Paylaş
Güzin Abla, senin bakış açına çok ihtiyacım var, çünkü çok tarafsız davrandığına eminim. Benim 5 yıldan fazla süren bir ilişkim var. Ben Avrupa’da doğup büyümüş bir genç kızım. 26 yaşındayım ve üniversite mezunuyum.
Önemli bir uluslararası şirkette çok iyi bir pozisyonda çalışmaktayım. Sevgilim ise bilişim sektöründen mezun ve İstanbul’da yaşıyor. Çok mantıklı, kültürlü, terbiyeli bir adam.
Her şeyden önemlisi büyük bir aşk yaşıyoruz, hem de yıllara rağmen değişmemiş bir aşk. Her iki veya 3 ayda bir İstanbul’a gidiyorum, arada da o bana geliyor ve beraber eğlenceli, mutlu zaman geçiriyoruz. Ailesinin çoğunu tanıyorum ve hepsine saygı duyuyorum.
Ben Kürt ve Alevi’yim, o ise Türk ve Sünni. Bu sorun mu diyeceksin, maalesef ki gerçek hayatta ciddi bir sorun. Bunu ikimiz de biliyoruz ve birbirimize saygı duyarak birbirimizi yargılamıyoruz. Onun ailesi oldukça tutucu. Beraberliğimizi başından beri pek hoş karşılamıyorlar. Benim ailem ise öyle değil.
Ayrıca biz farklı partilerin taraftarıyız ama birbirimizin düşüncesine saygı duyuyoruz. Yine de korkum şu ki, bu iki ayrı dünyanın çatışması sonunda kendisi sakinliğini ve saygısını korumayıp değişir mi acaba...
Son günlerde sinirlenip, hiç yapmadığı halde, bana kaba davranmaya, bağırıp çağırmaya başladı. Şimdi bu değişimi ve söyledikleri beni de etkiliyor.
Bakış açıma saygı duymayıp onun gibi düşünmemi istiyor artık. Bu yüzden son birkaç gündür hiç konuşmuyoruz, çünkü ben ona hep saygı duydum. Farklı kültür ve bakış açımız olsa da. Ama o giderek değişiyor sanki. Ortam onu çok değiştirdi diye
düşünüyorum.
Diğer yandan ise 5 yıldan fazla sürmüş bir aşk hikayemiz var. Onu nasıl sevdiğimi anlatmaya kalkışsam inanın sayfalar, cümleler yetmez. O da beni aynı şekilde seviyor, biliyorum.
Onun yanında huzur buluyorum. O bana aşkı öğretti. Hep korudu, kolladı beni. Bir anlamda biz beraber büyüdük ve tüm zor zamanların üstesinden geldik.
Ben böyle bir aşkı ne yaşadım, ne de çevremde gördüm. Bir daha da asla yaşamam biliyorum. Şimdi neden bir süredir değişti, ne oldu, anlayamıyorum. Yollarımız ayrılsa bile onu hep seveceğim. Onu asla unutamam, eminim.
O yokken annesini kaybetmiş ufak bir çocuk kadar öksüz ve yalnız hissediyorum kendimi. Ne aramızdaki kültür farkı, ne mezhep farkı, ne de farklı politik görüşlerimiz benim ona aşkımı değiştirebilir.
Çünkü o aynı zamanda benim en iyi arkadaşım, dostum...
Şimdi söyleyin, ne yapmam gerekiyor? Bütün bu farklılıklarımız bizi sonunda ayırabilir mi gerçekten?
◊ Rumuz: Ömür boyu sevgi
YANIT
Ben sık sık söylediğim gibi, aşkın gücüne her zaman inanmışımdır. Burada da gördüğüm, ikinizin de sizi ayıran pek çok engele rağmen, sevginizi korumak için elinizden gelen her şeyi yapmanız.
Sevgi söz konusu olduğunda bütün bu saydığınız engeller, hatta bazen çok daha fazlası, önemini kaybedebiliyor.
