İlk 45 dakikada sahada ne yaptığını bilen taraf Konyaspor idi. Fenerbahçe topa daha fazla sahip olmasına rağmen gereksiz yere hem çok fazla hazırlık pası yaptı. Hem de topu çok yavaş dolaştırdı. Ofansif bölgede statik kalan sarı lacivertliler, bu görüntüsüyle doğal olarak gol bölgesinde etkisiz idi. Bytiqi ve Cikalleshi’nin iyi futbollarıyla Fenerbahçe’yi zorlayan Konyaspor, Kim Min-Jae’nin kritik müdahalelerine takıldı. Bir taç sonrasında uyuyan Fenerbahçe savunmasına cezayı kesen yeşil beyazlılar, ilk yarıyı da 1-0 önde kapattı.
iKiNCi YARI BAMBAŞKAYDI
Fenerbahçe Teknik direktörü İsmail Kartal, ikinci yarıya Mesut Özil-Pelkas değişikliği ve yoğun ön alan baskısıyla başladı. Konyaspor karşısında ilk 45 dakikaya oranla çok daha enerjik ve istekli görünen sarı lacivertliler, rakibini adeta ceza alanına hapsetti ve beraberlik sayısına da 66’da sahanın en iyilerinden Kim Min-Jae ile ulaştı.
6. MAÇTA 16. PUAN
1-1’den sonra moral motivasyonu yükselen Fenerbahçe, baskısını daha da artırdı ve rakip kaleye ikinci gol için yüklenmeye devam etti. 88’de aradığı ve hak ettiği golü Pelkas ile bulan sarı lacivertliler, 6’ıncı maçında 16’ıncı puanını aldı ve çıkışını sürdürdü.
KARTAL’A TEBRiKLER
Fenerbahçe’nin çok belirgin bir çıkışı var. Fizik kalite ve tempo tavan yapmış durumda. Tüm bunların mimarı da İsmail Kartal. İsmail Hoca orta alan kurgusunu baştan dizayn etti. Temposu yüksek Zajc ve Crespo ikilisiyle mücadele gücünü arttırdı.
Dün ikinci yarıda keyif veren bir F.Bahçe vardı. Üst üste zorluk derecesi yüksek maçlardan sırasıyla alnının akıyla çıkan F.Bahçe’de İsmail Kartal’a tebrikler.
Önder Karaveli’nin teknik adamlık anlayışı gerçekten çok farklı. Elindeki en güçlü kadroyla sahaya çıkmıyor. Güçlü 11 ile çıkıp da çok üstün oynadığı maçlarda gereksiz hamlelerle oyuna müdahale edip, iyi giden işleri bozuyor. Takım kötü oynarken ve işler yolunda gitmezken ya hiç hamle yapmıyor ya da çok geç yapıyor. Örneğin dün... Can ile Güven’i 45’inci dakikada çıkartıp Alex ile Atiba’yı sahaya sürse maçı kazanacaktı. Ama 75 dakika bekledi. Son 15 dakika Atiba ile Alex girdikten sonra maç tek kaleye döndü ama yetmedi. Can iyi bir maç çıkartmadığı halde üstelik 60’da sarı kart görmesine rağmen 16 dakika daha oyunda kaldı.
OYUNU OKUYAMIYOR
Önder Karaveli çok büyük bir alanı sadece Josef’in kontrol etmeye çalışmasına seyirci kaldı. Bu kadar güçlü ve kaliteli bir kadro sürekli yanlış kararlar veren, oyuncularına şirin gözükmeye çalışan, oyunu okumaktan son derece uzak bir teknik adamın elinde.
Önder Hoca’nın iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Ama rahat rahat kazanacağı, üstün oynadığı maçları berabere bitiren, öne geçtiği zaman koruyamayan, asla 2 farklı skora ulaşamayan bir Beşiktaş kimliği oluştu. Güven ve Can’ın oyundan çıkıp Atiba ile Alex’in oyuna girmesi gerektiğini herkes gördü ancak Önder Hoca 75 dakika bekledi.
KENAN HiÇ YOK AMA GÜVEN 11’DE
Geçen hafta performansından memnun olmadığı için derbide 37’de oyundan aldığı 2 oyuncudan Kenan maç kadrosunda yoktu ama Güven 11’de başladı ve iyi oynamadığı bir maçta 67 dakika sahada kaldı. Çelişkili kararları, tutarsız tercihleri gerçekten anlamak zor.
Dün 2 puan daha kaybeden Beşiktaş, kazanmayı adeta unuttu.
G.Saray, ilk yarıda 50 bin taraftarının müthiş desteği ile çok üst düzey bir karakter ortaya koydu. 2 pozisyon dışında Barcelona’ya istediği şansları vermedi ve bir korner sonrasında da Marcao ile golü bulmayı başardı. Öne geçmek temsilcimiz için çok değerliydi ama ondan daha önemlisi skoru korumak idi. Ne yazık ki disiplinli ve organize savunmaya rağmen Pedri’nin golüne engel olamadık.
