Bir genç kızın en büyük hayalidir sevdiği insanla yuva kurmak.
Ben de beni sevdiğini düşündüğüm bir gençle sözlendim. Aileler anlaştı, kaynaştı, her şey yolunda giderken bir sabah kendime yakın gördüğüm bir ablamdan telefon geldi. Sözlüm hakkında ilginç açıklamalar yaptı; çok şaşırdım. Geçmişte sözlümün teyzeoğlu bu yakınım ablam ile evliydi, anlaşamayıp boşandılar ve boşanmalarının üzerinden biraz zaman geçtikten sonra, sözlüm bu yakınıma karşı ilgisinin olduğunu ve onunla evlenmek istediğini söylemiş, evine gitmiş görüşmüşler, ama yakınım kabul etmemiş.
Sözlüme bu konuyu sordum inkar etti; ona inanıp affettim, olayı yok saydım. Aradan biraz zaman geçti ve sözlümün aniden Sivas’a tayini çıktı! Çok şaşırdım. Ben o olayları unutmaya çalışırken, aniden böyle bir tayin işi aklımı karıştırdı. İlk başta onunla Sivas’a gitmeyi düşünmedim ama sonra onu sevdiğim için kabul ettim. Yine de bu durumu ailemle paylaşmam gerekliydi; işin içinden çıkamamıştım.
Ailemle arkadaş gibiyiz. Ailem karşı çıktı gitmeme. Çünkü onların da sözlüme olan güvenleri kırılmıştı. Ama ben sözlümü sevdiğim için susmuşlardı. Onun da gelip babamla konuşması gerekiyordu. Babamın ona tepki göstermesinden korktuğunu söyledi, gelmedi.
Babamla araları açıldı; aradan zaman geçti babamı ikna edebildim sonunda ama bu arada sözlüm beni terk etti. Sivas olayını benim için iptal ettirdiğini söyledi. Şimdi kendimi suçluyorum acaba olayları ben mi bu duruma getirdim. Gerçekten onun mesleğiyle mi oynadım? Vicdan azabı çekiyorum, bunalıma girdim çok mutsuzum. Evliliği bir daha düşünmüyorum. Çevremde onu soran çok oluyor ama en zoruma giden de kimsenin aramızı düzeltmeye çalışmaması. Kayınvalidem ya da görümcelerimden biri bile arayıp, "Neden böyle oldu?" diye sormadılar. Ben bunları hakkedecek ne yaptım?
RUMUZ: ÇARESİZ DOKTOR
Sevgili kızım, elbette suçlu sen değilsin. Ama, o "yakınım" dediğin ablan kimse asıl suçlu o. Yıllar önce bir olay olmuş. Belki bu genç adam, onunla yakınlaşmak hatta evlenmek istemiş olabilir. Ne var bunda? O zaman sen var mıydın hayatında? O halde bunu şimdi, sen sözlenmiş, evlilik hazırlığı içindeyken sana çok önemli bir olaymış gibi anlatıp, mutluluğunu bozmak ne demek oluyor? Senin huzurun kaçmış, ailene söylemekle de hata etmişsin. Bu durumda sözlüne güvenleri kaybolmuş, çünkü aile bu; her şeyden nem kaparlar. Senin Sivas’a gitmeni bu nedenle engellemişler.
Oysa evleneceğin erkeğin tayin olduğu yere gitmen en doğal davranıştır. Senin ona karşı güvenini kaybettiğini, ailenin de tavır aldığını hissetmesi bu gencin gururunu kırmış olmalı. Madem kimse aranıza girmiyor, o halde sen gidip ailesiyle görüş. Sonuçta buna hakkın var, çünkü seni suçlamış. Belki onlara ayrılmak istemediğini söyleyebilirsin.
Kendime engel olamayıp nişanlımı aldatıyorum
Güzin Ablacığım; öncelikle sizi çok sevdiğimi belirtmek isterim. 19 yaşında üniversite öğrencisiyim. Oldukça güzel bir kızım. Her şeyden çok sevdiğim erkek arkadaşımla nişanlandık. Ama benim sorunum başka. Ben, bana bakan erkeklere karşı bir yakınlık hissediyorum. Onlar bana baktığı zaman ben de gözlerimi kaçırmıyor hatta gülümsüyorum. Yanıma gelirlerse onlarla sohbet ediyorum. Telefonlaşıyorum bir nevi arkadaş oluyorum. Onlarla cinsel olarak bir şey yaşamamış olsam bile, sonuçta nişanlımı aldatıyor sayılırım. Tabii o beni kendisini asla aldatmayan, sadık biri olarak biliyor. Aslında bu yaptıklarımdan çok pişmanım ama kendime de engel olamıyorum. Güzelliğimden etkilenen erkeklerin halini görmek hoşuma gidiyor. Oysa o beni hiç aldatmadı. Kendimi çok suçlu hissediyorum.
RUMUZ: KENDİMDEN UTANIYORUM
Kızım tabii ki bu yaptığın hoş değil, aynı şeyi o sana yapsaydı, eminim küplere binerdin. Ancak bu hem senin kendine yeteri kadar güvenmediğini gösteriyor hem de daldan dala gezmekten hoşlandığını ve henüz evliliğe hazır olacak kadar olgunlaşmadığını. Ona karşı sevgini bir kez daha tart istersen.
Sevdiğim genci bakire olduğuma inandıramadım
Güzin Abla; ben 23 yaşında bekar bir genç kızım. Hem okuyor hem de çalışıyorum. Bu yaşa kadar hep ölçülü arkadaşlıklarım ya da ilişkilerim oldu. Hem ailem tutucu olduğundan hem de böyle yetiştirildiğim için şimdiye kadar ilişkilerimde asla bir beraberlik yaşamadım. Ancak şimdi çok sevdiğim bir genç var. Onunla dayanamayıp yakınlaştık. Bu ilk sevişme anımızda, daha ileri gitmesine engel oldum. Erkek arkadaşım ise bakire olmadığım için ona engel olmaya çalıştığımı söyledi. Ben de hem çok şaşırdım, hem de alındım. Açık açık da bakire olduğuma inanmadığını söyledi. Ben de ona hayatımda hiç kimseyle ilişkiye girmediğimi anlattım. Ama inandıramadım. O günden sonra aramız açıldı. Beni eskisi gibi arayıp, sormuyor, soğuk ve uzak davranıyor. Çok üzülüyorum. Hem bana güvenmediği için hem de böyle günahsızken, beni suçlaması ağrıma gidiyor. Ne yapmalıyım?
RUMUZ: NASIL İNANDIRAYIM
Bu genç seni onunla beraber olmaya zorlamış. Seninle birlikte olmayı hayal etmiş. Bu olmayınca artık onun ilgisini çekmez olmuşsun. Demek ki seni yalnızca bir macera olarak görmüş. Bence bu iyi niyetli biri değil. Gerçekten sevseydi sana güvenirdi. Hem seninle beraber olmak istiyor... Yani senin bakire olup olmadığını bilmeden seninle ilişkiye girmeye kalkışıyor, hem de bakire olmadığını düşünerek sana tavır koyuyor. Bu ne anlamsız çelişki?
Her ne olursa olsun bu genç sana uygun değil. Sen karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir beraberlik istiyorsun. Prensiplerinden ödün vermiyorsun, o halde karşındaki kişi sana değer veriyorsa prensiplerine de saygılı olmalı. Bir genç kız, her önüne gelenle ilişki yaşarsa, önce kendine saygısı kalmaz. Kendini suçlamaktan vazgeç. Hakkında hayırlısı buymuş demek.