Babamı yakın bir akrabamızla annemi aldatırken yakaladım

Sevgili Güzin Abla, öncelikle hem sitenizden hem köşenizden bizlere yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim.

Benim sorunum babam ve bir akrabamızla ilgili. O akrabamız ne yazık ki babamla aşk yaşıyor. Bir gün ailece kahvaltımızı yapmış televizyon seyrediyorduk; babam odada değildi ama telefonu masadaydı. Her zaman "Telefonum çalarsa bakmayın" derdi. İnsanın bakmayacağı varsa bile bakacağı geliyor.

Aldım telefonu, mesajları bir açtım ki şoke oldum: Bu benim ilk şokumdu. O an benim bittiğim andı. Çünkü ekranda kısaca "...ben de seni çok seviyorum" şeklinde bir mesaj yakaladım. Bunu görünce alt üst oldum. Çünkü mesaj yakın bir akrabamıza gönderilmişti.

Numaraları eşleştirdim, aynıydı. Ben bunu yuttum. Yuttu göründüm daha doğrusu. Canım annem hiçbir şeyden habersizdi, anneannem hastalandı oraya gitmek zorunda kalmış, 2 aydır gelememişti.

O akşam ben "İyi geceler" deyip yatmaya gittim. İçeriden gülme sesleri, yüksek sesle yapılan espriler gelince, "Hayret bu saatte kiminle konuşuyor babam" diye kalktım. Kapıya doğru gidip baktım. İkinci şokumu yaşadım. Babamın konuştuğu kişinin o akrabamız olduğunu anladım. Kendisinden, tatile gittiği yerden, çocuğundan vs. söz ediyordu.

O an evden çıkıp gitmek istedim ama yapamadım. Yuttum göründüm, ama 2-3 ay boyunca altında ezildim, ağır gelmeye başladı.

İntihar etmeyi bile düşündüm ama güçlü olmalıydım. Bu konuyu anneme açmalıydım. Dayanamadım, yine anneanneme giderken yolda sakin bir şekilde açıkladım. Annem de şoka girdi.

Babam şu an burada değil. Artık bu iş kesinleşti ama benim psikolojim bayağı bozuldu. Duygusal bir insanım, böyle şeylere alışık olmadığım için zor geliyor. Şimdi ne yapacağımızı bilmiyoruz ve sizden yardım bekliyoruz. Bizi aydınlatırsanız çok sevineceğiz.
RUMUZ: ÇARESİZ_KARDELEN

Sevgili kızım, bu anlattıkların şok yaşatmayacak gibi değil, bir yandan babanın bu ihaneti, bir yandan da yakın akrabanızın sizi sırtınızdan vurması, kolay kabullenilecek şeyler değil elbette...

Günümüzde o kadar acı olaylar yaşanıyor ki, artık, bırak akrabayı bir kız kardeşin ablasının kocasını baştan çıkarması bile sıradan sayılacak neredeyse. Senin annenle babanın arasına girmeni istemezdim ama bu durumda ok yaydan çıkmış bir kere...

Annen ve kardeşinle bir araya gelip bu durumu babanıza açık açık sormanız ve mutlaka bir cevap beklediğinizi söylemelisiniz.

Hatta hiçbir şey yokmuşcasına, o akraba hanımı da eve çağırabilirsiniz. Her şeyi ikisinin yanında açıklarsanız, zaten telaşlarından, hareketlerinden durum ortaya çıkar. Bundan sonrası ise annene kalmış bir şey. Ne yapacağına elbette o karar verecektir. Ama hiçbir şey yapamasanız bile onları zor duruma düşürmüş olursunuz. Akrabanız ise belki biraz utanır bu yaptığından...

Eşinin bakire çıkmadığını anlayan beyefendiye

Geçenlerde eşi bakire çıkmadığı için sinirlenen, hatta çıldıran bir kişi yazmıştı köşenize.

