Paylaş
Merhaba Güzin Abla, daha önceki mektubuma cevap verdin. Çok teşekkür ediyorum. 6 ay geçti ama hâlâ bir çözüm bulamadım. Babam hâlâ konu evlilikten açıldığında “Mutlu bir evlilik mi var? Benim evlendirecek kızım da oğlum da yok!” diyor.
Babamla barıştım, şimdi aramız iyi... Fakat ona çok kırgınım.
Babama iki kez emrivaki bir olay yaşattım.
İlk önce erkek arkadaşım geldi ve babamın karşısına çıkıp benimle görüştüğünü söyledi. Babam onu kovdu. İkincisi ise karşı tarafın şehir dışından gelmesini istedim.
Ailece onları, babamın işyerine gönderdim.
Babam aynı katı tutumu sergiledi, “10 kere de gelseniz benim verecek kızım yok. Artık idrak edin” diyerek onları gönderdi. Araya büyüklerim de girdi. Babam onların da kalbini kırdı. Kendi anne ve babasını ağlattı.
Ya bu diyardan vazgeçeceğim, bir ömür içimde besleyeceğim kinle, babamın yanı başında bekar bir hayat yaşamayı kabulleneceğim ya da kendi hayatımı kendim inşa edip, evlenip yuvamı kuracağım.
Belki eksik belki mutlu... Bilemiyorum. Bana bir akıl ver lütfen.
Eski mektubumu da özetle hatırlatmak isterim:
Erkek arkadaşımdan evlilik teklifi alalı 2 yıl oldu. Babam, ‘Benim evlendirecek kızım yok. Evlenip mutlu olan var mı’ dedi. Kaç zamandır oyalıyorum sevgilimi ve ailesini. Ama babam, annem ne derse tersini yapmayı huy edinmiş.
Parçalandım Güzin Abla, annem akıl vermiyor, yardım etmiyor, bekle demekten başka elinden bir şey gelmiyor.
◊ Rumuz: Tıkandım artık
YANIT
Sevgili kızım, sanırım ilk cevabımda sana, “Kaçmak akıllı bir davranış değil, bu işi tatlılıkla halletmelisin” demiştim.
Babanı bir şekilde ikna edeceğini düşünmüştüm.
Çünkü ben hiçbir zaman bir genç kızın ailesine karşı çıkıp, sevdiğinin peşine takılıp, gitmesine taraftar değilimdir. Ama aradan bunca zaman geçtiği halde babanın katı tutumunun değişmediğini görüyorum, üstelik çok saçma bir neden ileri sürüyor ve “benim evlendirecek kızım, oğlum yok” diyebiliyor.
İşte bu benim kabul edebileceğim bir şey değil. Senin hiç kimseyle evlenmene katlanamayacağını gösteriyor bu sözleri...
Olacak şey mi?
Bir baba kızını seviyorsa, gerçekten ona değer veriyorsa, önce onun mutluluğunu düşünür.
Akrabalarının dediği gibi, önce o genci tanımaya çalışır, ona göre karar verir en azından. Bu tutum doğru değil kızım. İstediğin kadar “aileme düşkünüm” de...
Babanın bu akıl almaz inadı karşısında, ömür boyu evlenmemeyi göze alacak değilsin. Evlenip mutlu olmak senin de hakkın.
Belki baban ilk başlarda sana sırtını dönecektir ama sonra dayanamayıp, örneğin bebeğiniz olduğunda, torununu sevmeye gelecektir.
Paylaş