Paylaş
Avrupa’ya da gökyüzünden uçaklarla anti-anksiyete ilaçları atalım. Belki hem terör hem İslamofobi çözülür, iş biter. Sesli düşünüyorum ne yapayım? Yoksa mizahçılar, kimsenin güleceği birşey kalmayana kadar telef edilecek
Batı’daki göçmenler eziliyor, Müslümanlar öfkeleniyor. Müslümanlar öfkelenince Batılılar korkuyor. Korkunca Müslümanlara potansiyel terörist muamelesi yapıyorlar, itip kakıyorlar, “İslam şöyle böyle” diyorlar. Bunun üzerine Müslümanlar çok gıcık olup silaha sarılıyor. Onlar silaha sarılınca ayırımcılık, önyargı ve Avrupa faşizmi artıyor, İslamofobi ortaya çıkıyor. İslamofobiyi gören Müslümanlar da durur mu, daha çok kızıp daha çok ateş ediyorlar.
Bu tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan durumu berbat bir ivmeyle büyüyor ve çıkan civcivlerin hepsi iki taraftan karşıt fikirlerde saldırganlar.
Sardı korkular gelecek yıllar
Bu ‘kuş gribi’ bize bulaşırsa diye ödüm patlıyor. Laikliğini koklaya koklaya öpmemiz gereken bir ülkedeyiz ey ahali!
İslam’ı koruduğunu söyleyerek adam öldürenler, Batı medeniyetini koruduğunu söyleyerek adam öldürenlerden (misal dazlaklar) daha örgütlü, kalabalık ve tehlikeli. Ama yapılanlar hem İslam’a hem Batı medeniyetine fena halde aykırı! Ortadoğu Gayya Kuyusu. O mezhep iyi, bu mezhep kötü, dinin emri şudur, hayır efendim bu yoruma göre budur diye hem birbirlerini hem başkalarını takır takır vuruyorlar. Oysa dünyanın tüm yasalarında birinci emir: İnsan öldürme! Dinlerin emri de aynı. Ama işte galiba o konuda bazılarının kafasını karıştırmak ne yazık ki çok kolay. Allahını seven şu aralar Ortadoğu’nun üzerine biraz laiklik atsın!
Sonuçta laiklik yoksa, başındaki örtü iki santim arkaya kaydı diye polis seni içeri atabiliyor bazı ülkelerde. E o zaman dininin senin inandığın versiyonuna riayet etmedi diye birinin boğazını kesmek, kazanda yakmak filan da makul görünebilir. İslam’la alakası yok bu durumun. Hıristiyanlar da yaptı aynı şeyleri, Museviler de. Sadece, bu yüzyılda değil.
Boko Haram, IŞİD filan, İslam’la ilgili anti propaganda yapan kötü niyetli bir reklam şirketi gibi. Müslüman deyince akla asla bir bilim kadını, bir yardım gönüllüsü genç, müthiş bir sanatçı filan gelmesin istiyorlar sanki. Zihinlerdeki Müslümanı, Allah’ın adını bağırdıktan sonra etrafa ateş açan kafadan kontak bir adam tiplemesine indirgeme peşindeler adeta.
Filistinli karikatürist de böyle gitti
Yahu mizahçılardan ne istediniz? Al eline bir kalem, öyle bir şey yaz, öyle bir karikatür çiz ki, o seni kızdıran çizimi -ki değersiz, sakil birşeydi- yapanla bütün dünya alay etsin.
Mizahçılara kıl olan sadece Doğu ve öldürülen tek karikatüristler de Batılı mı sanıyorsunuz? Filistinli çizer Naci El Ali’nin hikâyesini bilmeyen vardır belki. On yaşında İsrail işgali sebebiyle Filistin’den göç etmek zorunda kaldı. En ünlü tiplemesi küskün ve gariban çocuk Hanzala oldu. Yamalı giysili, yalınayak başı kabak Hanzala, Filistin işgaline dünyanın sessiz kalmasını protesto etmek için hep arkası dönük çizildi. Yüzünü görmedik ama Naci El Ali’nin ülkesinden göçmek zorunda kaldığı yaşta ve mülteci kamplarındaki tüm çocuklar gibi yoksuldu. Ama çizerinin dediği gibi ‘cesur, dürüst ve açıksözlü’ bir velet olduğundan öldürülenlere, dikenli tellere, İsrail bayrağına ellerini arkasında kavuşturup öyle bir baktı ki yıllarca, herkesi etkiledi. Bunun bir bedeli olacaktı elbet. El Ali, İsrail Lübnan’ı işgal edince Kuveyt’e göçüp orada çizmeye devam etti. Tuhaftır ki politik baskılar sebebiyle oradan da taşınmaya zorlandı ve Londra’ya gitti. Yazık ki Türkiye’nin Avanak Avni’si kadar halktan, gariban, ama daha politik ufaklık Hanzala’nın ‘babası’ El Ali, 1987’de öldürüldü. Mossad ajanı çıkan Filistinli öğrenci tarafından vurulduğunda daha 49 yaşındaydı.
