30 yıldır astım hastasıyım bilgileri paylaşmak istedim

Güzin Abla, bir okurunuzun astım ile ilgili yazısını okudum. Şu an 36 yaşındayım ve hayatımın son 30 yılını astım hastası olarak geçirdim.

Haberin Devamı

İddia ediyorum astım ile ilgili en az bir doktor kadar bilgi birikimine sahibim. Bu yüzden bilgilerimi, tecrübelerimi okurlarınızla paylaşmak istedim.

Astım, vital kapasitenin düşmesi sonucu bronşların vazifelerini yapamaması ve hastanın nefes alamayıp tıkanmasıdır. Göğüste vital kapasitenin düşmesinin en büyük nedeni hastanın ağızdan nefes almasıdır. Özellikle çocukların uyurken burundan nefes alıp almadığı aileler tarafından gözlenmelidir. Ağzından nefes alıyorsa bunun önemli birkaç nedeni olabilir; burnun yapısal bir problem, soğuk algınlığından dolayı tıkalı olması, parmak emmesi, ağzında biberon ile uyuması ya da yalancı emziği yanlış emmesinden dolayı dişte ortodontik bozukluk olmasıdır.

Çocuk ağzından nefes alıyorsa hastalıklara karşı çok daha korumasız olacaktır.

Bu yüzden ailelerin, çocuklarının düzgün diş yapısına sahip olduklarını bilmeleri ve burundan nefes aldıklarından emin olmaları gerekir.

Haberin Devamı

UYURKEN BURNUMDAN NEFES ALAMIYORUM

Astım hastalarının birçoğunda open-bite denilen alt dişler ile üst dişler arasında boşluk vardır, dil alt dişlere baskı yapar ve çene olması gerekenden daha uzun bir hal alır.

Sonuçta hasta ne yaparsa yapsın, uyurken burnundan nefes alamaz, ağzı otomatik olarak açılır, bu da astımın tetiklenmesine yol açar.

Uzun vadede omuzlar düşer, kambur çıkar. Ortodontik tedavilerin en zorlarından olan open-bite mümkün olduğu kadar erken tedavi edilmelidir.

Bu yüzden aile çocuğun alt çenesi ile üst çenesinin düzgün kapanmadığını görüyorsa derhal ortodontiste götürmelidir.

Open-bite probleminin diğer sonuçları ise hastanın horlaması, salya akıtması, günlük yaşamda ağzının sürekli açık olması ve en önemlisi de konuşma bozukluğudur.

Benim bebekken çekilmiş hemen tüm fotoğraflarımda ağzımda biberon var ve biberonla uyurken görülüyorum. Bu durumun diş yapımı bozduğuna inanıyorum.

Dişlerim bozuldukça ağzımdan nefes almaya başlamışım ve sonuçta da astım hastası olmuşum.

Şu an öndeki 6 dişim kapanmıyor ve iki çenem arasında boşluk 8 mm civarında.

Uyurken asla burnumdan nefes alamıyorum, ağzım otomatik olarak açılıyor. Açılmaması için çene askısı, CPAP maskesi, dişlik gibi aparatlar denedim ama
olmadı.

2005 yılında burnumdan deviasyon, sinüzit ve kist ameliyatı oldum; eskisine oranla en azından uyanıkken ağzım kapalı oluyor ama geceleri aynı.

Ağzımdan nefes alıp verince de astımım tetikleniyor ve gece yarısı hastanelik olabiliyorum.

Bu arada aldığım rapora göre normal insanlara oranla daha sık nefes alıp verdiğim için vital kapasitem normalin ancak yüzde 40 seviyesinde.

Bu da kalbimin ve bedenimin daha çok yorulmasına neden oluyor.

Kalbim normalden yüzde 25 daha büyük. Muhtemelen ileride kalp hastası da olacağım. Ayrıca hep ağzım açık nefes almaktan, oksijenle temas dişlerimi de sararttı.

Çocukken akupunkturdan, aşı tedavisine, yanımda oksijen tüpüyle gezmeye kadar birçok yöntem denedim, ama tedavi aslında çok basitmiş.

Ailem keşke diş bozukluğumu, sürekli ağzımdan nefes almamı, burnumun tıkalı olduğunu zamanında görebilseymiş. Bu durumda ne astım hastası olurdum ne de içine kapanık biri.

Rumuz: Astımlı

Haberin Devamı

Sevgili okurum, ben de 11 yaşından beri astım hastasıyım, benimki alerjik astım... Sizi çok iyi anlıyorum ama, benim dişlerimde ve burnumda bozukluk yok, ancak alerjik rinit’im azdığında ağzım açık kalabiliyor. Bu nedenle her astım türünün sizinki gibi bir nedene bağlı olduğunu sanmıyorum.
Yine de verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Size Datça’ya gelip bir süre geçirmenizi tavsiye ederim.
Vakıa burada eskisi gibi nem oranı yüzde 3’lerde değil artık (çünkü Datça’da giderek doğa bozuluyor, her taraf 3 katlı apartmanlarla doluyor maalesef). İstanbul’a döner dönmez hem rinit’im hem de astımım azıyor.
Bir de size medikal’lerde satılan motorlu inhalasyon aletini öneririm. İçine bronşları açan, doktorun önereceği inhalasyon ilaçlarını damlatıp, onu ağız yoluyla alıyorsunuz... Ben İstanbul’da bununla yaşıyorum.
Kriz ancak böyle geçiyor. Sizin için üzüldüm, ama ne yapalım, bu hastalıkla da yaşamaya alışmak gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları