Bu genç nasıl bir çocukluk yaşadı ki canavara dönüştü

Değerli insan Feyza Hanım, bu köşeyi kıymetli annenizle, sonra da sizinle birlikte 30 yıldır okumaktayım. Sizin toplumun ahlaki ve aile değerlerine sahip çıkmanız beni nasıl mutlu ediyor bilemezsiniz.

Son zamanlarda toplum ve aile ahlakının çöktüğü, çocuk yaşlarda bilinçsizce cinsellik yaşamanın kadın özgürlüğü olarak algılandığı bu dönemde, inanın siz ve sizin gibi düşünenlerin fikirlerine ihtiyacımız var.
Baktım ki, bu konuda size başvurup fikir isteyen olmadı, sonunda dayanamayıp ben Münevver Karabulut cinayeti üzerine naçizane bir şeyler yazmak ihtiyacı duydum.
Evimden bir sokak aşağıda bulunan Münevver’in okuduğu lisenin önünden geçerken, burnumun direği sızlıyor. Her sabah gazeteyi açma sebebim ‘cani yakalandı mı’ umuduydu. O da oldu, yakalandı... Ama rahatlayamadık. şimdi bu konuyu yakından izleyenleri başka endişeler sardı. Anlamadığım bir şeyler var bu cinayetin ardında. Bunu bize Cem’in ailesi anlatsa da, toplum olarak öğrenip ders çıkarabilsek.
Bu genç nasıl bir çocukluk yaşadı ki, çocukluktan gençliğe geçerken, daha gençliğini yaşamadan böyle bir canavara dönüştü? Nasıl yaralar, nasıl izler, ne yanlışlar var ruhunun derinliklerinde acaba? Bunları bir anlatsalar da başka canavarlar yetişmese toplumumuzda.
ınsanın bu kadar sevgisiz, merhametsiz oluşu kanımızı donduruyor.
Sanki bir tiyatro izliyoruz. Oyuncu esas oğlan, acemi senarist ise avukat. şehrin göbeğinde bir sucuk ekmek faslı, yani esas oğlanın uzun yoldan geldiği izlenimini bırakmak için. Ardından bir mektup... Nasıl sevgi dolu, gözlerimiz yaşardı. Toplum cahil değil, mektubu okuyunca güldüm. Bu kadar sevgi dolu, övgü dolu aile ilişkisinde kimse canavara dönüşemez.
Benimse bu vahim olaydan çıkardığım dersler var:
Münevver’in annesi “Kızım ile arkadaş gibiydik, bana her şeyini anlatırdı” dese de bence anlatılmayan çok şey var. Bu gencin Münevver’e şiddet uyguladığı, genç yaşta alkol bağımlısı olduğu, aldığı dil eğitimlerinin yanında hiçbir ahlaki eğitim almamış olması gibi.
Bunları gazetelerden okudum. Bu kadar genç yaşta, bunları Münevver elbette değerlendiremezdi. Tabi ki burada aileler devreye girmeliydi. Böyle bir insan, mutlaka ilişkileri boyunca kişiliği hakkında ipuçları vermiştir.
Benim bu olaydan çıkardığım ilk ders şu: Çocuklarımızın bize anlattıklarıyla yetinmeyelim.
Süreyya Karabulut’un bu kadar fazla sesi çıkmasaydı, 197 gün her yerde sesini duyurmasaydı, basın bu kadar ilgili olmasaydı, olayın gidişatı ne olurdu?
Ve çıkardığım ikinci ders de şu: Her zaman, her koşulda mutlaka hakkımızı arayalım!
Babaya gelince, o da bizi şaşırttı. Bir evlat karşılığında insana ıstanbul’u bağışlasalar, üstüne bir de ızmir’i verseler, helalleşir miyiz?
Bu da bize şunu hatırlattı: Vay ölene!
Rumuz: Mualla C.

Sevgili okurum, çok haklısınız. Ailelerle çocuklar arasındaki ilişkiler, çocuk eğitimi ve günümüz gençliği hakkında gerçekten çok çarpıcı, çok uyarıcı bir olay bu cinayet. Belki sizin de dediğiniz gibi, pek çok aileyi sarsacak, hatta akıllarını başlarına almalarına yardımcı olacak, en azından kendilerini sorgulamalarını sağlayacak.
Ama ne pahasına? Gencecik, hayat dolu, neşe dolu bir genç kızın vahşice öldürülmesi mi gerekiyordu bunları düşünebilmemiz için?
Ben de aynen sizin gibi yorumluyorum bu cinayeti. Bir genç durup dururken nasıl bir canavara dönüşebilir? Onu böyle acımasız bir canavara dönüştüren koşullar nedir?
Çocuklarımızın çok fazla vahşetle karşılaştıklarını düşünüyorum. Gazeteler, dergiler, en önemlisi de televizyonlar, hatta inanılır gibi değil ama küçücük çocukların izlediği çizgi filmler bile vahşet dolu.
Bir de buna sevgisiz, ilgisiz, katı, donuk bir aile yapısını ekleyin. ışte sonuç bu diyebiliriz.
Umarım başka Münevverler ölmez, herkes dersini alır...

Para bulmak için en doğru yol zengin bir işadamıyla evlenmek

Sevgili Güzin Abla, ben 20 yaşında bir genç kızım. Sorunum ailem... Hayır, bu basit bir “Beni anlamıyorlar, gece çıkmama izin vermiyorlar!” mektubu değil. Keşke bu kadar basit olsaydı. Babam anneme hakaret ediyor, bizi küçük düşürüyor, hepimize çok kaba davranıyor.
Ben bu duruma çok üzülüyorum. Anneme boşanması için baskı yapıyorum. Ama annem, bir tek kendi maaşıyla iki kızı ve kendisinin geçinemeyeceğini söylüyor. Haklı da... En azından başka bir eve çıksak bile kiraya gücümüz yetmez.
Güzin Abla bunu yazarken utanıyorum ama internetten evlenmek isteyen işadamları bulup evlenmeyi bile düşündüm. Ben iyi bir üniversitede okuyorum ama mezun olmama daha iki, üç yıl var. O zamana kadar da para bulmak için en doğru yol, zengin bir işadamıyla evlenmek diye düşündüm. Lütfen bana, varsa başka bir çıkar yol göster..
Rumuz: Ne yapabilirim?

Canım kızım, çarpık bir aile ortamında yaşayan bir genç kız olarak, ne kadar şaşkın ve ne kadar yanlış düşünceler içindesin...
Eğitimini tamamlamak, annen ve kız kardeşinle babanın eziyetlerinden kurtulup, ayrı bir eve çıkabilmek için olmadık bir evliliğe razı oluyorsun da çalışmayı ya da burs almayı düşünemiyorsun!
ınternetten zengin işadamları bulduğunda, ciddi anlamda seninle evlenmek isteyeceklerini mi sanıyorsun? Sevmediğin bir adamla sırf parası için evlenmenin bir anlamda kendini satmak olduğunu düşünemiyor musun?
Eminim her şeye rağmen annen böyle bir şeye asla razı olmayacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları