Atatürk’ün gençliğine yakışır şekilde davranın

Sevgili Güzin Abla,
Bizimki dert değil fakat toplumumuzun derdi. Bunu lütfen yayınlar mısınız?

Günümüz gençliği çok değişti, toplum ahlákı bozuldu. Hiç kimse Atatürk’ü ve bu güzel vatanı kurtarmak için canını veren şehitleri düşünmüyor artık. Kimse, ‘Atatürk olmasaydı, şu anda bu rahatlıkta yaşar mıydık?’ diye sormuyor.

Atatürk, bu vatanı gençlerimize emanet etmiş ama şimdiki gençliği görse bu vatanı emanet eder miydi? Lütfen bu yazdıklarımızı gençler okusun, biraz düşünsünler. 5 dakika ayırsınlar düşünmek için. Bu onlara bir şey kaybettirmez, aksine kazandırır.

Biz de genciz, iki kız kardeşiz; ama asla düşüncesizce davranmıyoruz. Bakıyoruz da okuyup, bu vatan için yararlı bir insan olmak yerine, gençlerin tek derdi kız ya da erkek arkadaş edinmek olmuş. Tamam, elbette gençlikte bu da yaşanacak, sözümüz yok. Ancak gençler aşırıya kaçmış durumda. Ailelerimiz okumamız için çok uğraş verirken, iyi bir üniversite ya da liseyi kazanmamız için dershanelere gönderirken, biz onlara başarımızla teşekkür etmeliyiz. Bizim gibi imkán bulamayıp, okuyamayanlar o kadar çok ki. Aileler onca uğraş veriyor, fakat çocuk okuldan, dershaneden kaçıyor, erkek veya kız arkadaşıyla gezip, tozuyor.

Biz Atatürk’ün gençleri olarak bu vatanı böyle mi koruyacağız? Lütfen, Atatürk’ün gençliğine yakışır bir şekilde davranın. Sadece O’nu hatırlayın, ‘Gençliğe Hitabesi’ni zaman zaman okuyun; bize öğütlerini unutmayın. Yaşadığımız her şeyi ve bu özgür hayatı Atatürk’e borçluyuz. Borcumuzu vatanımıza hayırlı insanlar olmakla ödemeliyiz. Teşekkür ederiz.

Eda ve Çağla

Sevgili kızlarım, bu özel gün, bu içten duygularınıza yer vermek için uygun gibi geldi bana. Yine de haksızlık etmeyelim, sizler gibi düşünen, sizler gibi vatan sevgisi, Atatürk sevgisi ile yoğrulmuş nice gencimiz de var. Biliyor, görüyorum. Mektubunuz geçenlerde bana bir dostum tarafından gönderilen yüreğimi burkan bu e-mail’i anımsattı:

‘Bu vatanın nasıl kazanıldığını bilmeyenlere, anlatınız. Çanakkale’de 1917 yılına ait bir yemek listesi, o günlerde cephede savaşan askerlerimize günde ancak bir öğün, o da üzüm hoşafı ve bir somun ekmek verilebildiğini gösteriyor. Listenin altına şu not düşülmüş: 21 Temmuz 1917’den itibaren başlayarak ordu emriyle ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir. Çünkü unumuz kalmamıştır.’

Böbrek nakli bekliyorum

Merhaba Güzin abla, sizin okuyucu kitlenizin büyüklüğünü ve insanları bilinçlendirme konusundaki katkılarınızı düşünerek bu yazımı size de gönderiyorum. Ben 2 yıldan beri kronik böbrek yetmezliği hastası bir üniversite öğrencisiyim. Şu anda son çare olan diyalize girmekteyim.

Canlı vericiden organ nakli şansım olmadığı için kadavradan nakil beklemekteyim. Ancak ülkemizde 25 bin böbrek hastası olmasına rağmen ne hükümetler, ne televizyon ve gazeteler aracılığıyla organ bağışı konusunda herhangi bir eğitici, öğretici ve insanları bilinçlendirme amacıyla, yayın yapılmaması, beni gün geçtikçe karamsarlığa iteliyor. Ülkemizdeki insanların yüzde doksan dokuzu müslüman denmesine rağmen, organ bağışı diğer ülkelerden çok düşüktür. Bu yazının yayınlanmasını ilgililerden rica ediyorum.

RUMUZ: UMUT fantastik1@mynet.com

Sevgili oğlum, beklediğin gibi, umarım, bu yazı organ bağışı konusunda gerçekten bir uyarı olur. Bir an önce uygun böbreğin bulunup, sağlığına kavuşman dileğiyle.

Isırgan otuyla kepek tedavisi

Birkaç gün önceki bir yazınızda çeşitli sağlık sorunlarıyla ilgili önerilerde bulunmuştunuz. Ben de size yardımcı olmak isterim. Ben amatör bir fitoterapistim. Pek çok insan için önemli bir sorun yaratan saçlarda kepeklenmenin çaresi de aslında çok basit ve masrafsız.

Aktarlardan kolayca bulunabilecek gölgede kurutulmuş ısırgan otu, kepeğin en etkili ilacıdır. İki litre suyu kaynatıp, ocağı söndürdükten sonra bu suya, iki avuç dolusu ufalanmış kuru ısırgan otunu ekleyin, ağzını kapatıp ılınıncaya kadar demlendirin. Sonra tülbentten süzüp, bu suyla, banyodan sonra havluyla kuruladığınız saçınızı, friksiyon yaparak, yıkayın. Durulama yapmadan bekleyip, saçınızı kurulayın. İlk uygulamada sonuç aldığınızı göreceksiniz.

İstediğiniz sıklıkta uygulanabilir; saçınıza hiçbir zararı olmadığı gibi uzun süreli, düzenli uygulamayla saç dökülmesini de önleyebilir. Fitoterapi’nin çözüm sunabileceği başka sorunlar için de yardıma hazırım.

Ali BOZDAĞ/ ÇANAKKALE

Sevgili okurum, önce bilmeyenler için Fitoterapi, ‘Bitkilerden elde edilen tedavi edici özellikteki maddelerin kullanılmasıyla uygulanan tedavi şekli’ şeklinde tanımlanıyor. Ve okurlarıma yardımcı olacak bu yararlı bilgileriniz için çok teşekkür ederim. Sağolun.
Yazarın Tüm Yazıları