Bu da çok güzel bir şey, çünkü gençlerin özellikle daha yaşlı kuşaklara nazaran, bu gibi mezhep farklılıkları, politik düşünce ayrılıkları, aile baskıları karşısında çok daha demokratik düşünerek, özgür ve dirençli olabildiklerini gösteriyor.
Ancak sonuçta herkes gibi, sevdiğin genç de zaman zaman çevresinin, toplumun, genel ortamın yarattığı gerginlik ve sorunların etkisinde kalarak, belki de sinirini, öfkesini en sevdiğinden, senden çıkarıyor.
Bir annenin yaşadığı bir üzüntü ya da hayal kırıklığını, çocuğuna bağırıp çağırarak hafifletmeye çalışması gibi bir şey bu.
Gördüğüm kadarıyla her ikiniz de eğitimli, kültürlü, ailelerinizi her konuda aşmış, çağdaş insanlarsınız. Belki bir süredir onun da canını sıkan birtakım sorunlar olabilir. Bu ondaki değişimi anlatıyor.
Belki artık seninle ciddi bir beraberlik düşünüyor ama, bunu bir türlü rayına oturtamıyor. Bütün bunlar ondaki gerginliği açıklayabilir.
Eminim bu dönemi atlatacaksınız. Eskisi gibi birbirinize karşı saygılı, anlayışlı, sevgi dolu günlere kavuşacaksınız.
Sizi aşan sorunların sevginizi yıpratmasına izin vermeyeceksiniz. Sana bir süre sabırlı davranmanı önerebilirim. Böyle güzel bir aşkı kaybetmemelisiniz, buna izin vermemelisiniz.
Elimdekinin kıymetini bilemedim
Ben 18 yaşında bir genç kızım. Şu zamana kadar hayatıma birçok kişi girdi ama ben hiçbirine fazla bağlanamadım. Sadece onlara karşı hissettiğim bir tür bağımlılıktı, gelip geçici bir heyecandı.
Ben elimdeyken kıymetini bilmeyip, gittikten sonra da ah, vah edenlerdenim. Neden böyle oluyor, bilmiyorum. Şu anda da önceki sevgilim için ölüp bitiyorum.
Kendisi tıp öğrencisi. Ben İstanbul’dayım, o ise şehir dışında okuyor. 2-3 ay kadar birlikte olduk. O aslında akrabamdı, tanıyorduk birbirimizi. Daha sonra benim hatalarım yüzünden ilişkimiz bitti. Beni terk etti.
Ben de başkasıyla çıktım, fakat olmadı. O benimle daha çok ilgiliydi, beni kendimden daha fazla düşünürdü. Bu yüzden yenisiyle yapamadım ve onunla tekrar başlamak istedim.
O ise bana karşı eski heyecanını kaybettiğini, bana güveninin kalmadığını söyledi, “Bazen sevgi yetmiyor” dedi. Bana bir şans daha vermemekte ısrarlı. Ama ben sürekli arıyorum, mesaj atıyorum, cevap vermiyor. Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum, ben tekrar onunla olmak istiyorum.
◊ Rumuz: Pişmanlık
YANIT
Sevgili kızım, bütün bunlar ilişki kurmak için henüz belirli bir olgunluğa erişmemiş olmandan kaynaklanıyor. Seninle ilgilenen herkese bir arada sahip olmak istiyorsun. Buna da beraber olduğun erkekler elbette ki katlanamıyorlar.
Beraberken erkek arkadaşının değerini bilmiyor, ama o sana sırtını döndüğünde, oyuncağını kaybetmiş küçük bir çocuk gibi dövünmeye başlıyorsun. Şimdi bu genç adamın sana güvenini kaybetmesi haksız mı?
Bir beraberlikte en önemli şey karşılıklı güvendir... Ama sen sanırım ondan ona çok kolay geçişler yaparak, erkeklere güven vermiyorsun. Bu da insanların senin hakkındaki düşünceleri açısından hiç de hoş değil.
Senin sorunun henüz erkekler açısından çok bilgisiz ve belirli bir olgunluk kazanmamış olman bence. Biraz sakin ol, biraz bekle, acele etme. Belki bu son olay senin aklını başına getirmiştir.
