Yeni ‘Sultan-iiii yegâh’ dönemi mi?!

O, 70’lerin çok sevilen Sultan-ı Yegâh şarkısının da bestecisiydi.

Nur Yoldaş’ın seslendirdiği Sultan-ı Yegâh şarkısı, en popüler döneminde TRT tarafından yasaklandı. Gerekçe, şarkının “Sultan-ı” değil “Sultan-i” olarak söylenmesi gerekliliğiydi. Oysa herkes Yoldaş çiftinin siyasi görüşlerinden dolayı bu yasağın getirildiğini hissediyordu.

Nur Yoldaş şarkıyı bir kez daha seslendirdi. Bu defa i’nin üzerine basa basa “Sultaan-iii Yeegâhııı” diye söyleyerek. Şarkı mecburen tekrar yayımlanmaya başlandı.

70’lerde bunun gibi çok sansür hikâyesi olurdu. Sonradan Devekuşu Kabare’nin kapalı gişe oynayacak Yasaklar müzikaline ilham kaynağı yaratacak kadar çok. Bakanlar Kurulu’nun son kararı “Geleneksel aile kriteri”nin haberini okuyunca aklımdan bunlar geçti.

“Görsel, işitsel ve sosyal medyanın haber, magazin, film ve benzeri tüm yapımlarının geleneksel aile değerlerimize uygun olmasına yönelik tedbirler alınacak, olumsuz yayınları caydıracak düzenlemeler yapılacak” deniyor.

Geleneksel aile kriterleri, ama hangi ailenin kriterleri?

Benim ailemin mi mesela, yoksa kızına kot pantolon giydirmeyen veya 15 yaşından sonra okutmayıp bir an önce evlensin isteyen ailenin kriteri mi?

Çünkü “gelenek” dediğimiz şey çok geniş bir yelpaze.

Komşu esnaf siftah yapmadıysa müşteriyi ona yönlendirmek de bu toprakların geleneği. Öte yandan “Kızın gelinlikle çıktığı baba evine ancak kefenle dönebileceği” de öyle. En azından bazı ailelere göre.  Ayrıca bir dizide, filmde, her hikâye ve karakterin “geleneklere” uygun olması mümkün mü? Bu memlekette baba olarak Tahsin Sütçüoğlu ve benzerleri de var, ne yazık ki Selahattin Çakaler gibileri de! Doğum günü kutlarken içki içilen sahnede bardakların buzlanıp, bölüm başı ortalama 12 kişinin çatır çatır öldürülmesine kimsenin ses çıkarmamasına zaten sinirleniyorum!

Bu “geleneksel aile kriterleri” eğer kadına şiddet sahneleri ve insan öldürmeyle ilgili bir caydırma amaçlıyorsa, ne güzel.

Ama iş, misal “Dizide pavyonda şarkı söyleyen karakter olmaz, filmde iki insan nikâhsız aynı evde yaşayamaz, düğünde içki içilmez” vs. noktasına gelirse...

O zaman iş caydırıcı değil hem sanatçı hem toplum için “Yıldırıcı” olur!

Yeni bir Yasaklar müzikali yazma kıvamına geleceğiz diye korkuyorum.

Batman-Superman filminin THY’li finalini açıklıyorum!

THY, ‘Batman-Superman: Adaletin Şafağı’ filmine resmi sponsor oldu. Filmin düğümü THY uçağının Business Class bölümünde çözülecekmiş.

Filmin senaristlerinin yorulmasına gerek yok. Ben hem bu süper kahramanları hem THY’yi yakından tanıyan bir senaryo yazarı olarak hemen filmindüğüm bölümünü yazabilirim!

Günbatımı... Batman ve Superman ortak operasyonları için THY uçağında yanlarında Batman’in sevgilisi Kedi Kadın’la uçmaktadırlar. Mükellef bir yemek sonrası kahvelerini yudumlarlar, inişe bir dakika kalmıştır. Batman Superman’e “Dünyayı kurtarmaya hazır mısın dostum?” der.

O esnada THY pilotunun anonsu duyulur: “Atatürk Havalimanı’ndaki yoğun trafik dolayısıyla inişimiz kırk beş dakika gecikmiştir, şu an 26. sıradayız, havada tur atacağız!”

Superman allak bullak olur. Batman “Yav aşağıda Robin batmobil’le bekliyor, beni alacaktı, park yeri bulur mu ki” diye hayıflanır. Superman 20 dakika sonra şişer ve pencereyi açıp uçarak çıkar.

Ama kontrol kulesi Superman’e de iniş izni vermez. Superman, Katar Havayolları uçağının arkasında sıraya girer, turlamaya başlar. Batman tavanda mavanda dolaşıp acık bacaklarını esnettikten sonra sevgilisi Kedi Kadın’ın “Ay ne zaman inicez yaa” dırdırından sıkılıp viskileri arka arkaya diker.

Bu esnada Superman’in havada tur atmaktan enerjisi tükenmeye başlamıştır. Mecburen Sabiha Gökçen’e iner. Batmobil karşı tarafta olduğundan taksiye binip iş dönüşü saati köprü trafiğinde kilitlenip kalır.

Batman üçüncü viskide kafayı bulur. O esnada pilot havada turlamaya yirmi dakika daha eklendiğini anons edince, Kedi Kadın’ın omuzunda uyuyakalır.

İki dost gece 22.00 civarı ancak buluşurlar. Robin 4 saat trafikte ‘dur kalk’tan bunalıp, Nevizade’de rakıya oturmuştur. Superman ve Batman de ona katılırlar. Dünyayı değil, rakı masasında memleketi kurtarmaya karar verirler.
Nevizade’deki muhabbetten ve Roman saz takımının masa yanındaki “Batsın Bu Dünya” icrasından kamerayla tek plan yukarı çıkarız, göklerde THY uçakları iniş izni bekleyerek tur atmaktadırlar...

THY en çok uçtuğum havayolu. Rahatım yerinde, yemekler güzel. Ancak son bir yılda uçağın içinde, kalkış ya da iniş kuyruğunda beklerken geçirdiğim saatleri uç uca eklesem, birkaç uzun metraj film yazıp bitirirdim!

Onun için de “Süper havayolu” olacakken böyle mizahçının diline düşüyor işte.