Paylaş
“Eve tıkıldık, bittik, mahvolduk... Nefes alamıyorum” diyenler ne çok. İşe gittiğinizde bütün gün aynı kapalı ortamda, hep aynı masa ve sandalyede, gününüzü geçirirken sıkılmıyordunuz da şimdi mi sıkılıyorsunuz?
İşe gittiğiniz her gün, “keşke izin alsam, evden bir ay hiç çıkmayacağım, bütün gün yatıp ya film seyredeceğim” demiyor muydunuz? Gerçekten insanları anlamak zor. Küresel bir felaket yaşanıyor. Millet can derdinde, bazıları da “evde sıkıldım” depresyonunda.
Şu anda bir hastanenin karantina odalarından birinde, acılar içinde “Allah’ım şu dertten bir kurtulayım, yaşadığım her anımın tadını çıkaracağım, söz, yeter ki yaşayayım” diye dua ediyor olmayı mı isterdiniz?
Hastanelerde çalışan binlerce sağlık personelinin ve ailelerinin ne halde olduğundan haberiniz var mı? Duyarsızlık ve bana bir şey olmasın da ne olursa olsun kafası tavan yapmış durumda.
Bakın insanlar ortalıktan çekildiğinden beri, şu kadar kısa bir sürede dünya kendisini nasıl yenilemeye başladı. Doğaya bakın. Dünyaya bakın. Tarihte hiç kimsenin görmediği şeyler yaşıyoruz.
AVM’ye gidemiyorum, kuaföre gidemiyorum, eğlenmeye gidemiyorum diye şikayet edeceğinize, evinizde sevdiklerinizle hepinizi mutlu edecek, birlikte vakit geçireceğiniz faaliyetlerde bulunun.
İnternetiniz var, PC veya laptop var, olmasa da herkeste cep telefonu var. Dünyada olan biten her şeyi takip edebiliyorsunuz. Film seyredin, müzik dinleyin, kitap okuyun.
Bunu sadece siz yaşamıyorsunuz.
Bütün insanlık aynı şeyi yaşıyor.
Sağlıklısınız, nefes alabiliyorsunuz, sevdikleriniz yanınızda.
Yanında olmayanlar da bir görüntülü konuşma uzaklığında. Yaşıyorsunuz. Bu sıkıntılı zamanları fırsat bilin. Kendinize ve sevdiklerinize vakit ayırın.
“Karı koca kavgaları artmış. Bütün gün birlikte yaşamaktan herkes birbirine sardırmış” diyorlar... Bu kadar sevgisiz bir hayat paylaşıyorsanız, “ben nerede hata yapmışım”, diye sorgulayın. Neden aynı ortamda olamadığınız kişilerle bir ömür geçirdiğinizi?
Çözüm üretin. Ortak ilgi alanları bulun. Dertleşin sohbet edin. Belki de karşınızdaki kişinin de tek istediği anlaşılmaktır, sizin gibi. Kalbinizi açın. Anlamaya hazır olun.
Onun sizden farkı yok şu anda.
Aynı şeyleri yaşıyorsunuz.
Şu anda dünya üzerinde sizin yerinizde olmayı hayal eden 1 milyondan fazla kişi var.
Sahip olduğunuz her şeye şükredin. ◊ Tara Gürses
YANIT
Şu koronayla mücadele günlerinde siz de çevrenizden, yakınlarınızdan sürekli sızlanmalar dinliyorsunuzdur.
Hatta belki siz de zamanın geçmediğinden, evde ne yapacağınızı bilmediğinizden yakınıyorsunuzdur.
İnsanoğlu şükretmeyi bir türlü beceremeyen bir varlıktır. Her zaman mutlaka bir sorun yaratır durur. Yazın sıcaktan, kışın soğuktan sızlanmaz mıyız?
İşte şu korona günlerinde bir şeyler yazayım, insanlara biraz hallerine şükretmeyi, o her akşam üzüntüyle izlediğimiz vefat sayısının her birinin bir can olduğunu hatırlatayım istedim.
Veya kendilerini onların yakınlarının yerine koymaları için, düşünmelerini sağlamak istedim.
İşte karşıma Tara Gürses’in bu yazısı çıktı.
Söylemek istediklerimi öylesine güzel toparlamış ki, köşeme almak istedim.
Tara Gürses, bir araştırmacı yazar...
“Terra: Kayıp İnsanlık” adında bir kitabı var, pek çok gazete ve dergide ve sitelerde parapsikoloji ve metafizik konularında yazılarıyla dikkat çekiyor.
Paylaş