Ailemin yüksek beklentilerini karşılamak için hep çırpındım

Merhaba Güzin Abla... Ben 27 yaşında, mühendis bir genç kızım. Tek derdim ise ailemle olan ilişkim...

Okul yıllarından beri hep onların yüksek beklentilerini karşılayabilmek için çırpındım, iyi okulları iyi notlarla bitirdim. Bunları kendim için yaptığımı sanıyordum o zamanlar, ama artık anlıyorum ki öyle değilmiş. Asla mühendis olmak istemedim, onlar ne istediğimi bana bir kez olsun sormadan beni böyle yönlendirdiler, sevmediğim bir mesleğe beni ittiler.

Bunların hepsi bir kenara, tam hayatımı ele aldığımı zannederken, biri çıktı karşıma... Sevdim, çok ama çok sevdim. Yine ailem vardı karşımda, sevdiğim adam mühendis değil, yüksek öğrenimi yok diye, bana yakışmazmış diye karşı çıktılar. Baskılar, ağlamalar, tehditlerle beni delirttiler.

Psikiyatriste bile gitmek zorunda kaldım, ama sonunda dayanamayıp ilişkimi bitirdim. Acı çektim, inançlarımı yitirdim, dağıldım ve bu olaydan sonra aileme karşı bütün hissiyatım bitti. Onlara artık kızamıyorum bile, taşlaştım adeta...

Ve yakın zaman önce biri çıktı karşıma, onun yanında yeniden yaşadığımı hissettim. Hem bu kez her şey ailemin kurallarına da uyuyordu, yurtdışında master yapmış bir mühendisti. Onun da daha tanıştığımız ilk dakikadan itibaren heyecandan eli ayağına karıştı, dili dolandı, aramızda birkaç saat içinde mucizevi bir uyum, bir aşk doğdu.

Ancak bu rüya da çabuk bitti. Bu gencin 2 yıldır evli olduğunu ve boşanma aşamasında bulunduğunu öğrendim. Kendisi bunu dürüstçe açıkladı. Şok yaşadım, sarsıldım, çünkü yine ailemin kuralları devreye girecekti, boşanmış biriyle birlikte olmam yüzünden kıyametleri koparacaklardı. Daha önce yaşananları düşündüm, korktum, göze alamadım ve dürüstlüğü için ona teşekkür edip uzaklaştım. Ama ailemin dayatmaları yüzünden ikinci kez mutlu olma şansımı feda etmek çok ağırıma gitti.

Sizce ne yapmalıyım? Bu kez direnip o birkaç saat içinde kalbime, aklıma dolan adam için, daha doğrusu asıl kendim için savaşmalı mıyım? İnsan ailesiyle karşı cephelerde olur mu diyeceksiniz, oluyor işte maalesef.

RUMUZ: SAVAŞMALI MIYIM?

Evet kızım, oluyor, hem de çok sıklıkla oluyor. Aileler bu kadar baskıcı, bu kadar bencil, bu kadar duyarsız davrandıkça olacak da... Aileler, çocuklarının ilişkisine karşı çıkmalarını gerektirecek kendilerince haklı bir neden buluyorlar. Ya tahsilidir, ya aile düzeyidir, ya geçmişidir, ya boşanıp ayrılmış olmasıdır...

Hatta bazen neden göstermek zahmetine bile katlanmadan "Hayır, istemiyoruz" diyebiliyorlar. Evlatlarının duygularını, aşkı, sevgiyi düşünmek bile istemiyorlar.

Madem ilk aşkından, ilk tecrübenden hayal kırıklığı ve mutsuzlukla ayrılmak zorunda kalmışsın kızım, bu genç adamın boşanmasını bekle... Eğer gerçekten yakın bir zamanda boşanabilirse, neden olmasın? Yeniden mutlu olmak elbette ikinizin de hakkı...

Aileni karşına alman gerekiyorsa al bu defa, onlara açık açık söyle, "Siz bilirsiniz" de... De ki, artık senin üzerinde çocukluğundan beri uyguladıkları baskıyı bir gözden geçirsinler. O sürekli ezip, istedikleri gibi yönlendirdikleri küçük kızın artık büyüdüğünü, kişilik sahibi olduğunu, kendi kararlarını kendi verecek olgunluğa ulaştığını anlasınlar.

