Aşkım, mantığım, parmağımdaki alyans arasında kararsızım

Bu konuda kimseye açılamayacağım için size yazmaya çok ihtiyacım vardı.

Çok yakın bir arkadaşımın eşi, aynı zamanda eşimin de arkadaşı olan birine kafam takılmış durumda. Yaklaşık bir senedir tanıyorum kendisini ama son zamanlarda çok değiştim ona karşı. Kendimden, eşimden ve arkadaşımdan çok utanıyorum; ama kendimi alamıyor vaktimi devamlı onlarla geçirmek için bin bir türlü bahane buluyorum.

Zaten karı-koca devamlı bir anlaşmazlık içindeler; çok fazla tartışıyorlar. Hatta bir ara boşanmaya kadar gittiler. Ama aralarını gene ben yaptım; sana garip gelse de. En korkuncu da ne; biliyor musun? O devamlı rüyalarıma giriyor ve günlerce etkisinde kalıyorum. Kalbim başka mantığım başka düşünüyor; parmağımızdaki alyanslar gözüme batıyor.

Aslında ben onu da anlamış değilim; karşılıklı konuşurken manalı bir şekilde gözlerimin içine bakıyor ya da ben öyle olmasını istediğim için bana öyle geliyor. En tuhafı çocuğuyla üçümüz birilikteyken, benim özellikle onunla ilgilenmemi istiyor; tıpkı bir anne baba çocuk gibiyiz o anda...

Aslında onlarla hiç görüşmemem; tamamen kontağımı kesmem lazım ama böylesine iyi arkadaşken, kopmak için sebep bulamıyorum. Mantığım, kalbim, aşkım ve parmağımdaki alyans arasında bunalıyorum.

Heyecandan duygularımı yarım yamalak yazmış olabilirim, umarım yardım edersiniz.

RUMUZ: ALYANS

Elbette durumun çok zor, işte bazen insanoğlu olmadık bir hevese, yasak bir aşka kapılmaktan, beklenmedik birine karşı bir çekilme hissetmekten kendini alamıyor, çok yazık ama bu böyle... Ben eminim, sen hiçbir zaman böyle bir karmaşık duruma düşmek istemezdin.

İçinde bulunduğun boşluktan mıdır, eşinden beklediğin sevgiyi ilgiyi bulamamaktan mıdır, bilemem, ama şu ana kadar arkadaş, dost gözüyle baktığın bu adama karşı, birden böyle duygular beslemen seni çok zorluyor olmalı. İnanıyorum ki, mantığını kullanacak, aklın yolunu bulacak ve herkesi umutsuzluğa, acılara, üzüntülere boğacak böyle bir hevesten vazgeçeceksin, bana kalırsa bu bir heves, bir heyecan arayışı ve geçecektir, eminim. En iyisi bir süre bir bahane ile onlardan uzaklaşman... Örneğin çalışmaya başla, ya da bir kursa git, hiç vaktin olmadığını ileri sürebilirsin, kaçışının bir nedeni olabilir o zaman ama lütfen akıllı ol.

8 yaşındaki oğlum şok yaşadığı için konuşamıyor

Sevgili Güzin Ablacığım, ben çok dertli bir anneyim. 8 yaşında gözümüzün bebeği tek bir oğlumuz var. Çocukluğundan beri üzerine titreriz. Çok duygusal, çok iyi niyetli, çok sıcak ve tertemiz yürekli bir çocuktur. Biz Ankara’da yaşıyoruz. Bir akşam okul çıkışında, karanlıkta bir grup genç, oğluma bıçak çekip, parasını ve cep telefonunu almak için tekme tokat dövmüşler. Eve perişan bir halde döndü... Şimdi ise yaşadığı bu şok yüzünden güçlükle konuşuyor. Götürdüğümüz psikolog, zaman içinde geçebileceğini, yaşadığı şoktan sonra böyle sorunlar olabileceğini söyledi.

