Paylaş
Annem ve babam küçüklüğümden beri sürekli kavga ediyor. Babam baskıcı ve otoriter bir insandır. Annem ise saf biri. Annem, onca yıldır kendisine yapılan şiddete karşı hiç tepki göstermedi. Ben hep ortada kalan kişi oldum. İkisi de egolarından çocuklarını görmüyor. Onlar yüzünden özgürlüğüne düşkün ve agresif bir insan oldum.
20 yaşında üniversiteli bir genç kızım. Çalışıyordum fakat pandemiden dolayı şu anda işsizim.
Babamın bana kavga sırasında söylediği aşağılayıcı küfürler ve “gırtlağını keseceğim” gibi korkunç tehditler yüzünden psikolojim bozuk. Ayrıca daha bugün boğazımı sıkarak beni duvara dayadı.
Küçüklüğümden beri yaşadığım baskılardan dolayı çok ciddi sorunlarım var. Aslında bütün ailem de aynı durumda. Ben bu durumda ya evden kaçıp gideceğim ya da babamı şikayet edeceğim. Artık bu evde durmak istemiyorum.
Kendimi hapishanede gibi hissediyorum. Bana verdikleri üç kuruşluk harçlığın bile hesabını yapıyorlar ki hiçbir zaman onlardan para istemem. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum... Babam son zamanlarda zorla kendi işyerinde çalıştırıyor.
Bütün arkadaşlarımla iletişimimi kesmemi istiyor. Okulu bırakıp evlenmemi de istiyor.
Ben sadece bir şeye izin alma gereği duymadan, şiddet görmeden, hakaret işitmeden, kendi hayatımı yaşamak ve okuluma gitmek istiyorum.
Ne yapmalıyım? Babamı nereye şikayet edebilirim?
◊ Rumuz: Şikayet
YANIT
Ülkemizde şiddet ne yazık ki, giderek yaygınlaşmakta...
Şiddet duygusu bir anlamda aklın, vicdanın ve mantığın bittiği yerde karşımıza çıkıyor.
Oysa her ferdin birinci hakkı, yaşamdır. Anayasada kadının korunması, kadına karşı şiddetin önlenmesi ve ailenin korunması amacıyla özel olarak bir yasa bulunmaktadır.
Şiddetin yaşam boyu sürecek toplumsal ve sağlıkla ilgili sorunlara yol açtığı ortadadır.
Ülkemizde her üç kadından biri ne yazık ki fiziksel şiddete maruz kalıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre yaşamının herhangi bir döneminde ailesinden bir fert tarafından, eş ya da eski eş tarafından şiddete maruz kalanların oranı yüzde 39.3.
Bu fiziksel şiddet sonucunda fiziksel olarak yaralanan kadınların oranı yüzde 25.
Yaşadıkları şiddeti bir sır olarak saklayan kadınların oranı ise yüzde 48.5.
Bu rakamlar gerçekten çok ürkütücü ve üzücü.
Şiddete uğrayan pek çok kadın bunu gün yüzüne çıkarmak istemiyor.
Çareyi başına gelenleri saklamakta buluyor.
Hatta bazı şiddet mağdurları, eş, sevgili ya da ailesinden gördüğü şiddetten kurtulabilmek için son çare olarak kimliklerini değiştiriyor, evlerinden kaçmayı seçiyor.
Bu da çözüm değil elbette.
Senin de içinde bulunduğun bu durumda olanlar ya doğrudan aile mahkemelerine başvurabilirler ya da polise, savcılığa başvurarak buradan aile mahkemesine de yönlendirilebilirler.
Bu kişilerin Cumhuriyet Başsavcılığı’na doğrudan sözlü olarak ya da bir dilekçeyle başvurarak şikayetçi olmaları yeterlidir.
Ancak bütün bu süreçte senin ya bir yakınının yanına sığınman ya da bir kadın sığınma evine başvurman gerekebilir.
Paylaş