Paylaş
Durumlar karışık, sistem allak bullak, bürokrasi yorgun, hukuk haşat, memleketin omurgası eğildi adeta. Bir savaşımız eksikti bu günlerde, o da oluyor galiba, hey maşallah!
Bedenim, vatanseverlikten midir nedir, ülkeyle empati yaptı bu hafta.
Omurga cortladı önce. Yazar hastalığıdır boyun sakatlıkları. Hergün saatlerce bazen iki gün hiç kalkmadan bilgisayar başında oturduğumdan, senede bir geleneksel olarak boyun tutulma şenlikleri gerçekleşir bende.
Boyun için aldığım ilaçlar da mideyi haşat etti. E tabii, aynı ülke gibi, çalışan bir sistemde, bozuk bir birim tüm sistemi aksatır! Üzerine bir de dış mihraklı virüsler saldırınca, angajman kurallarına göre ıhlamur ve soğuk algınlığı ilaçlarıyla misliyle saldırı emrini de verdim!
Doktorlarım da vücudumla el ele verip, aynı ülkedeki gibi seçim yasakları getirdiler bana! Ama siyasi değil.
Diyorlar ki o çalışma masasında otorumayı seçmek yasak, şu yemek masasında otur.
O bilgisayar faresini saatlerce tutmayı seçme, git kedi sev.
O iş toplantısına gitmeyi seçme, bu arkadaş toplantısına git.
O yastığı boş ver, bu ortopedik yastığı seç.
Çelik kıvamında durmadan çalışmayı seçmen birkaç gün yasak, bu ara muhallebi kıvamını seç.
Arada böyle emir büyük yerden geliyor ben de affınıza sığınarak vücudumun seçim yasaklarına uyuyorum! Bu sebepten bugün yazı biraz kısa. Ve aynı sebepten cuma günü Yalan Dünya yeni bölüm yok. (Zaten dedikodulara göre bu hafta müthiş bir dizinin sezon finalini bekler gibi başka bir kaset bekliyor herkes! 25 Mart günü saat 18.00 itibariyle, yani şu an, internet bağlantısı da tamamen gittiğine göre, hafta ülkede hareketli, dedikodulu, şehir efsaneli geçebilir. Hayırlısı.) Ama önümüzdeki hafta yeni bölümle Yalan Dünya’daki seçim gününü seyredeceksiniz!
Özür diliyor, birkaç gün dinleniyor, pazar günü, seçim heyecanı eşliğinde tekrar görüşmek üzere diyorum.
Ve anneler gibi de ekliyorum, “N’olursa olsun, Allah sağlık versin”!
Paylaş