Daha önce sütununuzda sanırım Ankara’da bir uzmandan söz etmiştiniz. O zamanlar dikkatimi çekse de not etmemişim. Özellikle konuşma bozukluklarına yardımcı olduğunu belirtmiştiniz. Acaba zor durumdaki bir annenin ricasını kırmaz, bu uzmana nasıl ulaşabileceğimizi bir kez daha yazar mısınız?

RUMUZ: BU NASIL GENÇLİK

Bu anlattıklarınız beni dehşete düşürdü, sevgili okurum. Bu nasıl bir dünya, dediğiniz gibi bu nasıl bir gençlik? Evet, kapkaç olayları çok fazla ama, küçük bir çocuğa saldırmak, ona bıçak çekmek nasıl bir şeydir? Oğlunuzun bu olayda canını kurtarmış olması bile bir şans. Yine de zor bir dönem atlatıyor olmalı. Gerçekten de şok sonucu çocuklarda konuşma bozukluğu ortaya çıkabilir. Ancak yediği darbeler nedeniyle beyninde bir hasar olup olmadığını hiç araştırdınız mı? Umarım sorun, psikoloğun söylediği gibi yaşadığı bu ruhsal şoktan kaynaklanıyordur. Sözünü ettiğiniz uzman, Psikiyatr Doç. Dr. Temel Pamir olmalı. Kendisi, kekemelik gibi konuşma bozuklukları alanında uluslararası bir uzmandır. Ankara telefonu: 0 312 439 12 22. Sevgili oğlunuza yardımcı olacaktır.

Annemle babamın geçimsizliği beni evlenmekten korkuttu

Güzin Abla, ben 20 yaşında yurtdışında yaşayan, evliliğe hazırlanan genç bir kızım. Önümüzdeki yaz sevdiğim insanla evlenmeye hazırlanıyoruz. Oysa ben kendimi maddi olarak bu evliliğe hazırlasam bile, manevi olarak hazırlayamıyorum. Benim ailemde aşırı geçimsizlik var; yani annem ve babam sürekli tartışıyorlar. Benimle ilgili bir sorunları yok ama durumları beni fazlasıyla etkiliyor. Ben evlendikten sonra nişanlımla, Türkiye’de yaşamak istiyorum. Çok kararlıyım. Ama beni düşündüren, geride bırakacağım ailem ve evliliğimde başarısız olma korkusu. Aslında nişanlımı çok seviyorum, beni her şekilde mutlu edeceğini biliyorum ama diyorum ya, ailemin kavgaları beni çok etkiliyor. Sırf bu yüzden ben de nişanlımdan vazgeçmeyi düşünüyorum. Ama bir yandan da kendime yeni bir hayat kurmak, buralardan uzaklaşmak istiyorum. Ama inanın evlenme sebebim ailemden kaçmak değil; böyle düşünenlere de karşıyım. Ne yapmalıyım?

RUMUZ: YASEMİN

Sevgili kızım, annenle babanın geçimsizliği seni mutlaka huzursuz etmiştir. Çocukluktan bu yana, yaşadığın kavgalar, tartışmalar seni bunaltmış, hayata bakış açını olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak ailen senin geçmişin... Oysa senin önünde güzel bir gelecek var. Bak, nişanlınla çok iyi anlaşıyormuşsun. Onunla ülkene gelmek ve burada yeni bir yaşam kurmak umudun var. Böylece ailenden de onların sorunlarından da uzaklaşmış olacaksın. Geride bırakacağın ailen artık bu hır gür içinde yaşamaya alışmış olmalılar. Yoksa birinden biri, pes eder ve evliliği bitirirlerdi. Demek onlar bu kavgalar içinde de kendilerine göre bir anlaşma yolu bulmuşlar. Sen artık kendini düşün, yaşadıkların sana örnek olmuştur. Sen eşine, o da sana karşı daha saygılı, daha bilinçli olursunuz hiç değilse...
Yazarın Tüm Yazıları