Annemle babam kavgalarıyla yaşamımızı zehir ettiler

Güzin Abla, size daha önce de aynı mektubu iletmiştim, fakat sanırım elinize geçmedi. Bu yüzden tekrar gönderiyorum.

Haberin Devamı

Biz dört kardeş çok yoksul bir çocukluk yaşadık. Fakat bizi yıpratan yoksulluk değil, anne ve babamızın bitip tükenmek bilmeyen kavgaları oldu.

Çok zor şartlarla temin edilmiş bir tencere yemeği bile ağız tadıyla yediğimiz olmadı. Ne özel gün, ne düğün, ne bayram... Annemle babam, bunların hiçbirinin hatırına bize özenli davranmadı. Özen göstermek bir yana, kavgalarıyla bize her günü adeta zehir ettiler. Çocuklarımız üzülür mü, kırılır mı, etkilenirler mi diye hiç düşünmediler.

Onlar kavgaya başlayınca, biz dört zavallı masum nasıl korkardık, nasıl mutsuz olurduk, konu komşudan ve arkadaşlarımızdan nasıl utanırdık bilemezsiniz.
Yarı aç bir şekilde, orada burada uyuyakalırdık. ınanır mısınız, çocukluğuma ait hiç mutlu anım yok benim. Aklımda kalan, kavga sonrası kalabalık ama suskun bir ev, soğuk bir yatak, bizden gözlerini kaçıran babam ve artık günlerce küsüp hiçbir işe bakmayan, sırtına battaniyeyi çekip sürekli uyuyan annemdir...
Biz kardeÅŸler iyi kötü kendimizi kurtardık. Evlenip yuva sahibi olduk. Maddi sıkıntımız yok. Fakat hiçbirimiz akÅŸam olunca yatağımıza huzur içinde giremiyoruz. Hep onları düşünüyoruz. Her ÅŸeye raÄŸmen onları seviyor ve onlar için endiÅŸeleniyoruz.Â

Aslında babam çok nazik, sakin ve iyi biri. Annem ise hoyrat, özellikle de babama karşı çok katı bir insan. Onunla hiçbir şey konuşulmuyor. Ona hatalı olduğunu nazik bir dille söyleyebilmek bile imkansız. Bu durum yaşlanınca oldu desem öyle değil, annem hep böyleydi.

Sonuçta bu iki insan bir araya gelince haftanın üç gününü kavgalı, diğer günlerini küs geçiriyorlar. Bizler aralarını yapmaktan, onları neşelendirmeye çalışmaktan yorulduk artık. Sanki onlar bizi değil de biz onları büyüttük. Büyüttük de diyemeyeceğim, çünkü yaşları 70’i geçmelerine rağmen, birazcık bile durulmadılar.
ıkisi de tek başlarına iyi olmalarına rağmen, birlikte yapamıyorlar. Vaktinde ayrılıp doğru insanlarla hayatlarına devam etselerdi, herkes için çok daha hayırlı olurdu. Yıllardan beri hem kendileri cehennem hayatı yaşadı, hem de bizlere yaşattılar.

Benim annemle babam için artık çok geç ama şunu söyleyebilirim Güzin Abla, eşler anlaşamıyorsa yol yakınken kesinlikle ayrılmalılar. Sonuçta bu anlattığım aile tablosunda sağlıklı çocuklar yetişmiyor. Ruhlarımızda açılmış ve sarılamayan öyle yaralar var ki, onlara hiç değinmedim bile...
Rumuz: Kaybolan yıllarımız

Haberin Devamı

Sevgili okurum, yazını hatırlamadım ama sık sık buna benzer mektuplar alıyorum.

Ne yazık ki bu tür aileler çocuklarına yaptıkları kötülüğün farkına bile varmıyor. Önemli olan dört çocuk yapmak değil, onları toplum ve kendileri için faydalı bireyler olarak yetiştirmek.

Anne ve babanız bencillikleri içinde size yaşattıkları bu cehennem hayatını görmezden gelmiş...

Çok üzüldüm ama neyse ki hepiniz kendinizi bu ortamdan kurtarmışsınız.

Bundan sonra geçmişi mümkün olduğunca silip, kendi evlatlarınıza çok iyi anne babalar olmaya bakacaksınız. Ailelerinizin bu olumsuzluğunu kendi olumlu tutumunuz olarak değiştirmeyi başaracaksınız, eminim.

Yazarın Tüm Yazıları