TEKNiK KAPASiTESi YÜKSEK
Barcelona, teknik kalitesi çok yüksek bir takım ama ezeli rakipleri Real Madrid ve Atletico Madrid ile kıyaslayınca güçlü bir oyun karakteri ortaya koyamıyorlar. Kırılgan bir yapıları var. Agresif oyun ile Galatasaray, Barcelona’yı bozmayı başardı. Kabul etmek gerekir ki arada ciddi bir kalite farkı var üstün mücadele gücüyle bu eşleşmede 135 dakikayı tur şansını eşit olarak geçmeyi başardı Galatasaray. Bu takdir edilecek bir durum. Dün 11’de yer alan tüm futbolcular yüreğini, enerjisini her şeylerini ortaya koydu.
SAVUNMAYA GÖMÜLMENiN CEZASI
İkinci yarının başında sahada 10 kişiyken yenilen golde aşırı derecede savunmaya gömülmenin acısını çektik. Böylesine güçlü bir rakip karşısında kabul etmek gerekir ki topu mümkün olduğu kadar kalenizden uzak tutmak zorundasınız. Rakip yarı sahada hiç top tutamayınca Barcelona ciddi bir atak devamlılığı sağladı. Eksiğimiz, topu yeterince rakip yarı sahasına taşıyamamak ve o alanda tutamamak idi.
TEŞEKKÜRLER G.SARAY
İkinci devrenin tamamında kontrol Barcelona’da idi ve ne yazık ki bu durumu aşamadık. Gerçek şu ki Galatasaray tüm gücünü sahaya yansıtmasına rağmen Barcelona’nın kalitesiyle baş edemedi. İkinci yarının tamamında mahkûm bir oyun ortaya koyduk ve ne yazık ki bu durum kaçınılmaz idi. Her şeye rağmen G.Saray’a teşekkür etmemiz bir borç. Böylesine güçlü bir rakibe karşı büyük bir direnç ortaya koydukları için.
<iframe width="867" height="494" src="https://www.youtube.com/embed/NXmDEVyOuFM" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
G.Saray, 45 bin taraftarının önünde son derece istekli, kararlı ve baskılı başladı. Beşiktaş’ta ise Önder Karaveli, böyle bir derbiyi kaldırıp kaldıramayacağı tartışılacak bir 11 sürdü sahaya. Batshuayi ve Larin kulübede, ne verecekleri asla bilinmeyen Güven ve Kenan sahada. 2 golde de hatası olan Necip; Serdar ve Montero yerine stoper pozisyonunda.
JOSEF NEDEN YEDEKTi?
Ayrıca madem oynayabilecek durumda idi, neden Josef gibi önemli bir tecrübe yedek? İlk 45 dakikada Galatasaray’ın üstün ve etkili oyununu Beşiktaş’ın ise her hattıyla dökülmesini izledik.
Önder Karaveli, hücumda bu kadar etkisiz kalınca Kenan ve Güven’i çıkartıp 37’inci dakikada Larin ve Batshuayi’yi sahaya sürdü. Bu karar bir anlamda sahaya sürdüğü kadronun yanlış olduğunu kendi kendine teyit etmesiydi.
MUHAMMED’iN EN iYi MAÇIYDI
Nitekim ikinci yarıda gelen Josef hamlesi orta alanı toparladı. Ancak her şey için çok geç kalınmıştı. Galatasaray’da Mustafa Muhammed sarı kırmızılı formayla belki de en iyi performansını ortaya koydu ve günün kahramanı Kerem’e 2 asist yaptı. Orta alanda Berkan ve Taylan arı gibi çalıştılar. Çıkana kadar da Omar kusursuz bir futbol ortaya koydu. İlk 45 dakikadaki Galatasaray’ı taraflı tarafsız herkes çok beğendi. Yüksek tempo ve enerji koydular. Ancak bu tablonun nedeni Önder Karaveli’nin yine denemelerine devam edip sahaya en güçlü kadrosuyla çıkmamasıydı.
YiNE YANLIŞ TERCiHLER
Önder Hoca bir kez daha yanlış tercihleriyle sınıfta kaldı. Sonradan hatalarını değişliklerle düzeltti ve ikinci 45 dakikayı 1-0 kazandı ancak iş işten geçmişti. Dün fiziksel ve mental olarak yorgun olması gereken Galatasaray, daha diri ve agresif idi ve ilk yarıdaki iyi futboluyla haklı bir galibiyet elde etti. Son 8 maçta sadece 2 galibiyet alan bir Beşiktaş var. Karaveli’nin başarılı olduğu yönünde bir algı yaratıldı ancak sonuçlar bunun aksini gösteriyor. Haftayı 8’inci kapatan Beşiktaş, ikinci Konya’nın da 10 puan gerisinde. Bitime 9 maç kala hedefsiz kaldılar.
