerin, kendiniz de mutlaka kullanın.
Ayla Önder
Teşekkürler Ayla Hanım, ben kefiri zaman zaman kullanırım. Gerçekten kullandığım zamanlarda kendimi çok daha zinde hissediyorum. Ama benim en kötü özelliğim bu konularda istikrarsız ve sabırsız olmamdır, birkaç gün alıp, sonra bırakıyorum.
Oysa uzmanlar hangi tedavi olursa olsun, süreklilik gerektiğini söylüyorlar. Bu defa sizi dinleyeceğim galiba.
Sevdiğim gencin ailesi beni istemiyor
Sevgili Güzin Ablacım, ben 23 yaşında bir kadınım. Başımdan isteğim dışı kötü bir evlilik geçti ve bu evlilikten bir oğlum oldu. Eşimden üç yıl önce ayrıldım. Bu zaman zarfında yaşadıklarımdan dolayı kimseyi sevemedim. Ama şimdi karşıma bana güven ve huzur veren, aşkı, sevgiyi tanıtan biri çıktı. Geçmişimi yadırgamadı, evlenmeye karar verdik.
Ailemle tanıştırdım, o da ailesiyle konuştu… Ama ailesi başımdan geçen kötü evliliği duyunca beni istemedi. Ben onun üzülmemesi için elimden geleni yapıyorum, duygularımı belli etmek istemiyorum ama çok üzülüyorum.
Uzun zaman sonra birine güvendim, onu çok sevdim, şimdi kaybetmek istemiyorum. Biz birbirimizden vazgeçemiyoruz ama ailesini ne yapacağız?
Rumuz: Endişeli
İşte bu durum beni deli ediyor, evlenip boşanmış insanlara yaşama hakkı tanınmıyor.
Yeniden hayatını kurma şansı verilmiyor.
Oysa günümüzde boşanmalar o kadar arttı ki, kimse kendinden ve yakınlarından emin olamaz.
Hem zaten aileler biliyorum, her zaman her şeye karşılar.
Bence hiç kimseyi dinlemeyip, yüreğinizin sesine kulak verin siz...
Paylaş