Paylaş
Küçüklüğümden beri hep ezilen, sevilmeyen bir çocuk oldum. Ailem kız çocuk olduğum için başıboş bir şekilde beni bırakırdı.
7 yaşında psikolojim bozulmaya başladı. Sürekli ağlıyordum. İlkokul hocam anne babamı yanına çağırıp “Bu çocuğu acilen psikiyatriste götürün” dedi.
Bu olaydan sonra ailem psikolojimle alay edip “Yetti. Senden bir şey olmaz, bir de milletin çocuğuna bak da feyz al” dedi. Çocukluğum böyle ithamlarla ve hakaretlerle geçti. Durumum iyiye gidiyordu, ta ki 12-13 yaşımda ergenliğe girene kadar.
Doğal olarak kilo almaya başladım. Başta anne babam olmak üzere çevrem ağza alınmayacak laflar söyledi ve çok büyük bir çöküşe girdim.
Anneme yalvardım “Beni psikiyatriste götür” diye ama beni sadece azarladı. Ben de kendi köşemde ağladım.
Birden 16 yaşındaki ablam evlendi hem de istemediği biriyle. Ben bu olaya çok ağladım, “Anne yapmayın etmeyin, o daha çocuk” diye kafa tuttum ama nafile.
Çok düşündüm, anne ve babam neden, niye ablamla beni sevmiyordu?
“Acaba benim gerçek annem babam değiller mi?” diye bile düşündüm.
Evde ders çalışamıyorum. Babaannem bizde kalıyor ve üst katımızda amcamlar oturuyor. Diğer amcamın evi de bize çok yakın olduğundan her gün bizdeler. Sesten konsantre olamıyorum çünkü kuzenlerim ve yengelerim laftan anlamıyor.
Görüşlerimi söylediğim zaman “Otur bakayım kız çocuğu konuşmaz” derler ama hep sesimi yükselttim. İçim öyle bir buruk ki 16 yaşındayım ve pek çok acıyı tattım. Kimse de yanıma gelip “Neyin var?” demedi.
Hep alay konusu oldum. 16 yıllık hayatımda bir sürü antidepresan kullandım halen de kullanıyorum.
Demem o ki, ey anneler babalar! Bir çocuğun sorumluluğunu düşünemeyecekseniz doğurmayın. Olan o çocuklara oluyor... Rumuz: Ailem ve ben
YANIT
Sevgili kızım, şu son satırlarında, aynen benim söylemek istediklerimi yazmışsın.
Aileleri uyarmışsın. Bu sözlerine ben ne ekleyeyim ki!
Gerçekten anne babaların bazı çocuklarını göklere çıkartıp bazılarını ise gözden çıkarmış gibi davranmalarını kabul edemiyorum.
Bizde özellikle de kız çocuklar senin ve ablanın yaşadığı bu dışlanmışlık duygusunu çok fazla yaşıyor.
Genellikle kızları bir an önce evlendirip başlarından atmaya çalışan ailelere rastladım, ne yazık ki. Onlara sorarsanız, “Biz kızımızın iyiliğini istiyoruz, evlensin, yuvasını bilsin, çoluk çocuğa karışsın, bu kurtlar dünyasında bir sahibi olsun” diye de bir açıklamaları vardır. Ne kadar saçma değil mi?
Ama ülkemizde ne yazık ki önce babalar kız çocukların sahibidir, daha sonra da kocalar...
Bu kural ne yazık ki hâlâ geçerli...
Sandığınız gibi sadece Anadolu’nun ücra köşelerinde, eğitim imkânı olamamış ailelerde değil hiç beklemediğiniz, hiç ummadığınız ortamlarda bile görülebiliyor.
16 yaşında antidepresan kullandığın için hayıflanma sevgili kızım.
Zaten antidepresan en çok senin yaşlarında, ergenlik döneminde, bir de orta yaşı geçtiğinde, yaşlanmaya başladığını hissettiğinde kullanılır.
Şimdi sevgili kızım, direnmeli ve sabretmelisin.
Sabret, düşüncelerinden vazgeçme ve derslerine iyi çalış...
Paylaş