Fenerbahçe, ilk 45 dakika sahada üstün olan taraftı. Pozisyonlar buldu, öne geçti, Serdar Dursun ile 2-0’a yaklaştı. İkinci bölgede yoğun baskıyla Alanyaspor’un yapmak istediklerine izin vermedi. İlk yarıda olumsuz görüntüler veren ev sahibi takım buna karşın 3 kez golü bulabilecek fırsatlar da yakaladı.
FARiOLi DENGELERi DEĞiŞTiRDi
Tamamen Fenerbahçe’nin momentumuyla seyreden maç Mesut Özil’in penaltı golüyle 2-0’a da geldi. Alanyaspor Teknik Direktörü Francesco Farioli, 60. dakikada santfrorsuz oyundan vazgeçerek Djedhou’yu sahaya sürdü, Efkan Bekiroğlu’nu orta sahaya çekti. Bu değişiklik bir anda dengeleri değiştirdi. Alanya orta sahası güçlendi. Santrforlu oyunda Efecan Karaca ve Emre akbaba’nın da etkinliği arttı. Ozan Tufan’ın kanadında oynayan Tayfur Bingöl’ün attığı 2 golle de maç bir anda 2-2’ye geldi. Hatta Juanfran’ın köşeye giden şutunda Altay Bayındır’ın müthiş kurtarışı olmasa ev sahibi öne de geçecekti.
ATTIRDIĞI GOL HARiKULADEYDi
İvme bu kadar Alanya’ya dönmüşken kaleci altay’ın yaptığı süper kurtarış Fenerbahçe’yi yıkımdan kurtardı. İkinci yarıda sadece penaltı atarken gördüğümüz Mesut’un yerine arda Güler’in girmesi, Pelkas’ın oyuna dahil olması ile yeniden dengeyi bulan sarı lacivertlilerde genç arda, gerçekten de 1 gol, 1 asist ile fark yarattı. Özellikle de Mergim Berisha’ya attırdığı gol harikulade idi.
DiNAMiK ORTA SAHA
Sadece %37 topa sahip olduğu bir oyunda Alanya deplasmanında 5-2 kazanan Fenerbahçe’de galibiyetin mimarları rossi, altay ve genç arda idi. İsmail Kartal ile son 5 maçta 13 puan kazanan sarı lacivertli takım çıkışını sürdürüyor. Bu yükselişte Miha Zajc ve Miguel Crespo’dan oluşan dinamik merkez orta sahasının payı da yadsınamaz.
MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu ile gerçekleştirdiğim söyleşide yaklaşık 1 saat boyunca yaptığı açıklamalar kafalardaki soru işaretlerini gidermedi. Açıklamalardan ben tatmin olmadım. Kamuoyunun da tatmin olduğunu düşünmüyorum. Özellikle bu operasyonunun zamanlaması ile ilgili bölümü...
ANA HEDEF CÜNEYT ÇAKIR
Çünkü kızağa çekilecek bir hakeme 1 gün önce maç verilmez. Ne oldu da her şey bir anda değişti. “1 gün daha beklemeye tahammülümüz yoktu” ifadesini de çok samimi bulmadım. Madem öyleydi neden devre arasında ve lig sonunda yapılmadı da 28 hafta beklendi. Ayrıca bu yaşananlardan edindiğim sonuç; bu operasyonunun ana hedefi Cüneyt Çakır’ı pasifize etmek ve hakemler üzerindeki ağırlığını ortadan kaldırmak gibi algıladım.
UMARIM FAYDA GETiRiR
Ümit ediyorum ki bundan sonraki süreçte bu dev operasyon fayda getirir. Ama sayın Gündoğdu’nun bu kararı alırken performans kriterlerini öne sürdüğünü göz önünü alırsak görevlerine devam edecek hakemler içerisinde ne yazık ki ciddi hatalar yapanlar ve performansı düşük olanlar da var. Onlar hangi kriterlere göre devam ediyor. Kamuoyu bu sorunun da cevabını merak ediyor.
DÜNYA NASIL KARŞILAYACAK
Ayrıca son 70 yılda sadece bir kere gittiğimiz Dünya Kupası’nda maç yöneten Cüneyt Çakır’ı bir anda yok saymak UEFA ve FIFA’da nasıl karşılanacak. Dış basın bu dev operasyonu nasıl yorumlayacak? “Türk futbolunda ve Türk hakemliğinde acaba şaibe mi var?” sorularını da ne yazık ki doğal olarak beraberinde getirecek.