Belki sizin aracılığınız ile cevap verme fırsatım olur diye size yazıyorum: Eşinin ilk evlendikleri gece bakire çıkmadığını anlayıp ondan soğuyan hatta nefret eden beyefendi ve daha birçok sizin gibilere bu sözlerim.

Namus kavramını yanlış anladığınız kanısındayım. Namuslu olmak demek, daha önce hiç cinsel ilişkiye girmemek değildir; namus iki bacağın arasında değil, insanın kalbinde ve beynindedir. Namuslu olmak her şeyden önce, dürüst olmak, iyi insan olmak, yalan söylememek, çalıp çırpmamaktır. İşte asıl kişide aranması gereken namus budur. Bu beyin sahip olduğu gibi zihniyetler yüzünden birçok masum kız öldürülüyor ya da gençliklerini yaşamalarına izin verilmeden erken yaşta evlendiriliyorlar.

Toplumumuzda cinsellik kavramı, konuşulması yasaklanan hatta yaşanması ayıplanan bir hal almış durumda. Bu ne kadar doğrudur, tabii ki tartışılır. Ama unutmayalım ki cinsellik ayıplanacak bir şey değil, aksine yemek içmek kadar normal bir gereksinimdir. Ben de demiyorum ki gençlerimiz her önüne çıkanla beraber olsun, sorgusuz sualsizce cinselliği yaşasın. Tabii ki cinsellik özel bir şey, sevdiğin ve doğru insan olduğuna veya sonradan pişman olmayacağına emin olduğun zaman yaşanması gereken bir ihtiyaçtır. İşte burada çok ince bir çizgi var.

Cinselliğin konuşulmasının bile yasak olduğu bizim gibi toplumlarda bu beyefendi gibi düşünenler çok fazla. Bence bu konuda ailelere çok büyük bir görev düşmektedir. Ayrıca bu tarz düşünenlere söyleyecek bir çift sözüm daha var. Kendine güvenen ve eşini seven bir erkek asla böyle davranmaz. Kendinize güvenin ve eşinizi sevin. Çünkü sevgi kaybedildiğinde değil yaşandığında gerçektir.
RUMUZ: DERİN DÜŞÜNCE

Aman sevgili okurum, hem de bir erkek olarak ne kadar benim tarzımda bir yorum yapmışsınız, çok şaşırdım. Sanırım giderek bazı genç okurlarım beklediğim düşünce tarzına ulaşıyorlar. Bu çok sevindirici. Evet ne yazık ki cinsellik konusu uygar toplumlardaki gibi, çağımıza uygun bir şekilde, rahatlıkla konuşulabilecek hale gelmeden çiftlerin evlilik yaşamında da mutluluğu bulmaları çok zor. Çünkü evlilik de, yaşamın ve sağlığın önemli bir kısmı da mutlu bir cinsellik gerektirir.

Evleneceğim hanım dul askerliğimi nasıl bekler

Güzin Abla, ben 20 yaşında bir gencim; bu yaşıma kadar tek başıma geldim. Ailem yok, sadece ağabeyim bir de kardeşim var, bir fabrikada çalışıyorum. Orada bir kızla tanıştım. Benden 7 yaş büyük, evlenmiş, boşanmış. Beraberliğimiz 1.5 yıldır sürüyor. Bu zaman zarfında ileriye yönelik bazı kararlar aldık, evlenmeyi düşünüyoruz. Ama benim askerlik sorunum var. Beni bir genç kızın 15 ay bekleyebileceğini düşünemezken, bir dul hanım nasıl bekler, merak ediyorum. Ev eşyalarımız için taksitlere başladık bile... Ama ben yaşamında başka biri olup olmadığını nasıl anlarım.
RUMUZ: SOYLU

Bak oğlum, bir insan sevdiğine güvenmezse, onunla evliliği de yürütemez. Bu hanımın başından bir evlilik geçmişse, sürekli bir erkek arayışı içinde mi olmalı sana göre. O da hanım hanımcık, seni bekleyecektir elbette... Tabii bu ayrılık zor da olsa, tıpkı bir genç kızın yapacağı gibi o da katlanacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları