Sevgili Güzin Abla, sorunum ayrıldığım eski eşim ve küçük kızımla ilgili... Biz bundan 9 ay kadar önce boşandık.
Ben de kızımın velayetini annesine vermeyi uygun görmüştüm. Ayrıldıktan 5 ay sonra, eski eşim oturduğumuz ilden başka bir ile taşınmak zorunda kaldı. Bu durumda ben artık kızımı göremez, onunla konuşamaz oldum. Aradan iki ay geçtikten sonra, kızım bana telefon etti. Dünyalar benim olmuştu. Çünkü kızım bana, ben de kızıma çok düşkündük. Daha sonra da eski eşim beni aradı: "Kızını istiyor musun" diye sordu. Ben de "Elbette" deyince, gelip kızımı alabileceğimi söyledi. Gerçekten de gidip kızımı aldım, tekrar burada okuluna başlamasını sağladım. Şu anda kızım yanımda ve çok mutlu. Tek sorun annesini çok özlemesi. Kısa bir süre önce, eski eşim de arayıp, barışmak istediğini, çok pişman olduğunu söyledi. Ona nasıl "Tamam, geri dön" diyebilirim.
Şu sırada bir başka erkekle yaşadığını biliyorum. Örf ve adetlerimiz, çevremiz, buna hiç hoşgörüyle bakmaz, bilirsiniz. Ben de aynı duygular içindeyim, bu durumu hiç de hoş karşılamıyorum. Ama kızımın bu ikilem arasında kalması, aramızda yaşananlar onun bu küçücük yaşta psikolojik olarak çökmesine yol açtı. Bu yüzden ne yapmam gerektiğini, nasıl davranacağımı bilemez haldeyim. Kafam çok karışık bu yüzden sizden bana yol göstermenizi bekliyorum.
RUMUZ: AFFETMELİ MİYİM?
Sevgili oğlum, biliyorsun büyüklerimiz, "Affetmek büyüklüktür" derler. Ayrıca dinimiz de hep insanlara bağışlayıcı olmayı öğretir. Küçük kızının annesi ile ayrılma nedeninizi hiç yazmamışsın. Yoksa o birlikte yaşadığı adama mı kapılıp gitmişti? Ancak konu ne olursa olsun, bir hata yapmış bile olsa, sonuçta sana geri dönmek istediğine göre pişmanlık içinde, dersini almış demektir. Eğer dediğin gibi hayatında biri olmuşsa, ondan da ayrılmış ki sana dönmeyi düşünüyor. Nadim olmuş bir insana hoşgörüyle ve iyilikle yaklaşmak gerektiğine inanırım ben.
Kin ve nefret bize yakışmaz. "Çevre ne der, başkaları ne der" diye düşünmekten de vazgeç oğlum. Çünkü çevre ve başkaları hiç susmak bilmezler. Hep diyecekleri bir şeyler vardır onların. Sanki kendileri sütten çıkmış ak kaşıktırlar!.. Hayatları boyunca bir melek kadar tertemiz olmuşlardır da, her zaman başkalarının işlerine burunlarını sokmaya bayılırlar. Bence hem kendin, hem de özellikle o küçük masum yavrucağın mutluluğu için onu kabul etmelisin.
Sanırım eski karın da senin kıymetini daha iyi anlamış, sana karşı eskisinden çok daha iyi ve anlayışlı olmaya hazır durumda. Sen de, bütün olan bitenleri unutup, ona yeniden sarılabilmelisin. Belli ki iyi bir insansın, çocuğuna da çok düşkünsün, onun hatırı için tüm olanları unutamaz mısın? Sonuçta karşındaki, çocuğunun annesi ve yaşadıklarıyla olgunlaşmış, acı çekmiş bir insan. Hem aynı şey senin de başına gelebilirdi değil mi?