İyi mizahçılar bir cümleyle, iki fırça darbesiyle çok şey anlatabilir. Ne yazık ki mizahın ülke sınırları olmadığı gibi, terörizmin de yok. ‘Gereksiz taramalardan kaçınanlar’, birkaç gün önce, El Ali gibi, birilerinin organize terörüyle silahla tarandı.
Blackburn Hayaleti İslamofobik mi?
Ha ne oldu? İslamofobi iyice devleşti, neredeyse meşrulaştı.
Son zamanlarda internette popüler olan, hatta ciddi haber ajanslarının bile kullandığı ilginç bir hayalet görüntüsü var. İngiltere’de, Lancashire’de, ıssız bir yolda arabayla giden, Arapça konuşan yolcular tarafından çekilmiş. Aniden yolun kenarından beyaz entarili, uzun saçlı, yüzü görünmeyen tuhaf biri çıkıyor ve hızlı ama aksak adımlarla arabanın üzerine doğru geliyor. Araplar korku içinde aralarında “Geri git, çabuk” diyerek arabayı geri sürmeye başlıyorlar. Ama ‘Blackburn Hayaleti’ peşlerini bırakmıyor. Bağırarak üstlerine doğru hızla gelmeye devam ediyor. Artık hayalet mi, çevrede yaşayan bir meczup mu, ilgi çekmek için yapılan kostümlü bir kurgu mu, bilinmez. Ama arabadakilerin Arap olması ve ‘beyazlı yaratık’ın onları kışkışlaması bana bir İslamofobi karikatürü gibi geliyor günlerdir. Adeta hayalet bile “Gelmeyin bizim buralara, geri basın lan, hadi” diye kovalıyor ‘bizimkileri’!
Herkesin herkesle kapı komşusu olduğu günümüz dünyasında, bu yabancı düşmanlığını yapacak olan, eski yüzyılların korku, önyargı ve kinini biriktirmiş bir hayalet olabilir ancak değil mi? Ama ne yazık ki hortlamış işte! Ve şu an, yanına birçok canlı taraftar almış, bu yüzden de çok korkutucu bir hayalet!
Müslüman mizahçı kadın ne etsin?
Âlemin tırsarak seyrettiği videoda yine ‘güldürüp düşündüren’ bir şey bulduğuma göre mizahın kaderim olduğunu esefle tekrar kavradım. Durum şu: Mizahçılar kimseye yaranamıyor, o belli oldu. E bizim coğrafyada kadının yeri ve hali pür melali de malum. Dünyada İslamofobinin yüksele yüksele geldiği yeni noktayı da görüyoruz. Peki ‘Müslüman kadın mizahçılar’ ne etsin arkadaş? Yani Batısıyla Doğusuyla, tüm dünyanın gıcık olduğu bir kesişim kümesini demografik olarak kalbinden vurdum! Kendimi tebrik ediyorum!
Bir hayalim var. Bu ülkenin tüm bunlardan kurtarılmış bölge olması. “Vay be” desin cümle âlem, “Hem Müslümanlar, hem laikler, hem özgürler, hem demokratikler, vay anasını ne süper insanlar, aşk olsun” desinler. “Zaten Müslüman kadın mizahçılar bir ülkede çoğalıyorsa oranın sırtı yere gelmez, İslamofobiyi bitiren bir yer şu Türkiye” desinler...
O gün kimse tutamaz beni, yeminle Blackburn hayaletine bile nanik yaparım...
Paylaş