Paylaş
26 yaşındayım ve 3 sene önce sevdiğim biri vardı. Babam istemediği için ayrılmıştım. Yine onunla birlikte olmaya başladım.
Babamı ikna etmek için bir araya geldik fakat babam asla istemedi. Ne benimle ne de onunla konuştu.
Babam böyle davrandığı için de beni destekleyen kimse kalmadı.
Herkes karşıma geçti. Sevdiğim adama tekrar umut verdiğim için kendimi suçlamaktan alıkoyamıyorum. Onu üzdüğüm için kötü hissediyorum.
Doğup büyüdüğü yeri o seçmedi. Babam karşı tarafı ırkından dolayı istemiyor.
Ailemle aramdaki bağlar eskisi gibi değil. Aileme çok değer veren biri olduğum için yine onların yanında kaldım.
Sevdiğim adamı tekrar kaybettim. Onu çok seviyorum. O da beni... İkimiz de denedik ve başkalarıyla yapamıyoruz. Ama birbirimize de yar olamıyoruz.
Yine ayrıyız. Kalbim her an onun adını söylüyor, aklımsa babama hak veriyor.
Ne doğru ne yanlış artık bilmez oldum. Ailemi karşıma alıp asla evlilik yapacak biri değilim.
Ana baba rızası çok önemli benim için... Kendimden daha çok önem verdiğim ailem var. Ama hep o içimdeyken nasıl yaşayacağım bilmiyorum. Ne yapacağımı bilemez oldum.
Ne olur bir kelime bile olsa duyayım sizden... ◊ Rumuz: Tek bir kelime olsun
YANIT
Sevgili kızım, ah bu anneler babalar nedeniyle mutsuzluğa mahkum olmuş genç insanlar... Hayat boyu belki de iki arada kalmış olmaktan kaynaklanan ve karar verememek nedeniyle hep kuşkular içinde geçen, geçecek olan bir ömür...
“Annemi mi dinleseydim, babamı mı dinleseydim, kendi aklıma mı güvenseydim?” diye yıllarca kıvranmakla geçer bazen bir ömür. Bunca yıldır edindiğim tecrübeye dayanarak, gördüğüm yüzlerce olaya bakarak, ne “Kafanıza göre takılın, yüreğinizin gösterdiği yere kadar gidin” ne de “Annenize, babanıza inanın. Onların yıllar boyu edindikleri tecrübelere güvenin” diyebilirim.
Ancak böylesine inatla, yıllara rağmen hiç değişmeyen babana boyun eğmeli misin? Hem de sevdiğin genci istememesinin nedeni sadece ırkından kaynaklanan bir sorunsa...
Dediğin gibi bu genç adam doğup büyüdüğü toprakları kendi seçmedi elbette. Bu onun kaderiydi. Bu suç mu oluyor şimdi? Ayrıca bu ırkçılığa girmiyor mu?
Babanın ırkından olmamak bu genç adamının günahı mı oluyor? Tam tersi de olabilirdi. Belki istenmeyen, onun ailesi tarafından tepkiyle karşılanan sen de olabilirdin.
Bu konunun ne yazık ki çok yanlış olduğunu anlatmak bana düşmez. Bilim adamları var, sosyologlar var...
Sana bu konuda söyleyebileceğim tek şey, böyle bir umutsuzluğu, böyle bir acıyı ömür boyu hem kendine, hem de sevdiğin gence yaşatmamalısın sevgili kızım.
Ana baba rızası gerçekten çok önemli. Ama bir baba bunu sadece bir takıntı ya da inat uğruna yapıyor, evladının mutsuzluğunu yaratıyorsa, biraz daha düşün derim.
O genç adama bir kez daha bu ayrılık acısını yaşatmamalısın.
“Kendimden daha çok önem verdiğim ailem var” diyorsun. İşte bu yanlış.
26 yaşında bir genç kızın ailesine değer vermesi elbette çok doğru...
Ama yine 26 yaşında bir genç kızın, kendini ikinci plana atması çok büyük bir hata.
Bu senin hayatın kızım...
Bu senin geleceğin. Böyle mutsuzluk içinde kıvranırken kendine ya da ailene bir yararın olur mu sanıyorsun?
Paylaş