Paylaş
Sevgili Güzin abla, ben 31 yaşında, hiç evlenmemiş bir kadınım. Sevdiğim adam ise evli ve 50 yaşında.
Çok olgun biri. Her zaman benim yanımda. Beni çok seviyor, asla üzmüyor, bana hep “Sakın beni bırakma, sensiz biterim” diyor. Kaç kere kavga ettim onu kıskandığım için, hep gitmek, kaçmak istedim ama beni kaybetme korkusu yüzünden hastalandı, hatta defalarca hastanelik oldu.
Bana “Ne olur beni hep sev, beni bırakma” diyor. Ondan uzaklaştığımı hissettiği zamanlarda hüngür hüngür ağlıyor.
Böyle güzel seven birini ben daha önce hiç görmedim.
“Bir gün evlenirsen bil ki her zaman buradayım. Ne olur ilişkimizi dostluk, arkadaşlık şekline döndürme, sevildiğimi bileyim. Ayda yılda bir de olsa bana mesaj at, hal hatır sor” diyor. Biliyorum bana çok kızacaksınız ama inanın ki birbirimizi çok seviyoruz.
Beni her gün arayıp soruyor, “Sadece senin yüreğini sevdim. Elimi tut, bırakma. Senden başka bir isteğim yok” diyor. Çok duygusal biri, inanın beni incitmekten korkuyor.
Eşiyle arası yıllardır açık, bunu da biliyorum çünkü bana her şeyini anlatıyor.
Hayatımda ilk defa böyle güzel bir insan tanıdım. Lütfen bana “ondan ayrıl” demeyin, çünkü denedim ama olmadı. Ben çok sevdiğim için ayrıldığımda acı çekiyorum, o da üzüntüden hasta oluyor. Kaç kere hastaneye kendim götürdüm onu.
Yine de size sormak istiyorum; bu insanın bana karşı sevgisi saplantı mı, yoksa gerçekten seviyor mu? Bana sevgisini her fırsatta gösteriyor ama yine de size danışmak istedim. Ne yapmalıyım?
◊ RUMUZ: ELİMİ TUT BIRAKMA
YANIT
Sevgili kızım, Alain Delon ile Dalida’nın birlikte seslendirdikleri çok güzel bir şarkı vardır; “Paroles, paroles”... Bizde de Ajda Pekkan aynı parçayı Türkçe sözlerle yorumlamıştı. “Palavra Palavra” adıyla okuduğu o güzel şarkıda şöyle diyordu: “Aynı sözler söylediğin, hep boş sözler. Kolay sözler... Bu her günkü sudan sözler, boş vaatler... Hepinizde aynı taktik, aynı yalan”...
Nedense senin öykün bana bu şarkıyı hatırlattı.
Sevdiğin adam da sana durmadan boş sözler söylüyor, seni kendine bağlamak için her türlü duygu sömürüsünü yapıyor anladığım kadarıyla... Hastanelik oluyor, sensiz yapamayacağını söylüyor ama bir yandan da “Eğer evlenecek olursan sakın beni tamamen terk etme, arada bir ara, sor, beni unutma” diyor.
Seni kendine bağlı tutmak için her türlü numarayı deniyor. Ama ayrılmayı, boşanmayı hiç dile getirmiyor. Zaten yıkılan bir yuvanın üzerine kurulacak yuvadan da hayır gelmez ya...
Belli ki senin ona olan zaafından yararlanıyor. Sen de sanki hayatına onlarca erkek girmiş de çok tecrübeliymişsin gibi “Ben böyle güzel seven birini görmedim” diyorsun.
Eşiyle arası bozukmuş! Ah kızım, eşlerini aldatan bütün erkeklerin ortak teranesidir bu. Tekrarlandıkça inandırıcılığını yitiren sözlerdir. Senin gibi erkekleri pek fazla tanımayan, temiz kalpli, iyi niyetli kızları kendilerine bağlamak isteyen erkeklerin sıkça başvurdukları bir taktiktir kısacası...
Sonuçta sen ona bağlanacak ve kendini ona adayacaksın, o ise eşiyle mutlu mesut yaşayıp gidecek. Bu arada elbette sen kendi hayatını kuramayacak, evlenmeyecek, onun istediği gibi “elini bırakmayıp” onu sevmeye devam edeceksin. Sen yine de bir kez daha düşün istersen.
Paylaş