Paylaş
Ablacığım, ben 35 yaşında bir okurunuzum. Yaşımı pek göstermiyorum.
Bu yaşıma kadar bir-iki kişiyle çıktım, hiçbiri ciddi değildi, hepsi yalan doluydu.
Şimdi birini çok seviyorum. O da beni çok seviyor.
Aşığız birbirimize ama en büyük sorunumuz yaş farkı.
Erkek arkadaşım 24 yaşında. Bu yüzden önce kabul etmedim, direndim ama o beni bu ilişkinin yürüyeceğine inandırdı.
Çıkmaya başlayalı iki ay oldu ve biz evlilik kararı aldık ama onun ailesi ilişkimize kesinlikle karşı çıkıyor.
Benim annem durumu henüz bilmiyor, sadece kız kardeşim biliyor.
O da bana destek olur derken, erkek arkadaşıma beni bırakması için baskı yaptı.
Şu an ikimiz de o kadar kötüyüz ki, o orada ben burada sürekli ağlıyoruz.
Üç günde üç kilo verdim...
Sevgilim de çok üzülüyor. “Buralardan gidelim” diyor ama nasıl gideceğiz?
İkimiz de her şeyin farkındayız ablacığım, dengi dengine evlenenleri de görüyoruz.
Çok zor durumdayım, ne yapacağımız hakkında en ufak bir fikrim yok. Onsuz kalmak çok acı olacak biliyorum.
Sizce yanlış yolda mıyız? Aileleri dinleyip ayrılmalı mıyız, yoksa gidebildiğimiz yere kadar gitmeli miyiz?
Rumuz: Severek ayrılanlar
Sevgili kızım, eğer bu mektubu bana 15-20 yıl önce yazmış olsaydın, sana “Aranızdaki yaş farkı yüzünden mutsuz olursunuz, toplum tarafından da hoş karşılanmazsınız” diye cevap verebilirdim.
Ama günümüzde bu konudaki anlayış o kadar değişti ki, artık kimse yaş farkının mutluluk için engel yarattığını düşünmüyor.
Eski katı kurallar giderek silindi. Bir bakıyorsunuz, aralarında 20 yaş bulunan çiftler inanılmaz bir uyum sağlıyor, evliliklerini yıllarca herkese inat sürdürüyor.
Bu yüzden kızım, madem birbirinizi bu kadar seviyorsunuz, bence gidebildiğiniz yere kadar gidin, kimseye aldırmayın.
Sen artık olgun bir kadınsın, sevdiğin de reşit bir genç adam.
Birbirinizi tamamladığınıza inanıyorsanız evlenin.
Aileleriniz de sonunda mutluluğunuzu görüp direnmekten vazgeçecektir.
Herkese inat, sevginin her engeli yıkabildiğini ispatlayın...
Ya kızıma “Annen böyle biriydi” derlerse
Güzin Abla, ne olur yazımı köşende yayınla, yalvarıyorum. Senden başka derdimi anlatabileceğim kimsem yok...
Bütün hayatım yoksullukla ve ihanetle geçti. Kimi sevdiysem hep sırtımdan hançerledi beni.
Daha 18 yaşındayken tecavüze uğrayıp bir pul değerine satıldım.
Onun bunun adamları tarafından itilip kalkıldım. Hayat hakkında hiç tecrübem yoktu. Beni sahiplenecek kimsem de yoktu.
Gencecik, körpe bir kızdım. Sonuçta ne yapıp edip, o hayattan kurtulmayı başardım.
Şimdi bir kızım var. Ama eski hayatımın izleri hep üzerimde...
Ya kızım da benim yaşadıklarımı yaşarsa? Ya ona bir gün “Annen böyle biriydi” derlerse? Ya o da mutsuz olursa? Çok korkuyorum...
Hâlâ erkeklerden ve hayattan korkuyorum. Kime güveneceğimi bilmiyorum. Yoruldum, çaresizim.
Lütfen bana akıl ver.
Rumuz: Kızımın gözleri
Canım kızım, öncelikle seni o hayattan kurtulabilme cesaretini gösterdiğin için tüm kalbimle kutluyorum. Demek ki, sandığından çok daha güçlü bir kadınsın.
Bu durumda hayatının geri kalanında da düzgün ve namuslu bir yol çizeceğinden eminim.
Ancak eğer bir şekilde geçmişindeki birilerinin sana ulaşmasından, kızına bir şeyler fısıldamalarından endişe ediyorsan, bence muhitini, çevreni, şehrini değiştir. Yepyeni bir hayata cesaretle adım at derim.
Paylaş