Kaçan kovalanır derler ama benimki tersi oldu

Güzin Ablacığım, büyüklerimizin sürekli tekrarladıkları bir söz vardır, "Kaçan kovalanır" derler, ama bu pek doğru değilmiş.

Sevdiğim genç nedense bana mesafeli davranmaya başladı. İnsanlar terk edildiklerinde kendilerini ölümsüz aşık zannederler ya... Ben de kırgın ve kızgın olduğum için sevdiğimden uzaklaştım, kaçan ben oldum. Ama ben aradığım süre içinde o da arıyor, ben uzaklaştım mı o da uzaklaşıyor. Anlamıyorum neden böyle? Acaba ben kaçan olmayı beceremedim mi? Ne yapmalıyım?

Gerçekten kaçan olup kaybolmak mı gerekiyor? Yoksa tesadüfen karşılaştıkça görüşüp, ses çıkarmadan bitmesini beklemek mi? Bu konuda bana söyleyeceğiniz birkaç cümleniz vardır umarım. Gerçekten buna çok ihtiyacım var.

RUMUZ: AYŞE’LERDEN BİRİ

Canım kızım, büyüklerimizin o sözü geçmişlerde kaldı. Eskiden sevgililer ayrılıklara dayanamazlardı, sevgili biraz uzaklaşsa hemen heyecana kapılırlardı. Birkaç gün ses seda çıkmadı mı, deli gibi peşine düşerlerdi. Şimdi nerede öyle sevgi, nerede öyle aşk, nerede o arayış?

Artık kaçan sevgilinin peşine düşmek yerine, hemen hazırda bekleyen bir başkasının peşine takılmak çok daha kolay geliyor insanlara... Çok fazla aramaya gerek duymadan, kafede, barda, yolculukta, internette yeni bir sevgili buluveriyorlar kolaylıkla.

O nedenle bu genci gerçekten seviyorsan, naz yapma. Ama onun seni yeteri kadar sevmediğini düşünüyorsan da bırak gitsin... Bu mücadeleye değmez o zaman... Tabii ki ilişkinizi kendi haline bırakıp, terk edilmeyi de beklemeyeceksin.

EŞİME İSTEMEDEN ŞİDDET UYGULUYORUM

Sevgili Güzin Abla, sizi çok beğeniyor ve her zaman yazılarınızı zevkle okuyorum. Herkese verecek bir nasihatiniz var. Ben de sizden bir akıl bekliyorum.

Ben 25 yaşında bir erkeğim. Bundan üç yıl önce evlendim. Eşimi çok seviyorum, ama her zaman kavga ediyoruz. Ona çok fazla şiddet uyguluyorum ve bunu neden yaptığımı ben de bilmiyorum. Galiba eşime güvenim yok. Bunda babamın annemi evli bir kadınla aldatmasının bir rolü olabilir mi dersiniz?

Çünkü annem psikolojik olarak yıkıldı. Hayatta yapmadığı şeyi yapmaya kalktı; sigaranın kokusundan bile nefret eden annem, sigara içmeye başladı. İçkinin adını bile duymak istemeyen annem, içki içmeye kalktı. Allah nasip ederse bir de çocuğumuz olacak, o yüzden bize yardımcı olmanızı rica ediyorum.

RUMUZ: EVLİLİĞİMİ NASIL KURTARIRIM?


Sevgili oğlum, bu anlattıkların hiç hoş değil. Seni bu yaptıkların yüzünden kınıyorum. Annenin ne kadar acı çektiğini gördüğün halde, eşine nasıl bu kadar kötü davranabilirsin? Babanın ya da o evli kadının yaptıklarıyla eşinin ne ilgisi var? Ona güvenmiyorsan, evlenmeseydin.

Ayrıca dünyaya bir bebeğiniz gelecekse, uyguladığın şiddetin bebeğe de zarar vereceğini düşünemiyor musun? Bir başkası olsaydı, seni çoktan terk ederdi. Aklını başına topla. Toplayamıyorsan bir psikolojik danışmana başvur.
Yazarın Tüm Yazıları