Beni kandırıp sahip oldu oysa evlenmek üzereymiş
Sevgili Güzin Abla, 20 yaşında bir genç kızım. Bundan birkaç ay önce yeni bir işe girdim. Ve o çevreden biriyle çıkmaya başladım. Daha ilk çıktığımız gün, beni bir arkadaşının evine götürdü ve orada bana sahip oldu. Çok pişman oldum. Ama iş işten geçmişti. Beni, tatlı sözleriyle çok etkilemişti. Bir de üstelik o günden sonra beni giderek daha az aramaya, kısacası benimle ilgilenmemeye başladı. Dayanamayıp, bunun nedenini sorduğumda ise, sözlü ve evlenmek üzere olduğunu söyledi ve dünyam yıkıldı. İntiharı bile düşündüm. Ama daha sonra onun gibi biri için ölmeye deymeyeceğine karar verdim. Bu arada eski sevdiğim beni aradı. Onu görünce hálá sevdiğimi anladım. Ancak bu durumda ona nasıl yaklaşabilirim? Bir yandan da o genç, ona zaman tanırsam, her şeyi halledebileceğini söylüyor. Anlayacağın, çıkmazdayım.
RUMUZ: ÇARESİZ
Sevgili kızım, bu tür mektuplar, bana kalırsa gençlere örnek olabilecek gerçekleri yansıtmak açısından çok önemli. Karşınıza çıkıp iltifatlarla, güzel sözlerle başınızı döndüren her erkeğe güvenmemeniz gerektiğini işte bu gerçek öyküler o kadar güzel anlatıyor ki... Güvenmediğin bir erkekle dört duvar arasına girmemelisin. Bugün için artık çok anlamsız gibi görünse de, bu sözün çok önemi vardır. Kızım, daha yeni tanıdığın, kim olduğunu bile bilmediğin bir gençle, neden daha ilk buluşmanızda bir eve kapanıyorsun ki?
Senin başını döndüren güzel sözleri mi oldu? İşte şimdi o güzel sözlerin nasıl bir kandırmaca olduğunu anlamışsındır sanırım. Baksana, sözlü olduğunu bile saklamış... Evleneceği kıza ise acımaktan başka bir şey gelmiyor elimden... Böyle birinden nasıl bir eş olması beklenebilir ki?
Sen de onun "Bana zaman tanı" sözlerine kanmamalısın. Bu zamanın sonu hiç gelmeyecektir kızım. Ona ne kadar güvenebileceğin ortada... Ama, eğer eski sevgiline güvenebiliyorsan, onunla evlenmeyi düşünebilirsin. Ona gerçeği anlatır, aldatıldığını ve kandırıldığını söylersin. Aklı başında, olgun bir gençse, sana güvenip, sahip çıkacaktır.
Üst üste aldatıldığım için kimseye güvenim kalmadı
Üniversite’ye giden bir gencim. Üniversiteye başlayıncaya kadar hiç kız arkadaşım olmamıştı. Üniversitenin verdiği rahat ortam sayesinde çok sevdiğim bir kız arkadaşım oldu. Çok güzel bir ilişkimiz vardı, ya da ben öyle sanıyordum. Beni pek çok erkekle aldattığını onun bir arkadaşından öğrendim ve ayrıldık. Birkaç ay bu psikolojik şoku atlatmaya çalıştım. Nihayet yeni bir kız arkadaşım daha oldu. 1.5 yıl kadar beraber olduk.
Ama bu süreçte yine defalarca aldatıldığımı itiraf sonucu öğrendim. Şu günlerde yeni bir kız arkadaşım var. Ancak inanır mısın içim hiç rahat değil. "Yine aldatılacak mıyım" sorusu beynimi adeta kemiriyor. Köşende genelde aldatan erkekleri anlatıyorsun ama işin bir de bu yönü var. Aldatılmak gerçekten çok acı. Hiç kimsenin sevgisine inanmıyorum artık. Böyle ucuz ilişkiler yaşamak beni gerçekten yıprattı.
RUMUZ: ALDANMA
Doğrusu ya oğlum, senin durumun gerçekten ilginç. Arka arkaya ihanete uğraman düşündürücü... Üniversite kızlarına ne olmuş böyle... Ama giderek kadınların da artık ihanet etmekten kaçınmadıklarını tüm dünya konuşuyor, yine de kadınlara karşı güvenini kaybetme... Seninki kötü bir rastlantı olmalı.