Toplum neden hâlâ gençlerin yakın ilişki kurmasına katlanamıyor?
Güzin Abla, sen ki toplumu yakından izleyen bir yazarsın, ne oldu bize? Neden giderek daha fazla tutucu ve tahammülsüz olduk?
Toplumumuz cehaletten mi gençler arasındaki ilişkileri kaldıramıyor? Köşene yapılan yorumları bile görünce şaşırıyorum... Evlenmeden el ele tutuşmanın bile günah olduğunu söyleyenler var. İşte bu yüzden kız arkadaşımla sokakta rahat rahat yürüyemiyoruz. Ben üniversite son sınıftayım ama artık bu çağda, böyle dar görüşlü insanlar arasında yaşamakta zorlanıyorum. Aslında istediğim sadece biraz anlayış!
Sizin gibi insan sorunlarına eğilmiş, bilgili kişilerin ülkemiz halkını bir an önce aydınlatması gerektiğini düşünüyorum.
◊ Rumuz: biraz anlayış
YANIT
Sanırım ileri gideceğimize geri gidiyoruz. Çünkü benim gençliğimde bu tür sorunlarla daha az karşılaşıyorduk. Gençler üniversite çağına gelmişlerse artık kendi kararlarını kendileri verecek durumdalar demektir. Oysa onlar da, bu baskılarla karşılaşabiliyorlar. İnsanlar, gençlerin karşı cinsten yakın arkadaşlar edinebilmelerine izin vermek istemiyorlar. Bunlar elbette gençleri mutsuzluğa sürüklüyor. Ama bu köşe yıllardan beri, tüm bu çağ dışı fikirlere karşı çıkmak için sizlerin her zaman yanında. Gençler, aslında çevrenizdekilere daha çağdaş bir görüş aşılamak yine de sizlere düşüyor. Eğitiminiz, kültürünüz, dünya görüşünüz bunu başarmak için yeterli bence.
Üniversitedeki arkadaşıma aşığım
Merhaba Güzin Abla, ben üniversite öğrencisiyim. Son bir yıldır beni üzen bir olayı size anlatıp fikrinizi almak istiyorum.
Okuduğum üniversitede bir çocuğa aşığım ve o da bunu biliyor. Ama beni sevmediğini, istemediğini söylüyor. Fakat ben nereye gidersem o da oraya geliyor, sürekli beni izliyor. Normal arkadaşlarımla konuştuğumda bile yüzünün ifadesi değişiyor, sinirleniyor. Hiç işi olmadığı halde benim olduğum ortamlarda saatlerce duruyor, bana bakıyor, benim gitmemi bekliyor, ondan sonra oradan ayrılıyor.
Ama arkadaşlarımıza ve ortak tanıdıklarımıza benimle olamayacağını, beni de üzmek istemediğini söylüyormuş. Aklım çok karışık, bir yıldır bir çıkış yolu bulamadım. Sizin fikrinizi almak istiyorum, ne yapmalıyım?
◊ Rumuz: aklı karışık
YANIT
Sevgili kızım, bu gencin senin sevgine karşılık verememesinin bilmediğin, tahmin edemediğin bir nedeni olabilir. Örnek olarak ailesinin onu bir kendi seçtikleri biriyle evlendirmek istediklerini biliyordur, çok sık rastladığımız gibi buna karşı çıkamıyordur.
Bu nedenle belki senden hoşlansa bile, sana karşılık vermekten kaçınıyordur. Bu arkadaşlarına söylediği “onu üzmek istemiyorum” şeklindeki sözlerini de açıklayabilir.
Bir başka neden de, zaten kalben bağlı olduğu biri vardır. Bu yüzden sana karşılık veremiyordur, ama senin sevgin ilgin de, onun gururunu okşuyor, bu nedenle seni uzaktan da olsa izlemekten mutluluk duyuyordur.
Her ne ise, bunlar tabii ki tahminler, ama sonuçta bu genç adamın senin duygularına karşılık verme ihtimali yok demek ki... Bu yüzden çok fazla ümitlenmemeni, onu aklından ve yüreğinden çıkarmak için çaba göstermeni öneririm.
Paylaş