Paylaş
Suikast iddiası doğru mu bilmem, zaten araştırılacak. Ancak Emre Uslu ve Umut Oran arasında Twitter’da yapıldığı söylenen diyalogda, senarist olarak biraz “acemi yazar” kokusu aldım.
Emre Uslu’yu tanımıyorum. Fuat Avni kim veya kimlerse, yazım dilini her Twitter kullanıcısı kadar biliyorum. Umut Oran’ı da çok defalar televizyonda seyrettim. Gördüğüm kadarıyla diyaloglar felaket yazılmış! Karakter analizleri iyi yapılmamış, konuşma dilleri çalışılmamış. İki karakter arası ilişki, hitap tarzları aksıyor. Normal bir sohbet veya gayriresmi yazışmada olan duraklamalar, sözlerin üst üste binmesi, devrik cümleler, tekrarlar, yani gerçek hayattaki aksak tempo ve karışıklık yok. Kitabi, düzgün cümlelerle, hikâyeyle ilgili birçok farklı bilgiyi aynı anda seyirciye aktarma çabasında acemice replikler vardır kötü dizilerde. Onları hatırladım.
Bu ülkede olup biten hiçbir şeye şaşırmamaya alıştık, doğru. Memleketin senaristlerine son üç-dört yılda olanlardan sonra siyasi entrikalı hikâye yazma yolu kapanmıştır! Zira gerçek hayatla hiçbirimizin hayal gücü boy ölçüşemez.
Ama tek başına bu diyaloglara bakarsak şunu söylemek zorundayım: Bu bir film olsaydı, eleştirmenler inandırıcılık sorunundan büyük not kırardı!
Tüp sizin olsun, bebek onların!
BEREN Saat ve Kenan Doğulu bebek istiyormuş. Tamam, ne hoş, bence bu kadarını bilsek yeter sevgili medya!
Efendim meğer doğal yollardan olmamış da tüp bebek yapacaklarmış. Tedavinin aşamaları şunlarmış, Beren bu kadar ay falan işlemlerden geçecekmiş, sonra feşmekan tekniğiyle yumurtalar çatlatılıp, zıttırıpıt yöntemiyle toplanacakmış vs. Birinci sayfalardan anonslamalar, televizyonda jinekologlardan uzun uzun anlatımlar, üreme organlarıyla ilgili grafikler, resimler...
Böyle mahrem konuları böyle teferruatlı konuşmak ayıptır! Bu işleri yakın arkadaşlar bile bu kadar detaylı sormaz. Çaçaron akrabalar dahi dedikodusunu yaparken seslerini alçaltırlar. Özel hayatın özelinin de özelidir bu.
Ünlü de olsalar, bir çiftin bebek sahibi olmak için ne tedavi gördüğü, bir kadının hangi tıbbi işlemlerden geçtiği kendilerini ilgilendirir. Dünyada ilk kez Beren’den saç teli, Kenan’dan tırnak alınıp laboratuvarda bebek yapılırsa, ancak onun haber değeri vardır. O tıbbi buluş havadisleri bile, tüm dünyada, söz konusu çiftten izin alınarak yazılır.
Yarın bir gün, Kenan ve Beren tüp bebek isteyenleri cesaretlendirmek için, sosyal sorumluluk amacıyla bir açıklama, bilgilendirme yaparsa, o başka. Ama o güne kadar lütfen saygı gösterelim, bebeğe düşünülen ismi, heyecanlı olup olmadıklarını filan soralım.
Ülke çapında zarafetin karneyle dağıtıldığı günler yaşıyoruz hakikaten.
İsyanım var kadere!
“KADINLA erkek eşit olamaz, fıtrata ters.”
“Madenciliğin fıtratında bu kazalar ve ölüm var.”
“Güvenlik paketi öyle de böyle de, er ya da geç, ya çıkacak, ya çıkacak!”
“Başkanlık sistemi genlerimizde var.”
Arabesk müzik, isyanıyla, melankolisiyle, halkın bir bölümünün kendini çaresiz ve bir hiç gibi hissettiği günlerde, 80’lerde yükselmişti, hatırlarsınız. Ben bu aralar yine bir arabesk patlaması bekliyorum. Ve diyorum ki: Batsın bu dünya, bitsin bu rüya! Kaderin böylesine yazıklar olsun!
Paylaş