Paylaş
Güzin Abla, ben 24 yaşında bir genç kızım. Şu an size yazarken gözyaşlarımı tutamıyorum. İçim öyle dolu ki, size dökmek istedim...
Annemle babam ben küçükken kumar yüzünden ayrıldı. Sorunlarım işte o zaman başladı.
Annem bana hiç sahip çıkmadı. Biz iki kardeşiz, bir de ablam var. Annem her zaman ablamı daha çok sevdi.
Küçük yaşta çalışmaya başladım. Aylığımı da hep ablama verdim.
Gel zaman git zaman annem bir Alman’la dost hayatı yaşamaya başladı. Aralarında nikâh olmadığı için ben bu olaya sıcak bakmadım, hâlâ bakmıyorum.
Abla, bir evlat annesinden hiç utanır mı? Ben çok utandım.
Annem bana öyle bir laf etti ki, ömrüm boyunca unutamayacağım; “Sevgilimle tatile falan gittiğim için sen beni kıskanıyorsun” dedi. Bu beni derinden yaraladı.
Şimdi de beni evde istemediğini söylüyor. “Kendine ev bul, çık git” diyor. Ben de ev arıyorum.
Buradan tüm annelere seslenmek istiyorum; ne olur evlatlarınıza sahip çıkın, onları sevginizden mahrum etmeyin.
Ben bunları göremediğim için hep başka ailelere özendim.
Babam da ne arıyor ne soruyor. Sadece 1999’daki depremde arayıp “Siz daha ölmediniz mi?” deyip kapattı, bir daha da aramadı.
Hem anne hem de baba sevgisinden mahrum kaldım.
Başımdan bir evlilik geçti, o evlilik sırasında da beni hep ezdiler. “Babasız kızdan karı mı olur?” dediler.
Hayalim hep bir ailemin olması ve gelinliğimi giyip karşılarına çıkmaktı. Oysa bana gelinliğimi bile çok gördüler.
Artık sadece bir hayalim kaldı; öldüğümde beni o gelinlikle mezara koysunlar.
Rumuz: Melek kız
Sevgili kızım, kadersiz kızım... Ne ailenden fayda olmuş sana, ne de evlendiğin adamın ailesinden.
Annen seni ilişkisine engel görmüş, babansa sanki ölümünüzü bekliyormuş. Bu ne gaddarlık! Bu ne düşmanlık!
Hele o “Babasız kızdan karı mı olur?” sözü var ya, içime oturdu. Nasıl insanlarmış böyle! İyi ki kurtulmuşsun onlardan.
Kendin için böyle saçma hayaller kuracağına, bundan sonra hayatın sana güleceğini, önünde koskoca bir ömür olduğunu ve bu defa mutlu bir evlilik yapacağını hayal et, bunları iste kızım. Göreceksin, gerçekleşecek.
Nişanlım bana hiç hediye almadı, ayrılmalı mıyım?
Sevgili Güzin Hanım, ben 40’lı yaşlarda, çalışan bir kadınım.
Altı ay evvel daha önce evlenip boşanmış bir beyle nişanlandım.
Onunla tanıştığımda eşinden çoktan ayrılmıştı.
Kendisi yurtdışında yaşıyor.
Bana sadece nişan yüzüğü taktı, bu süre içinde bir tane olsun çiçek ya da hediye göndermedi.
Benim için küçük hediyeler çok önemlidir, çünkü önemsendiğimi gösterir.
Ondan böyle bir şey görmediğim için ben de herhangi bir şey yapmak istemiyorum.
Sizce ayrılmalı mıyım? Yoksa yanlış mı düşünüyorum? Bana bu konuda yardımcı olursanız memnun olurum.
Rumuz: Sevdalı
Sevgili kızım, bu adam belli ki kadın ruhunu çok iyi tanımıyor.
Bir başka ihtimal de şu; ikinci evliliği olduğu için bu tür şeyleri artık önemsemiyor.
Belki de paraya düşkündür, uzakta olduğu için fazla para harcamak istemiyordur.
Hemen karar vermeden önce onu daha iyi tanımalısın.
Hem neden böyle fazla tanımadığın biriyle evlenmeye karar vermişsin ki? Aman kızım, hangi yaşta olursan ol, sırf evlenmek için evlenmeye kalkışma sakın.
Paylaş