Paylaş
Merhaba abla... Benim beş yıldır devam eden bir ilişkim var. Ama yaşımız çok genç; ben yakında 22 olacağım, kız arkadaşım ise 18’i bitirecek.
Biz çok zorluklarla bugünlere geldik. Bir sene birbirimizi sadece okulda gördük, o da uzaktan... İkinci sene, sadece iki defa buluştuk. Üçüncü sene telefonda konuşmaya başladık.
Neden bu kadar ağırdan aldınız dersen... Aslında bir sene onun peşinde koştum; öncelikle benim hâl ve hareketlerimi düzeltmemi istedi. Zamanla birbirimize güvendik. Ondan sonra telefonla konuşmaya başladık. Tabii bu üç sene içerisinde elini bile tutmadım, yanağından dahi öpmedim.
Her buluşmamızda içimizde aynı duygu, aynı kalp çarpıntısı oluyor. Ama o sürekli “Korkuyorum, pişman olmak istemiyorum. Hayatım seninle olsun, güvenim sonsuz olsun” diyor. Ben de o güveni vermek için çabalıyorum.
Son iki yıldır daha rahatız. Rahat rahat buluşuyoruz. Birbirimize sarıldığımız zaman bırakmak gelmiyor içimizden. Ama neden bilmem, ikimiz de kötü bir şeyler olmasından korkuyoruz.
Bazen kendini kötü hissediyor, özür diliyorum. “Seninle yaşadıklarımdan pişman olmak istemiyorum” diyor. Abla ne yapmalıyız?
Şimdiye kadar kötü bir şey yapmadık. Sadece çok heyecanlanıyoruz, bundan da korkuyoruz.
Bu durum ilişkimizi etkiler mi?
Biz ileride evlenmek, evliliğin ilk zamanlarında nasıl mutluysak öyle de devam etmek istiyoruz. İlişkimizde alışkanlık olmasın, gençken nasıl hissediyorsak yaşlıyken de öyle hissedelim diyoruz. Bu mümkün olabilir mi? Korkularımız yersiz mi?
◊ RUMUZ: TEKNOLOJİ
YANIT
Yaşınız ilk gençlik heyecanlarını tatmak için çok uygun. Bu yaşlar libido denen içgüdüsel cinsel çekilmenin en yoğun hissedildiği dönemdir. Libido cinsel arzu demektir. Her ne kadar diğer uzmanlar insana yaşama gücü veren enerji diye tanımlasalar da, Freud’e göre libidonun insana zarar veren bir yönü de olabiliyor. Ama yaşama anlam kattığı bir gerçek...Yaşınız ilk gençlik heyecanlarını tatmak için çok uygun. Bu yaşlar libido denen içgüdüsel cinsel çekilmenin en yoğun hissedildiği dönemdir. Libido cinsel arzu demektir. Her ne kadar diğer uzmanlar insana yaşama gücü veren enerji diye tanımlasalar da, Freud’e göre libidonun insana zarar veren bir yönü de olabiliyor. Ama yaşama anlam kattığı bir gerçek...Henüz kendinizi çok genç ve tecrübesiz hissediyorsunuz. Biraz da ailelerinizden kaynaklanan baskı nedeniyle birbirinize yaklaşmaktan çekiniyorsunuz. Oysa o kadar uzun zaman beklemişsiniz ki bu kucaklaşma için, o kadar çok aşamadan geçmişsiniz ki, böyle bir heyecana kapılmanız çok doğal. Yaşadığınız heyecandan korkmanıza gerek yok. Ama bir anlamda birbirinizden bıkmak istemiyorsunuz, evlendiğiniz zaman her şeyi yoğun yaşamak hayalindesiniz. Bu heyecanınızı kaybetmekten korkuyorsunuz.Şahsen birbirini torun torba sahibi olduktan sonra bile arzuyla seven, aynı heyecanı duyan pek çok insan tanıdım. Ne yazık ki bazı evliliklerde zaman içinde çeşitli nedenlerle eski heyecan ve tutku kalmıyor. Ama bu bir genel kural değil. Bu aşkı, heyecanı koruyabilmek, ömür boyu sürdürebilmek sizin elinizde...
Bronzlaşmak hayal mi oldu
Sevgili Güzin Abla, ben 24 yaşındayım. Yaz aylarında güneşlenmekten, bronzlaşmaktan çok hoşlanıyorum. Ama son dönemde sırtımda ve göğsümde kahverengi lekeler oluşmaya başladı.
Bir cilt doktoruna gittim. Bu lekelerin, aşırı güneşlenmekten kaynaklandığını söyledi ve dikkat etmezsem cilt kanserine dönüşebileceği konusunda beni uyardı. Çok korktum ama daha çok genç olduğum için de kendime böyle bir hastalığı konduramadım.
Bu konuda bana önerebileceğiniz bir şeyler mutlaka vardır. Ne yapmalıyım, o çok sevdiğim güneşten uzak mı durmalıyım gerçekten?
◊ RUMUZ: LEKELER
Sevgili kızım, eskiden deniz kenarında güneşlenmek ve bronzlaşmak benim de en sevdiğim şeydi.
Üstelik güneşin sağlıklı olduğu düşünülüyordu.
Ama güneş artık ne yazık ki eski güneş değil.
Ozon tabakasındaki incelme konusunda uzmanlar uyarılarda bulunuyor ama bu uyarılara pek aldıran yok.
Artık sadece 10.00’dan önce ve 16.00’dan sonra güneşe çıkmayı öneriyorlar.
Bu lekeleri kozmetik işlemlerle gidermek mümkün. Ama tabii oluşmamaları için önlem almak çok daha önemli.
Yaz mevsiminde ölümcül bir cilt kanseri türü olan malign melanom riski artıyor.
Malign melanom ile melanom dışı cilt kanserlerinin görülme sıklığı son 30 yıldır tüm dünyada artıyor.
Bunun en önemli nedeni güneşin zararlı ışınlarından yeterince korunmamak.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar, daha önce çok ileri yaşlarda ortaya çıkan cilt kanserinin artık gençlerde bile görüldüğü uyarısında bulunuyor:
“Güneş ışınlarının yeryüzüne en dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında güneşlenmek, yine en riskli saatlerde suda veya kumsalda spor yapmak gençleri de, ileri yaştakiler kadar tehdit ediyor. Solaryumun da cilt kanseri konusunda büyük tehdit oluşturduğu unutulmamalı.”
Uzmanların uyarısı şu: Genç yaşlı herkes, özellikle de çocuklar gün boyu koruyucu oranı yüksek kremler kullanmalı.
Paylaş