Paylaş
Son günlerde çok tartışılan ve protestolara neden olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu tasarısı bu haliyle yürürlüğe konulursa, “tarih tekerrürden ibarettir” sözünü doğrulayacak, ikinci bir Hayırsız Ada vakası olması sebebiyle Türkiye’nin ayıbı olarak tarihe geçecektir.
Bakanlar Kurulu’ndan çıkan yasa tasarısı hazırlanırken konuyla alakalı hiçbir Sivil Toplum Kuruluşu’ndan, eko sistemi anlatacak hiçbir bilim insanından, hiçbir sosyologdan, birçok konuda referans aldığımız din işleri başkanlığımızdan görüş alınmamıştır.
Deneyle alakalı maddelerin tamamen ticari sebeplerle alındığı apaçıktır. Yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkenin üniversitelerinde deney adı altında hayvanlara yapılacak zulüm, inançlarımızla bağdaşmamaktadır. Zira hayvan üzerinde deney yapmak dinimizce haramdır, yani yasaktır.
Deney, bilimsel olsa bile İslam dininin böyle bir şeye müsaade edebileceği hiçbir araştırmada rastlanmamıştır. ‘Hayvanın yüzüne darp edenin Allah’ın laneti üzerine olsun’ Hadisi Şerifini hatırlayalım. Masum canlılar üzerinde zalimce yapılan araştırmalardan insana hayır gelmeyecektir.
HAYVANLARI ORMANLARA TECRİT ETMEK İŞKENCEDİR
Öte yandan belediyeler, bilinçsizce binlerce köpeği ormanlara atmak suretiyle kontrolsüzce çoğalmalarına sebep olmuşlardır. Ormanlardaki hayvanların birçoğu yabanileşmiş, yakalanamaz duruma gelmiştir. Şimdi yine ormanlara atılacak hayvanların aç susuz kalıp birbirlerini parçalayacakları bir gerçektir.
Doğasında insanla birlikte yaşayan köpeği barınaklara ya da ormanlara tecrit etmek bir nevi işkencedir ve hayvan haklarının ihlali demektir.
Hazırlanan tasarı kabul edilecek olursa halkta infial yaratacaktır. Sokaklardan ve evlerden köpek toplama işinde kullanılacak kişilerin suça meyilli kişiler olabileceği unutulmamalıdır. Çıkacak çatışma ve rezaleti ilgililer göze almalıdır. Toplumu rahatsız edecek görüntüler, gençlerimizin ve çocuklarımızın hafızalarına kazılacaktır.
Düşünüldüğü gibi hayvanlar yok edildiği takdirde özellikle dere yatakları ve rögarlı mahallelerin bulunduğu İstanbul’u farelerin basma olasılığı mevcuttur.
Dolayısı ile bu tasarının tamamı yanlıştır. Devlete düşen ciddi bir yapıyla çalışmak, evcil hayvan üretim ve satışını durdurmak ve kapsamlı bir kısırlaştırma projesi ortaya koymasıdır. Umudumuz, başbakanımızın bu yasaya onay vermeyeceğidir.
Zuhal Ardahanlı, Hay-Hak Derneği Başkanı
Yasa koruma değil zulüm getiriyor
Sevgili Güzin Abla, 5199 sayılı yasaya ilişkin değişiklik teklifindeki yeni düzenlemeler bildiğiniz gibi çok çelişkili maddeler içeriyor ve gerçek hayvanseverlerin mücadelesini de, hayvanların haklarını da baltalıyor!
Bu yasa değişikliğiyle ilgili kamuoyunu aydınlatmak ve kamuoyu oluşturmak için Baromuz Hayvan Hakları Komisyonu olarak bir rapor hazırladık.
Başbakanlığa sunulan ve basına “Hayvana şiddete ceza geliyor” manşetiyle yansıyan, kanun teklifi hakkında komisyonumuzun görüşleri değerli kamuoyu ve basın mensuplarının bilgisine sunulmuştur. Sizin de bu konuyu köşenize alarak bizi destekleyeceğinizi umuyoruz.
Mecliste yasa için elini kaldıracak her bir vekile, hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Yaşam hakkı üzerinden pazarlık yapılamayacağı ilkemiz doğrultusunda çalışmalarımız sürecektir.
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Aktif Çalışma Kurulu adına Av. Hülya Yalçın
Paylaş