Merhaba Güzin abla, ben 15 yaşında bir genç kızım. Annem 2 sene önce vefat etti ve o günden sonra benim için cehennem hayatı başladı.
Biz üç kardeşiz. Babam hiç derdimizi paylaşmadı. Daha sonra dedem yapmadığını bırakmadı. Beni bu yaşıma rağmen her fırsatta dövdü. Dayanamadım ve babamın evlenmesini istedim. O evlenirse, bize sahip çıkarlar diye düşünmüştüm. Önceleri babamın evlendiği hanımla arkadaş gibi oldum, ona her şeyimi anlattım. O ise bu anlattıklarımı koz olarak kullanıp, babama söyledi. Benim sevdiğim bir çocuk var. Şu an askerde. Annemden sonra beni ayakta tutan ikinci insan o. Ama yediğim dayakların sebebi de o. Bizi ayırmak için her şeyi yaptılar ama başaramadılar. Halen askerde olduğu için çok mutsuzum. İçimde öyle bir kin ve nefret var ki. Annemin ölümünden sonra çevremdeki herkes maskelerini indirdi. Kardeşlerimden de benden de hep uzaklaştılar. Ne olursun belki sen yüreğimi biraz ferahlatabilirsin.
RUMUZ: MUTSUZUM
Ah canım yavrum, bu küçücük yaşında bu kadar mutsuzluk, bu kadar acı ve insanlardan gördüğün kötülük, seni nasıl da yıpratmış. Duyduğun bu nefret aslında haksız olmasa da, yine de kin ve nefretin aslında bu duyguyu taşıyan kişiyi de mutsuz ettiğini aklından çıkarmamalısın. Zamanla insanlara karşı hoşgörülü olmayı öğreneceksin ama, tabii şu anda çok küçüksün. Yine de bu yaşadıkların, anneciğinin ölümünden sonra, başına gelenler.
İnsanların sana haince yaklaşımı, elbette yüreğini katılaştırmış olabilir ama, bunların seni erken yaşta olgunlaştırdığını da bilmelisin. Böylece üvey annenin yaptıklarından sonra, hiç kimseye güvenmemeyi öğrenmiş olmalısın. Şu anda yapabileceğin tek şey sabretmek. Umarım okuyorsundur, okumuyorsan da mutlaka dışardan bile olsa, liseyi bitirmelisin. Bir iş bulup çalışmalısın. O evde reşit oluncaya kadar kalmak zorundasın.
Daha sonra, çalışıp, biraz da kendini toparlayınca, sevdiğin de askerden dönüp bir iş bulunca, evlenirsiniz. Yuvanı kurar, hayata umutla bakabilirsin. Kardeşlerine de elinden geldiğince destek olmalısın.
Düşün ki, onlar da en az senin kadar mutsuz. Ama hiç değilse senin umutla beklediğin bir sevgilin var.
Şu Tülin ile Caner olayından bıktık usandık artık!
Ablacığım selam ve saygılarımı sunarak bir ricamı dile getirmek isterim. Caner ve Tülin aşkından ve bunların TV’de her gün görünmesinden, daha da vahimi, bunların o sahte aşklarından dolayı birbirine giren yaşını başını almış onca insanın, onlar için kafa patlatmasından, inanın artık midem bulanıyor. Kültürlü ve insanları yakından tanıyan biri olarak lütfen bu saçmalıklara son verilmesi için bir şeyler yapın.
RUMUZ: MEHMET O.
İlk önceleri ben bile, bu gençlere bu maddi dünyada, insanların romantizme, peri masallarına duydukları ihtiyacın sonucu gözüyle bakanlardandım. Ama zaman içinde, suni gündem yaratılarak, bu gençlerin her Allahın günü ekranlarda boy göstermelerinin tümüyle bir oyunun parçaları olduğuna inandım. Ülkemizde bunca ciddi ve acıklı sorun varken, güncel konularımız ‘Kim kiminle evleniyor, kim hakkında dedikodu yapıyor’dan ibaret oldu. Böylece belki de ülkemizin ciddi sorunlarını göz ardı ediyor, şarıl şarıl göz yaşları döküyor, dualar ediyoruz.
Sanırım, TV izleyen herkes bu tür oyunların bir parçası haline geldi.
Çok içki içtiği ve evliliği düşünmediği için ayrıldık
Merhaba Güzin abla, ben 24 yaşında bir genç kızım. 2 ay önce 1,5 yıllık beraberliğim olan erkek arkadaşımdan ayrıldım. Onunla pek çok sorun yaşasam da onu sevdiğim için umursamıyordum. Son zamanlarda ise çok basit şeylerden tartışmaya başladık. Sonunda ayrılmaya karar verdik. Ben bir iki gün hiç umursamıyormuşum gibi davrandım, ortak arkadaşlarımıza ‘Ayrıldık çok mutluyum’ dedim. Çünkü beni arayıp barışmak isteyeceğinden çok emindim. Şimdi ise ben arasam da, benimle görüşmek istemiyor. Benim için asıl sorun inanılmaz derecede içki içmesiydi ve evlilikle ilgili hiçbir düşüncesi olmamasıydı. İlişkimiz bitmişken tamamen kalbimde de bitirmeli miyim?
RUMUZ: KARARSIZ
Sevgili kızım, sanırım bir blöf yapayım demişsin. Ama karşı taraf beklediğin gibi davranmamış. Pek çok kadının yaptığı gibi, ‘Bakayım ayrılayım da görsün gününü, beni nasıl da arayacak’ gibi bir düşünceyle hareket etmişsin. Aklın sıra onun sana uymayan, sana ters gelen huylarını böyle değiştiririm, diye ummuşsun, ama gördüğün gibi olmamış. Anlaşamadığınızı gören, erkek arkadaşın da ayrılmayı tercih etmiş. Üstelik sen onun aşırı içki içen, sana gelecekle ilgili hiç umut vermeyen biri olduğunu, söylüyorsun. Senin beklentin ise, evlenmek, ve güzel bir yuva kurmak. O halde bu genç adam sana uygun değil. Bence onu yüreğinden de silip atmaya bakmalısın. Hem zaten, sen onu tekrar istesen de, o sanırım sana geri dönmeye pek niyetli değil. O halde ısrar etmek niye?