Benim sınavımın adı kanser

Herkesin olduğu gibi benim de bu hayatta bir sınavım var. Şu an için adı kanser. Adı batasıca...

Haberin Devamı

Merhabalar Güzin Abla, size yazdığım bu elektronik mektubun belki de mantıksız ve amaçsız olacağını söylemeliyim.
Sadece beni tanımayan birilerine içimi dökmek istedim...
Herkesin olduğu gibi benim de bu hayatta bir sınavım var. Şu an için adı kanser. Adı batasıca... Ben dışarıdan güçlü görünmeye, “Sorun yok, her şey yolunda” demeye çalışan biriyim ama size bir şey söyleyeyim mi, hiçbir şey yolunda değil aslında.
Ne hastalığım iyileşme yolunda, ne de iş hayatım düzgün gidiyor. Açıkçası bu sorunlarla boğuşan insanlar iyi olmayı nasıl başarıyor anlamıyorum, hatta onları kıskanıyorum.
Hayatımızda bir şeyler ters gidince bizler “Her işte bir hayır var” deriz, “Allah yeni bir kapı açar” deriz, öyle de olur. Ama açılan o kapıdan adım atıp tam içeri gireceğim sırada, kapı pat suratıma kapanıyor! Çok acıyor.
Mecazi anlamda değil gerçekten o kapının suratıma çarptığını hissediyorum.
Ben sıkıldım artık bu durumdan.
Bu kapılar daha önce de suratıma çok çarptı ama nedense bu son sefer umutlarımı tam olarak söndürdü.
Demek en iyisi, hayatta hiçbir beklentiye girmeden bir köşede sana verilen zamanın dolmasını beklemek.
Bundan sonra saksı gibi bir köşede bekleyeceğim. Ben artık bu oyunda yokum.
Rumuz: Mutsuz umutsuz saksı

Haberin Devamı

Benim sınavımın adı kanser

YANIT

Sevgili kızım, kanser hastalığı günümüzde ne yazık ki yaşam koşulları nedeniyle yaygınlaşıyor. Bu yüzden giderek daha fazla kişi kansere karşı mücadele veriyor.
Hastalığın teşhisinden itibaren her hasta senin gibi, hem ruhen hem de bedenen pek çok sorun yaşıyor. Bu çok doğal, çünkü kendisine “Sen kanser oldun” dendiği anda kişi ölüm düşüncesine kapılıyor.
Oysa kanserin tedavisinde en önemli etkenlerden biri, hiç kuşkusuz hastanın moralinin yüksek olması.
İşte bu nedenle teşhis konulduğu andan itibaren tedavi bitimine kadar geçen süreçte psikolojik ve sosyal destek büyük önem taşıyor.
Kanser teşhisi konulan kişiler genellikle bu adı bile tüyleri ürperten hastalığa uyum sürecinde bir dizi psikolojik evreden geçiyor. İşte o evrelerin daha kolay ve hızlı bir şekilde atlatılması, buna karşılık hastalıkla mücadele gücü kazanılması, tedaviye uyum gösterme ve umudun artması için mutlaka psikolojik destek almak çok çok önemli.
Kanser hastalarında tanının konmasıyla birlikte en sık rastlanan psikolojik tepkiler; kızgınlık ve öfke gibi duygulardır. Çevrenden koptuğunu düşünmen, insanlarla eski bağlarını koruyamaman, şu anda içinde bulunduğun köşeye sıkışmışlık duygusu elbette ki çok normal.
Ama bence en kötüsü şu söylediğin “Hayatta hiçbir beklentiye girmeden bir köşede sana verilen zamanın dolmasını bekleyeceksin” şeklindeki umutsuz ifaden.
Kızım ben doktor değilim ama bu hastalıkla mücadele eden genç, yaşlı çok insana rastladım.
Umudunu kaybettiğin anda hastalığa yenik düşme ihtimalin artıyor.
Ve artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Hastalık çok daha yeni ve başarılı yöntemlerle iyileştirilebiliyor.
Bağışıklık sistemine yöneltilen tedaviler, doğrudan kanser hücresini nişan alan ilaçlar, hatta bazı bitkisel alternatif tedavilerle desteklenen yöntemler çok başarılı oluyor.
Ancak yeterli psikolojik destek alınmadığı takdirde, bir süre sonra kişi kendini depresyonda hissedebiliyor.
Depresyon; uykusuzluk, yemeden içmeden kesilme ve ciddi düzeyde içine kapanma şeklinde belirtiler verir ki, bu da iyileşme sürecini geciktirebilir.
Kanserle Mücadeleyi Destekleme Derneği gibi kuruluşlar var, bazı hastanelerde bu konuda psikolojik yardım veren bölümler var.
Lütfen mücadele et ve böyle bir yardım al.

Yazarın Tüm Yazıları