Ben bir kadınım diyordum kendime... Hayır hayır ben bir kadınım da, her şeyden önce kadınlığın nasıl bir şey olduğunu bilmeyen! Kısıtlanmış, kıstırılmış, yanlış etkilerle büyütülmüş, en temel içgüdüsünü, kendisinin bile bulmakta zorlandığı derinlerde saklamaya şartlanmış bir kadındım. Kadındım diyorum çünkü bunların hepsi çok sevgili doktoruma başvurduğum ana kadar geçerli olan şeylerdi. Ne kadar üniversite mezunu olsam da zor bir karardı psikoloğa gitmek; hem de benim için tabu olan bir konuda...
Neden ben çoğu insanın mutluluk duyduğu olaydan bu kadar nefret ediyordum. Hem de sevdiğim adamla evlenmişken, hem de daha 2 yıllık evliyken... Bir mucize istiyordum. Bir şeyler olsun ve ben değişeyim. Bir hap olsun içeyim, içim arzu dolsun.
Köşenizi sürekli okuyordum; insanların benim gibi problemleri var mı, daha önemlisi nasıl çözüyorlar diye... İşte hem kendim gibi kadınlar gördüm köşenizde, hem de bana mucizeyi sunacak doktorumun e-posta adresini buldum. Size bir mucize istediğimden bahsetmiştim ya; oldu! Meğer içimde saklıyormuşum yıllardır. Duvarlarımı yıka yıka buldum içimdekini.
Doktoruma şöyle söylediğimi hatırlıyorum: ‘Eşim beni aldatsa da, ona neden aldattığını sormaya bile hakkım yok!’ Ne kadar acı değil mi? Şimdi benim gibi cinsellik konusunda sorunu olan kadınlara sesleniyorum: Sorun sizin olduğu gibi, çözümü de sizin içinizde. İçinizdeki kapılar açılmak için bekliyor. Dr. Mualla Oktay bana anahtarlarımın nerede olduğunu gösterip, kapıları açmama yardım etti.
Sonuç mu? Şimdi mutlu bir insan, mutlu bir kadınım.
Sevgili doktoruma ve size binlerce teşekkür... En önemlisi beni kendimle tanıştırdığı için...
RUMUZ: HASTALIĞIMIN ADI, VAGINISMUS’DU
Sevgili kızım, çok sevindim. Mektubunu, hem hocamıza teşekkür etmek, hem de senin durumunda olanlara (Örneğin ‘evli bir kadınım. Hála eşimle beraber olmadık. Çok acı duyacağımı düşünerek kendime yaklaştıramıyorum. Zengin değiliz. Nereye başvuralım?’ Rumuz: Düşünceli’ diye yazanlar gibi), eşiyle bir araya gelemeyen birçok genç kadın okuruma umut vermek için özellikle yayınlamak istedim.
Beni gerçekten çok mutlu ettin, çünkü birilerine bir faydam dokunduğunda, bunca uğraşımın bir karşılığı olduğunu görüp gerçekten seviniyorum. Bu vesileyle, uzmanın adresini bir kez daha veriyorum: Psikolog Dr. Mualla Oktay Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Tel: (0212) 232 89 07
e-mail:
muallaoktay@muallaoktay.com
Göğüs uçlarındaki kıllar alınır mı
Merhaba Güzin Abla, 19 yaşında bir kız arkadaşım var. Göğüs uçlarında bulunan kıllarla ilgili sormak istedik, acaba bu kılların bir görevi var mı? Alınmasının bir zararı olur mu? Annesinin söylediğine göre bu kıllar süt bezlerini korurmuş.
RUMUZ: MERAKLI
Kıllar bütün vücudumuzu kaplayan yapılardır. Şu farkla ki, kılların ince ve yumuşak olanlarına tüy denir, kalın, daha koyu renkli ve sert olanlarına ise kıl... Saçlarımız da aslında kıllardan oluşmuştur. Kadın-erkek herkesin, cinsel organlarında, koltuk altlarında ve göğüslerindeki kıllar, cinsel hormon salgılarıyla yakın ilişkilidir.
Göğüs çevresindeki kıllar da yine doğal oluşumlardır. Ancak tıpkı bazı erkeklerde göğüslerde kıl olmaması gibi, kadınlarda da göğüs çevresinde her zaman görülmez, bazılarında çok ince tüy şeklindedir. Süt bezlerini koruma diye bir görevi olmasa da, kökünden koparılması, bulunduğu yer itibariyle mikrop kapma, iltihaplanma tehlikesi nedeniyle sakıncalı olabilir. Makasla dikkatlice kesmek daha uygun bence...
Ben neden hep aldatılıyorum
Sevgili ablacığım, 19 yaşında bir delikanlıyım. Hep erkekler kadınları aldatır derler... Ben 2 kez çok güzel bir ilişki yaşadım, sevdim, sevildim ama sonunda hep aldatılan ben oldum! Sevgilimden daha yeni ayrıldım. Beni aldattı!
Şimdi yemek yiyemiyorum, üzüntüden dışarı çıkamıyorum, eğlenemiyorum, gittikçe zayıflıyorum. Ama bir de o kızı görseniz; eğleniyor da, gezip tozuyor da... Keyfi yerinde! Bunları duyunca daha çok kahroluyorum. Kendi kendime soruyorum artık, acaba insanlara çok değer verince mi bunlar oluyor? Lütfen o altın kalbinizle bana yorumlarınızı yazın.
RUMUZ: ALDATILAN ERKEK
Sanırım hangi taraf daha iyi niyetliyse, daha yumuşak, daha duygusal, daha saygılıysa, senin de dikkatini çektiği gibi karşı tarafa daha çok değer veriyor, daha çok üzerine düşüyorsa, ezilen, üzülen, hatta aldatılan o oluyor! Yüzeysel, ilgisiz, sevip sevmediği bile belli olmayan, ilişkiyi yönetmeye meraklı görünen taraf ise kazançlı çıkıyor. Daha çok seviliyor, daha çok aranıyor. Ne kadar kaybetme korkusu içindeysen, o kadar zararlı çıkıyorsun.
Sonuçta bu yapı meselesi, kendini değiştiremezsin. Sen duygusal, düşünceli ve sevgi doluysan, buna gem vuramazsın. Sanırım en büyük yanlışın kendine uygun olanı seçememen. Her iki ilişkinde de yanlış seçim yapmışsın. Henüz yolun başındasın, hemen hayal kırıklığı yaşamamalısın. Hele duygusuz, gününü gün etmeye meraklı bu tür kızlar için asla kendini harap etme.