Aldatılmanın acısı asla unutulmuyor, keşke dürüst olabilselerdi

“Haklısınız, perişan olan sadece boşananların çocukları. Büyükler bir şekilde ayakta kalmayı başarıyorlar.

Ama ya o masum yavrular...” diyor, aldatılıp, yuvasını yıkmak zorunda kalan okurum. Ayrıca, erkeklerden beklenilen, dürüst davranmaları... Bir başkası için terk edilmek belki çok acı ama aldatılmak ondan daha çok acı veriyor insana... Başkalarının karşısında, eşi bir başkasıyla mutlu yaşarken, hiçbir şeyden haberi olmayan ve aptal yerine konmuş, erkeğini bekleyen kadın durumuna düşmek... Okurumun dediği gibi, keşke dürüstçe her şeyi anlatabilselerdi erkekler; arkalarında tüm dünyaya güvenini kaybetmiş bir enkaz bırakmayacaklardı, hiç değilse..

Benim tek hatam sadece ailem için yaşamaktı

Ben 16 yıllık evliliğimi eşimin ihaneti nedeniyle bitirdim. Tüm yaptıklarına rağmen evliliğimin bitmemesi için çok direndim. Ama o yine de gitmeyi seçti. Ben de onun istediği arzuladığı hayatı yaşaması için evliliğimi bitirdim. 16 yıllık evliliğim belki de 16 dakika sürmeyen bir celsede bitti.
O belki şu an istediği arzuladığı hayatı yaşıyor. Ama unutuyor ki kendi zevki için iki çocuğumun şu an babasız büyümesine sebep oluyor.
Aldatılmanın acısı asla unutulmuyor. Çünkü ben unutamadım. Hep kendimi suçladım. Benim tek hatam sadece evim, eşim ve çocuklarım için yaşamaktı. Ama o sadece benim ona verdiklerimi basamak olarak kullanmış.
Size belki de içimi dökmek istedim. Çünkü yaşadıklarımı Allah kimseye yaşatmasın. Terk edildikten sonra uzun süre yemek yiyemedim, kendime bir şeyler alamadım. Bir haftada neredeyse 10 kilo zayıfladım.
şu an çocuklarım için ayaktayım. Hayatımda sadece onlar olacak. Çünkü sanırım ben asla bir başkasına güvenmeyi bilemeyeceğim artık.
Yine de artık onunla ilgili her şeyi bir kenara koymayı başardım...
Ben hep; karşımdaki sevdiğim, aşık olduğum insan mutlu olsun diye çabaladım ama olmadı.
Çünkü o mutlu oldukça ben onu görüp daha mutlu oluyordum. Çünkü o benim yaşam kaynağımdı. Çocuklarım dışında beni hayata bağlayan tek sebepti.
Sonuç hiç de hayallerimdeki gibi olmadı. Terk edildim...
Suçlu benim. Başka suçlu aramaya gerek yok.
Demek ki ona verdiklerim yeterli değildi. Ben her zaman sevgimin, aşkımın, dürüstlüğümün yeterli olduğunu düşünmüştüm. Fakat bunlar onun beni sevmesi için yeterli değilmiş.
Çünkü aslında ben onun hayatında yeri olmayan bir kişiymişim. Ama yine de dürüst olmasını isterdim. Benimle konuşmasını, en azından yaşadıklarını anlatmasını isterdim. Benimle olmaktan mutlu olmadığını söylemesini isterdim. Kalbinin bir başkası için attığını, o kişiyi sevdiğini bana söylemesini isterdim. Bir hırsız gibi hayatımı çalıp gitmesini değil.
Suçlu benim. Başka suçlu aramaya gerek yok
Çünkü karşımdaki kişi dürüst değildi.
Çünkü karşımdaki kişi baba olmak için yeterli değildi. Çünkü karşımdaki kişi beni kandırdıkça mutlu olan bir kişiydi.
Çünkü karşımdaki kişi beni sevmeyen ve sevmeye de çalışmayan biriydi.
Ben onu çok sevdim. benim her şeyimdi. Benim yaşam kaynağımdı. Çocuklarım dışında beni hayata bağlayan tek sebepti.

Beni basamak olarak kullandı

Ben sadece yuvam için savaş veriyordum ama yanlışmış bu yaptığım. Onun gibi olmalıydım; ikiyüzlü davranmalıydım. Ben işyerinden ayrıldığımda her zaman ona bilgi verirdim. “Nerede olduğundan mutlaka haberim olsun”, derdi. Bunu beni sevdiği için yaptığını sanırdım. Halbuki ne kadar yanılmışım. ıstediği sadece benim nerede olduğumu bilmekmiş... O zaman rahat davranacaktı çünkü. Sabah evden işe giden, akşam işten eve gelen bir eş. Gün boyu karısının nerede olduğunu bilmek ve ona göre kendi hayatını yaşamak.
şu an geçmişi düşündüğümde beni hiç sevmediğini anladım. Sadece kendi ayakları üzerinde duruncaya kadar beni basamak olarak kullanmış. Ve her an karşısına çıkacak sevebileceği bir kadın aramış. En sonunda da o aradığı kişiyi buldu. Onunla mutlu olmasını isterim. Sevgisinin ve aşkının hiç bitmemesini dilerim. Ama yine de en azından bana karşı evliliğim boyunca gösterdiği dürüstlüğü! o kişiye de göstermesini de isterim.
Oysa ben çok şey istemedim ki...
Sadece beni sevmesini istedim. Benim onu sevdiğim gibi (dürüstçe, riyasızca, içinden gelerek). Sadece bana karşı dürüst olmasını istedim.
Sadece benim yanımda mutlu olmasını, huzuru benim yanımda bulmasını istedim. Benim olmasını istedim. Benim ona ait olduğum gibi.
Herkesin mutlaka karşısına başkaları çıkar. Benim de çıktı elbette... Ama, ben her zaman onu ve ailemi seçtim. Ama o bunu yapamadı. Çünkü onun için aile önemli değildi. Benim zaten hiç önemim yoktu ki...
O kendi hayatını yaşamayı seçti.
şu son günlerde karşılaştığım tanıdıklarımız nedense ayrıldığımızı söylediğimde; son üç dört yıl içerisinde onu hep bir kadınla beraber gördüklerini anlatıyorlar. Her anlatan, yüzüme o korkunç acıma duygusu ile bakıyor. Onsuzluğun bıraktığı yarayı deşiyor.
şu an bir boşluktayım ve bu boşluk nasıl doldurulacak bilmiyorum. Zaman her şeyin ilacı derler ama... Nedense zaman yaramı iyileştireceğine tekrar tekrar açıp kanatıyor.
Ama şuna inanıyorum ki; o beni hiç hak etmemiş.. Hayallerimi, hayatımı ve sevgimi çaldı... Artık onunla ilgili defter kapandı. Hayatıma yeniden bir yön vereceğim. Beni ben olduğum için sevecek birini sevmeyi, ona aşık olmayı, onunla yaşamayı ve onunla yaşlanmayı deneyeceğim.
***Rumuz: Aldatılmak
Yazarın Tüm Yazıları