Binbir Gece dizisinin finali ve verilen yanlış mesajlar
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Önce hepinizden özür diliyorum. Ben bir TV yorumcusu, bu alanda söz sahibi olabilecek biri değilim.
Ama hem bana gelen okur tepkilerini hem de bir izleyici olarak kendi görüşümü sizlerle paylaşmak istedim. İşte öylesine bir duygu bu anlatacaklarım... Geçtiğimiz cuma akşamı televizyonda hepimizin beğeni ile izlediği "Binbir Gece" dizisinin canlı yayında finali vardı.
Her şey muhteşem hazırlanmıştı. Her şey mükemmeldi. Oyuncular, davetliler, sanatçılar, tanıdık simalar, basın mensupları...
Herkesten bir içtenlik ve pırıltı yansıyordu. Gerçek Binbir Gece masalıyla artık uzaktan yakından ilgisi olmayan dizinin bu canlı finali yine de bir masal düğününü çağrıştırıyordu.
Keşke o son sahne olmasaydı ve keşke o bitkisel karışım bir zehir, bir düşük yapma yöntemi olarak gösterilmeseydi.
Çok sevdiğim dizinin bu son bölümünün, birçok yakınım, dostum, arkadaşım ve okurum tarafından ürpertiyle izlendiğini öğrendim. Ayrıca bu son olay, yani bitkisel çayın karışımını içen Şehrazat’ın büyük ihtimalle bebeğini düşürmesi olayı, kanımızı dondurdu.
Daha da önemlisi, ben de dahil, bitkisel çaylara, karışımlara çok güvenen, kullanan, onları hazırlayıp üreten birçoklarını, örneğin bu konuda uzmanlığıyla tanınan, terapist sevgili Işık Kırgız hanım gibi kişileri çok üzdü.
Bana bu konuda telefon ve maille ulaşıp, bunun aslında halka verilen çok yanlış bir mesaj olduğunu söylediler. Doğrusunu isterseniz, naçizane ben de böyle düşünüyorum.
Bitkisel ilaçlar bilinçli kullanıldığı, uzman kişiler tarafından hazırlandığı sürece insanoğlunun asırlardır en büyük yardımcısıdır. Henüz ilaç sanayisi doğmamışken, belki hálá bazı kabilelerde ve ailelerde uygulandığı gibi, insanlar sadece bu bitkilerle tedavi oluyorlardı. Hem bitkilerin korkunç bir zehir haline dönüştürülebileceği hem de bu karışımın hemen herkes tarafından kolaylıkla satın alınıp, yapılabileceği düşüncesi, hem de kanlar içindeki Şehrazat’ın o korkunç görüntüsü insanlarda çok büyük tepki uyandırdı.
Üstelik bu kan revan içindeki gelin görüntüsü izleyicilere hiç de yabancı değil... Bundan kısa bir süre önce "Annem" dizisinde, Ayşe de düğün gecesi banyoda kanlı gelinliğiyle göz yaşları içinde yatarken, bebeğini kaybetmiş değil miydi? Bu çok güzel diziyle, bu muhteşem finalle, bu birbirinden başarılı oyuncularla, bu dünyalar güzeli Bergüzar Korel’le bu sahne hiç bağdaşmadı...
Benim gibi pek çok kişiyi de kötü etkiledi.
Zayıflamak için çırpınıyorum ama bir türlü başaramıyorum
Merhaba abla. Hep sana gelenleri okudum ama yazmak hiç aklıma gelmemişti bugüne kadar... Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine sana başvuruyorum. Ablacığım 16 yaşındayım ama duygularım çok karışık. Ben oldukça şişman bir kızım, hiç kimse beni sevmiyor. Bazen yaşamak dahi istemiyorum. Kilolarım yüzünden kendime güvenemiyorum. Ben güzel olmak istiyorum. Kilo vermek için yıllardır çırpınıp duruyorum ama bir türlü başarılı olamıyorum. Yine de çok yakışıklı bir erkek arkadaşım var ama ailemin haberi yok. Çünkü bundan öncekileri söylemiştim. Bunu da söylersem beni öldürürler herhalde. Hem onunla biraz ileriye gittim. Beni dudağımdan öptü ve okşadı. Biliyorum iğrenç bir durum, artık düşünmekten yoruldum ama ayrılamıyorum da. Hem kilolarımdan kurtulmam da lazım. Ayrıca ilişkimi kimseye anlatamıyorum. Çok utanıyorum. Yardım et lütfen.
RUMUZ: GAMZE
Önce bir erkek arkadaşın olduğu ve biraz yakınlaştığın için bu kadar utanmana ve bunu iğrenç bulmana hiç gerek yok kızım. Bu şekilde düşünmeye devam edersen, bu aile baskısı yüzünden evlendiğinde eşinle normal bir beraberlik yaşayamazsın, bak söylüyorum sana. Tamam çok fazla ileri gitmemelisin ama bu kadarcık bir yakınlaşma, sana neden iğrenç geliyor ki?
Kilolarına gelince, ben de senin gibi gençliğimden beri binlerce defa rejimler denedim, gün oldu aç kaldım, tek düze yemek yüzünden kansız kaldım ama sonuçta hiçbir şey elde edemedim. Şimdi kalp doktorum sevgili Doç. Dr. Atila Emre’nin tavsiyesine uydum. Ve bir diyetisyenin gözetimi altında kilo vermenin en sağlıksı olduğunu öğrendim. Öğrenmenin yaşı yoktur, bilirsin. Doktorum bana Florance Nightingale Kızıltoprak (Kadıköy) Hastanesi’nde böyle bir hizmet veren iki çok başarılı diyetisyeni, Uzman Diyetisyen Güzin Çaltı ve Diyetisyen Müge Arslan’ı tavsiye etti. Ben şu anda Güzin Hanım’la (sanırım isminden de etkilendim) diyete başladım. Aç kalmadan kilo verme yolundayım. Sana da mutlaka bir diyetisyenle yola çıkmanı öneririm.
Eski giysi verebileceğiniz derneklerin yeni telefonları
Kullanılmayan eski giysi ve eşyalarınızı vermek için size geçen hafta bazı dernek isimleri ve numaralarını vermiştik. Ne yazık ki bu numaraların bir bölümü kısa bir süre önce değişmiş. Bu nedenle siz sevgili okurlarımdan özür diliyor; yeni numaraları veriyorum. Bu arada bazı okurlarımın bu konuda beni uyarması ve hatta yeni numaralarını kendi çabaları ile bulup bana göndermeleri de o kadar hoşuma gitti ki, anlatamam. Hepiniz sağ olun, var olun. Sevgilerimle.
1- TOÇEV: (0212) 280 25 11 Bana yazdıkları mesajda artık eşya toplamadıklarını bildirdiler...
2- Çocuk Esirgeme Kurumu: (0312) 310 24 60
3- Taksim Gençlik ve Çocuk Evi. 13 - 18 yaşlarındaki kız çocuklarının sığınma evi. Her şeye ihtiyaçları var. Yeni telefon numarası (0212) 237 87 48.
4- Beyoğlu Sosyal Yardım Mağazası Dayanışma Derneği yeni numarası: (0212) 249 09 15. Arayıp adresinizi söylediğinizde bir gün sonra evinizden gelip alıyor, ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorlar.
5- Umut Çocukları Derneği ev eşyalarını da kabul ediyor. (0212) 245 67 47
6- Toplum gönülleri Vakfı’nın mağazasına satılmak üzere her şeyi hediye edebilirsiniz. www.tog.org.tr