Paylaş
Sınırımızı ihlal eden Rus uçağını düşürdüğümüz, bu yazının yazıldığı şu dakikalarda:
-Putin o poker surata hiç yakışmayan “Sırtımızdan vurulduk” gibi duygusal ve dramatik laflar ediyor.
-Uzun süredir bölgelerinden sürülmeye çalışılan Türkmenler kutlama yapıyor.
-Kötü haber alan kaynaklar Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Türkiye seyahatini iptal ettiğini söylüyor.
-Amerikalı bir yetkili “Vallahi hiç farkında değiliz, zaten biz o saatte uyuyorduk” tarzında, kokmaz bulaşmaz bir açıklama yapıyor.
-Birkaç saat sonra gerçekleşecek NATO toplantısında ne konuşulacağı merak ediliyor.
Şimdi, bu iş sürpriz oldu mu? Yoo.
Rusya oyuna aktif olarak katıldığından beri büyük bir arıza bekleniyordu. Zira Papua Yeni Gine filan hariç, Suriye’de bütün dünya topa girmiş durumda! Topraklar koparanın elinde kalıyor. Herkes bölgede kendi atlarını, kalelerini, kendi piyonlarını oynatıyor, kendi “Suriye şubesinden” savaşı yönetmeye çalışıyor.
Ben “Niye komşularla sıfır sorun dediniz de bu kadar sorun çıktı” diyen on milyonuncu şanslı izleyici olmayacağım! Dış politika bol bol eleştirildi ve doğru, vahim hatalar da yapıldı. Ama aslında Suriye’deki son durum gösterdi ki bu dönemde bu bölgede, İsviçre bile olsak komşularla sıfır sorun planı yürütülemezdi.
Benim aklıma gelen sorularsa şöyle:
-Soydaşlarımız bu kadar yıldır Çin’de, Irak’ta, hatta Suriye’de zulüm görürken, topraklarından, haklarından edilirken aklımız neredeydi? Stratejik önemi olmadan bu insanlara destek atmak lüzumsuz mu göründü?
-Rusya’nın krizi özellikle derinleştirip vatandaşlarına bile “Türkiye’ye gitmeyin” çağrısı yapmasının sebebi ne? Daha doğrusu sebebi biliyoruz da, tutmayı umduğu büyük balık Suriye Kürdistanı mı, Esad yönetiminin devamı mı, yoksa bunların da içinde olduğu daha zengin bir paket mi? Türkiye’yle her tür ilişki ve çıkarı çöpe atmaya değecek kadar değerli uzun vadeli plan ne?
-Suriye parça pinçik edilirken ve esas kabak Türkmen’i, Kürt’ü, Yezidi’si, Arap’ıyla tüm Suriyelilerin başına patlarken, bir diktatörlük yönetiminin, kendi halkını baskılayıp onlara zulmetmenin o ülkede nelere mal olduğunu hep birlikte gördük ve kavradık mı?!
IŞİD’in gelinleri hikâyesinde dudak uçuklatanlar
NEW York Times, IŞİD’den kaçıp Türkiye’nin güneyine yerleşmiş üç kadınla röportaj yapmış. Bunlar, gençlik yıllarında modern bir hayat yaşayan, sonra Rakka ele geçirilince kimisi gönüllü olarak, kimisi zorla IŞİD savaşçılarıyla evlendirilen, biri hayatta kalmak için ahlak polisi olmayı bile kabul etmiş kadınlar. Organizasyonun içyüzünü görünce, gönüllü olanların bile kaçmaya karar verdiği anlatılıyor. Örneğin birinin intihar bombacısı eşi ölünce, iki gün sonra başka bir savaşçıyla evlendirilmesi gibi korkunç detaylar var. Röportajın tamamı uzun ama okumaya değer.
Gelelim benim esas dudağımı uçuklatan, Türkiye ile ilgili noktalara:
-Haberde pek çok Türk IŞİD’liden bahsediliyor. Hatta eşi ölünce hemen başka bir savaşçıyla başgöz edilmeye çalışılan Suriyeli kadının, intihar bombacısı ilk eşi bir Türk! Röportajda yine kocası Türk ve IŞİD’li olan bir kadından daha söz ediyor.
-Mültecilerin Türkiye’ye girişi sırasında pek çok IŞİD’linin araya karışıp ülkemize girdiği anlatılıyor. “Keşke o zaman kaçsaymışız, çünkü dört ay önce sınır kontrolleri sıkılaştırıldı” diyor kadınlar.
-Biri, çocuk istemesine rağmen Türk kocası reddetmiş. Zira çocuğu olan savaşçılar canlı bomba olma görevini daha zor kabul ettiklerinden, IŞİD baba olmalarını yasaklamış!
-Kadınlardan biri Avrupa’dan gelen cihatçı kadınları Türk sınırında karşılayıp Rakka’ya götürenlerden. IŞİD’in bu iş için özel bir birimi varmış.
Amaçlı sosyal medya sahtekârlığı
DİZİ oyuncuların, yazarların, şarkıcıların ismiyle hesap açılıyor. Onların fotoğrafları ve isimleriyle, onlarmış gibi davranılıyor.
Belli siyasi fikirleri savunan tweet’ler atılıyor ve bu sahte ünlüler birbirlerini retweet ediyorlar. Böylece hepsi gerçek zannediliyor ve yazılan tweet’teki fikrin popüler bir bakış olduğu algısı yaratılıyor. Kendilerine göre ulvi bir amaç için bile yapıyor olsalar, fikirleri doğru ya da yanlış, fark etmez, bu ahlaksızca bir yöntemdir! Bu vesileyle söyleyeyim, Twitter’daki tek hesabım @gulseyazar, instagram hesabım @gulsebir’dir. Gerisi yalandır dolandır.
Paylaş