Paylaş
Ortada Emek filan kalmadı da, mesele kaçıncı kata eski tavan süslemelerinin yerleştirileceği bir sinema yapılacağı ve inşaatın yandaki tarihi binalara da zarar veriyor olduğu iddiası. Şimdi:
Fotoğrafta gördüğünüz, bendenizin önünde gülümsediği tiyatro, Londra’daki Criterion Tiyatrosu.
-Criterion 1873’te bir restoran ve müzikhol olarak inşa edildi.
-Emek, 1884’te İstanbul Avcılar Kulübü olarak yapıldı.
-Emek 875, Criterion 588 kişilik salonlar.
-Emek de Criterion da, hem dönemin mimari tarzı hem Fransız Rönesansı, barok, rokoko etkiler görülen, süslü, şık binalar.
-İki binanın da şehrin halkının belleğinde anıları, kent ve ülkenin gösteri dünyası için tarihi bir değeri var.
-1970’de Criterion’un bulunduğu blok kentsel dönüşüme girecekken, şehir halkı ve sanatçılar tiyatronun zarar görebileceği korkusuyla sokağa çıktı.
-2013’te Emek Sineması’nın yıkılıp AVM’ye çevirileceği haberi üzerine, halk ve sanatçılar sokağa çıktı.
-Criterion protestoları üzerine 1975’te bloğun ancak tiyatronun tam, devamlı ve aralıksız faaliyet göstermesi şartıyla yenileneceği kararı alındı. Buna rağmen, 1980’lerde daha büyük sokak gösterileri, ünlü sanatçıların katılımıyla gerçekleşti.
-2013 Emek protestolarında gösterici ve sanatçıların üzerine gaz ve su sıkıldı.
-1980 Criterion protestolarından sonra tiyatro bir vakıf kurularak renöve edildi. Etrafındaki yeni binalar, tiyatro merkez alınarak, ona uygun inşa edildi.
-Emek, Mayıs 2013’te yıkıldı.
-Criterion, şu an faal ve harika bir tiyatro. Geçen hafta orada ‘39 Basamak’ oyununu seyrettim. Nefisti.
Bu kadar...
Gösteri dünyasına bir sorun yahu...
CUMHURBAŞKANLIĞI Sarayı’nda 16 Türk devletinin asker kostümleriyle yapılan karşılama hakkında... Hayır şaka yapmayacağım, hepsi yapıldı! Ama, şunu söylemem lazım: Dönem filmi, tarihi gösteri, kostümlü oyunlar, bunlar zor işlerdir hacı!
Bir, bence bu tarz şaşaalı fikirler iki liderin el sıkışıp poz verdiği resmi bir görüşme için değil, kutlamalar, bayramlar, kalabalık törenler için yapılmalıdır.
İki, madem iddialıyız, şaşaa istiyoruz, ki anlıyorum, sorun yok, o zaman o böyle yapılmaz! Gösteri dünyasından yardım alınır. Sadece askeri terzilere kostümler diktirip birer kişiye giydirerek arzu ettiğin ihtişamı yakalayamazsın. En azından birer bölük asker, makyaj, ışık, müzik kullanman gerekir. Sektörün parlak zekâlarını işin içine katarsan, törenlerde hem liderleri etkilersin hem haber olur ülkenin tanıtımını yaparsın. Zira “There’s no business like show business”! Her şeyi ulemaya sormayın, bazı şeyleri de sanatçılara sorun!
Hatta aslında birçok şeyi sanatçılara bir sorsanıza, bakalım ne diyecekler...
Yılın kadın gazetecisi adaylığı? Amanın!
BU akşam Elele ve Avon yılın kadınlarını seçiyor. Dün Kelebek’ten öğrendim ki, halkoyuyla, yılın kadın gazetecisi adayları arasındayım! Nasıl heyecaan! 19 yaşında dergi muhabiri olarak başladım bu işe, editörlük yaptım, 15 yıldır Sabah ve Hürriyet eklerinde yazdım. Bir yıldır da Hürriyet ana gazetedeki yazılar eklendi. “Bu insanlarla beraber aday olmak bile muhteşem” vardır ya hani. O genellikle “Ödülü ben hak ediyorum, ama alamazsam suratımı ekşitmemeye çalışacağım” demektir. Ancak bu sefer ben hakikaten çoğunu bayılarak takip ettiğim şahane kadın gazetecilerle aynı cümle içinde olmaktan bile gayet mutluyum. Vay anasını!
Paylaş