OPERASYON AYDINLANMADI
Beşiktaş’ın bu sezon artık klasikleşen, kronikleşmiş çok fazla pozisyon üretip 2 kez kalesine gelen rakipten gol veya goller yemesi senaryosuyla oynanan bir maç daha izledik. Tabii bu durumda Vida ve Josef gibi iki deneyimli ve defansif gücü yüksek oyuncunun eksikliği de önemli bir etken. Bu kadar iştah, tempo baskı ve pozisyon üreten siyah beyazlıların kalesine Başakşehir gibi güçlü ve kaliteli bir takım sadece 2 isabetli şut atabildi.
KARAVELi, AYARLARI BOZDU
Ben bu yazıyı yazarken ve kronometreler 80’inci dakikayı gösterirken ikinci yarıdaki istatistik hâlâ ‘0’ şut idi. Bu Beşiktaş açısından değerli. Atiba’nın önderliğinde, Can’ın dinamizmi, Alex’in yüksek teknik kalitesi ve ön bölgede de Güven ve Kenan’ın bitmek tükenmek bilmeyen baskısıyla Başakşehir’i çıkartmayan siyah beyazlılar, belirgin bir şekilde üstün oynadığı bir başka maçı daha kazanamadı.
Önder Karaveli’nin devrenin sonunda değişiklik kağıdı 4’üncü hakeme verilmesine rağmen Necip’i oyuna sokmaması ve 10 kişiyken yenilen golde ciddi bir acemilik var. Ayrıca %94 pas isabetiyle oynayan, topu rakip ceza alanına taşıyan ve iyi futbol oynayan bağlantı oyuncusu Alex Teixeira’yı oyundan çıkartması da kanımca hatalıydı. Bir teknik adam, o dakikaya kadar tek kale oynayan bir takımın ayarlarıyla neden oynamak gereği duyar ki? Lakin Güven de sezonun maçını oynarken çıktı.
KOPYALA YAPIŞTIR BEŞiKTAŞ
Beşiktaş, bu kadar efor sarf edip, iyi futbol oynayıp 4 gün arayla oynadığı 2 maçta da istediğini alamadı. Başakşehir ise bu kadro kalitesiyle, bu yedek kulübesiyle ikinci yarı şut atmadığı maçta hayal kırıklığı yarattı. Emre Belezoğlu, Necip-Serdar iklisinin oynadığı bir Beşiktaş’a karşı daha cesur davranmalıydı.
F.Bahçe istekli, Trabzonspor ise özgüvenli başladı. İsmail Kartal, orta alanın merkezini sağlama almak için Crespo-Mert Hakan ve Zajc gibi temposu ve dinamizmi yüksek oyuncuları tercih etti. Bakasetas’ın bağlantıyı kurmasına izin vermeyen Fenerbahçe, sadece Nwakame’nin getirdiği toplarda zorlandı. İrfan Can’ın kırmızı kart görmesinden çok kısa bir süre sonra Trabzonspor golü bulmasına rağmen 1 kişi eksik oynayan Fenerbahçe, iyi bir karakter ortaya koydu.
MERT, ZAJC, SZALAi VE CRESPO ÇOK iYiYDi
Açıkçası son 15 dakikalık bölüme kadar sarı lacivertlilerin 10’a 11 oynadığını hissetmedik. Mert Hakan, Zajc, Szalai ve Crespo’nun olağanüstü mücadelesi bu durumun başlıca nedeniydi. Trabzonspor’da ise Visca sahada yoktu. 90’ıncı dakikada kaçırdığı gole kadar yıldız futbolcuyu sahada göremedik. Nwakaeme, Siopis ve genç Ahmetcan dışında bordo mavili takımda vasatın üzerine çıkan futbolcu yoktu. 10 kişi oynayan Fenerbahçe, karşısında futbol oynamayı son 15 dakikada hatırlaması açıkçası lider Trabzonspor’a yakışmadı.
TRABZON’UN PASiF FUTBOLU SORGULANMALI
Dün orta alan rotasyonunda Dorukhan ve Hamsik’i aradı Abdullah Avcı. Son 10 dakikada da herşeye rağmen Nwakaeme çıkmamalıydı. Çünkü o bölümde Trabzonspor oyun üstünlüğünü tekrar ele almıştı. Fenerbahçe, 75 dakika 10 kişi oynayıp yenik durumdan beraberliği bulduğu için 2 puan kayıp değil. Trabzonspor ise ciddi bir puan farkı ile önde olmasına rağmen önde götürdüğü bir maçta bu kadar uzun süre 1 kişi eksik oynayan ezeli rakibine böyle pasif bir futbolla berabere kalmasını sorgulamalı.
Dün maçın hakkı beraberlikti. Fenerbahçe, yüksek bir karakter ve mücadele gücü ortaya koyarak alkışı hak eden taraf idi.